KORUYUCU TIP NEDEN ÖNEM KAZANDI?

Güncelleme Tarihi:

KORUYUCU TIP NEDEN ÖNEM KAZANDI
Oluşturulma Tarihi: Haziran 26, 2008 10:44

Koruyucu Tıp” ve “Yaşam Tarzı Hastalıkları” günümüz tıbbının başlıca ilgi alanıdır. Ortalama yaşam süresinde hissedilir bir uzamanın sağlanması sevindiricidir.

Haberin Devamı

Ama bu güzel sonuç toplumların yaşlanmasını da beraberinde getirmiştir. Biz daha uzun yaşadıkça toplumlar da yaşlanıyor. Kısacası birlikte yaşlanıyoruz! Doğal, içten gelen ve önlenemez bir süreç olan yaşlanmayı durdurmak mümkün değildir. Önemli olan sağlıklı ve mutlu bir yaşlanma süreci ile genç ve dinç bir yaşlı olabilmek, yaşlanınca da kendi ayakları üzerinde durabilmektir. Modern tıptaki olağanüstü ilerlemeler yanında, tarım ve sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş ile ulaşılan refah artışının hayat kalitesini arttırdığı ve yaşam süresinde uzamaya ciddi bir katkı sağladığı da unutulmamalıdır. Çevrenize şöyle bir bakın. 70'ini çoktan geçmiş, 80'li yaşlarda ama hayatını güle oynaya, sorunsuzca sürdüren keyifli ve mutlu ne kadar çok insan var. Bunların pek çoğu yaşlı ama asla ihtiyar (!) değiller. Kendi işlerini kendileri görüyor, yaşamını kendi olanakları ile rahatça sürdürüyorlar. Bu genç ve dinç yaşlıların çoğu yeterince işitiyor, konuşuyor, düşünüyor, hatırlıyor ve üretiyor. Onlar için de hastalık, sadece sağlığın vazgeçilmez bir parçası.

Haberin Devamı

Nasıl yaşlanacağımıza, yaşlanma sürecinde ne gibi sağlık sorunları ile karşılaşacağımıza ve bu sağlık sorunlarından nasıl etkileneceğimize karar veren sadece genetik mirasımız değildir. Yaşama ilişkin seçimlerimiz de nasıl yaşlanacağımızı belirliyor.

Yaşam tarzı ile ilişkili hastalıkların en önemlileri kilo fazlalığı-şişmanlık, kolesterol yüksekliği ve bununla ilişkili sorunlar( koroner kalp hastalığı, felç ve bellek sorunları), şeker hastalığı, hipertansiyon ve bazı doku-organ kanserleridir. Doğru yaşam tarzı alışkanlıkları geliştirirseniz genetik mirasınız nasıl olursa olsun bu hastalıklardan korunmanız, en azından küçük sıyrıklarla kurtulmanız mümkündür.

DOĞRU SEÇİMLER YAPIN

Yaşam süresindeki uzamanın ortaya çıkardığı sağlık sorunları ile yaşam tarzı seçimlerinizin etkili olduğu hastalıkların aynı olması bir tesadüf değildir. Şeker hastalığının, damar sertliğinin, hipertansiyonun ya da kanserin oluşmasında hücresel yaşlanma ve dokusal yıpranma kısacası ilerleyen yaşınız en az yaşam tarzı seçimleriniz kadar önemlidir. Yaşlanmayı durduramayacağınıza göre bu hastalıklar ile mücadelede yapabileceğiniz tek şey kalıyor: Doğru yaşam biçimi seçimleri yapmak!

Haberin Devamı

Uzmanlar fazla kalori tüketmenin, doymuş yağdan ve kolesterolden zengin beslenip hareketsiz bir yaşam tarzını ısrarla sürdürmenin, alkol kullanmanın ve sigara içmenin sizi hastalandırmasa bile sağlığınızı olumsuz yönde etkilediğinden kuşku duymuyorlar. Yanlış yaşam tarzı seçimlerine siz başkalarını da ekleyebilirsiniz: Aşırı yağlı yemek, tuzlu besinlere ağırlık vermek, hazır ve işlenmiş gıdaları öncelemek, uykusu az ve kalitesiz, stresi ve gerilimi bol, endişeden, güvensizlikten zengin bir hayat sürmek gerektiği kadar dinlenmemek...

Saydığımız günahların birkaçını aynı anda işlerseniz işiniz daha da zorlaşacaktır! Eğer bu yanlışları ısrarla sürdürmekle yetinmez, bir de fazla kiloluk problemini yüklenirseniz işinizi daha da güçleştireceğini belirtelim. Yukarıdaki yanlışlarla zaten sorunlara açık bir yapı haline gelen vücudunuzu bir de kilo sorunu ile karşı karşıya bırakırsanız beklenen patlama kısa bir zaman sonra gerçekleşir: Daha genç yaşlarda şeker hastalığına yakalanabilir, hipertansiyonla boğuşmaya daha kırklı yaşlarda başlayabilirsiniz. Ellili yaşlara adım atmadan kalp- damar hastası olmanız ise pek sürpriz olmaz!

Haberin Devamı

AMAÇ:  KALİTELİ YAŞAMAK VE İYİ YAŞLANMAKTIR

Modern tıbbın son yirmi yılda yaşam tarzı hastalıkları üzerinde yoğunlaşmasının başlıca nedeni size daha kaliteli bir yaşlılık süreci sunabilmektir. Salgın hastalıkları önleyerek aşıları, antibiyotikleri keşfederek, kolesterol ve hipertansiyon ile savaşta inanılmaz mesafeler kat ederek, erken tanıyı sağlayan müthiş teknolojileri birbiri ardına geliştirerek ( bilgisayarlı tomografi -BT-, magnetik rezonans -MRI-, pozitron emilsyon tomografisi -PET-, ultrasonografi, genetik analizler...) müthiş atılımlar yapan bilimsel tıbbın hedefi size hakkınız olan 120 yıllık yaşam süresini keyifle, huzurla yaşatmaktır! Sorun  "daha uzun yaşamak" sorunu olmaktan çoktan çıkmış, "kaliteli yaşamak" sorunu haline gelmiştir: Modern tıp bunu da başarırsa, muhtemelen uzun yaşayacak ama yaşlanmanın ortaya çıkardığı sağlık sorunlarından çok fazla etkilenmeden yaşlanacaksınız. Hala iyi görerek, iyi duyarak, sağlam kaslar ve kemiklerle ayakta kalarak... Belleğiniz bozulmadan, cinselliğiniz yok olmadan, damarlarınız tıkanmadan, kansere, osteoporoza, artroza yakalanmadan keyfili, mutlu
bir hayat çizgisi tutturacaksınız.
 
CHECK-UP SIKLIĞI NE OLMALI?

Haberin Devamı

Sağlığı korumak tedavi etmekten daha kolay ve ucuzdur.  Bunun için düzenli sağlık taramalarından geçmek gerekiyor.  Sağlık taramaları yalnızca hastalıkların erken tanısına yardımcı olmuyor.   Bilinçli ve dikkatli yapıldıklarında bu taramalarla gelecekteki sağlık problemleri de edilebiliyor.  Kısacası, sağlık taramalarında bir taraftan erken teşhis çalışmaları yapılırken diğer taraftan muhtemel sağlık riskleri de önceden tahmin edilmeye çalışılıyor.

CHECK-UP MI, RİSK ANALİZİ Mİ?

Güncel tıp yaklaşımı check-up yerine "sağlık riski analizini" benimsiyor.  Sağlık riski analizini check-uptan daha güvenli kılan bazı nedenler var.  Sağlık riski analizlerinin kişiye özel olması ve daha detaycı yapılması temel farklılıkların başında geliyor.  Bu analizler sadece kan tetkiklerine ve görüntülüme incelemelerine dayalı check-up'lardan oldukça farklı.

Haberin Devamı

" Sağlık riski taramaları işe genetik mirasınızı sorgulayarak başlıyor.  Aile ağacınıza bakarak "sıkça görülen sorunlar"ın daha dikkatle gözden geçirildiği bir program hazırlıyor.

" Bu programlarda beslenme uzmanları, psikologlar ve egzersiz danışmanları da yer alıyor.  Ruhsal durumunuz, beslenmeniz, bedensel aktiviteniz, yaşam tarzınız iyice araştırılıyor.

" Fizik muayene bulgularınız, önceki döneme ilişkin sağlık öykünüz, genetik mirasınız, beslenmeniz, yaşam biçiminiz ve çevresel kuşkular birleştirilince sağlık riskleriniz daha belirgin hale geliyor.  Yapılacak analizler buna göre yeniden şekillendiriliyor.  Bir başka deyişle fabrikasyon bir üretim olan sıradan check-up programı sağlık riski analizinde size özel dikilmiş, usta bir terzi işi "Made to measure" elbiseye dönüşüyor.

NE ZAMAN YAPTIRMALI?

Özel bir sağlık sorununuz veya hastalığınız yok ve siz sağlıklı biriyseniz sağlık riski tarama programınızın takvimini şu şekilde yapabilirsiniz:

" Yirmili yaş diliminde iki kez
" Otuzlu yaş döneminde iki-üç kez
" Kırklı yaş periyodunda üç-dört kez
" Ellili yaş sonrasında yılda bir kez.

Yeni yıl yeni bir sağlık programına başlamanız, bir sağlık riski taramasında geçmeniz için iyi bir fırsat olabilir.  Eğer şimdiye kadar herhangi bir sağlık taramasından geçmediyseniz ya da düzenli sağlık taramalarınızı uzun zamandır ihmal ettiyseniz bu öneri aklınızda olsun.

ERKEN TEŞHİS HAYATI UZATIYOR

Uzmanlara göre, hastalıkları erken dönemde teşhis etmek sadece hayatı kurtarmıyor, hayatı da uzatıyor.  Ortalama yaşam süresi uzadı.  Uzatmaları oynadığımız süreler arttı! Ömrümüze eklenen bu "uzatma hakları"nı ise çocukluk ve bebeklikte değil orta ve ileri yaşlarda kullanıyoruz.   Düzenli sağlık taramaları uzatma dönemlerinde ortaya çıkabilecek sağlık problemlerini (hipertansiyon, kanser, diyabet, Alzheimer…) belirlemede önemli avantajlar sağlıyor.  Yaşlılığın kalitesini azaltan, orta yaşta -yaşlılık- geçirilen sağlıklı, keyifli süreleri kısaltan bu hastalıkları erken teşhis kontrol altına almada sağlık taramaları büyük önem kazanıyor.

DAMARLARINIZ KADAR YAŞLISINIZ...

KALİTELİ YAŞAMIN SIRRI DAMARLARDA GİZLİDİR

Eğer dikkatsiz bir yaşam sürerseniz, damarlarınız erkenden sertleşip daralabilir. İlgisizliğinizi sürdürmekte ısrar ederseniz, damarlarınızın pıhtı yumakları ile tamamen tıkanıp görevini yapamaz hale gelmesi mümkündür. Daralmış veya tıkanmış bir damar demek, iyi beslenemeyen, yeteri kadar oksijen alamayan, ürettiği zararlı atıklardan kurtulamayan, kısacası hızla yaşlanan bir doku veya organ demektir.

DAMARLARINIZ YAŞLANINCA NE OLUYOR?

Daralıp tıkanan damarınız kalbinizde ise, göğüs ağrısı, ritim bozukluğu, kalp yetmezliği veya kalp krizi gibi sorunlar kaçınılmazdır. Eğer beyin damarlarınız daralmışsa unutkanlık, bellek azalması, denge sorunları veya felç gibi şansızlıklara hazır olmalısınız. Aynı sorun böbreklerinizde ilerleyici bir yetersizliğe, gözlerinizde katarakt ve bazı görme sorunlarına, kulaklarınızda işitme kaybı, çınlama-uğultu gibi problemlere yol açacaktır.

İlerleyici bir damar yaşlanmasının erkekler için son derece üzücü bir sonucu daha var: cinsel güç kaybı (İmpotens). Orta yaş sonrasında başlayan sertleşme sorununun en önemli nedeni cinsel organ kanlanmasını azaltacak düzeye ulaşmış bir damar yaşlanmasıdır. "Sonsuza kadar cinsel güç" elbette hoş bir beklentidir ama genç ve temiz damarlarınız varsa oldukça ileri yaşlarda bile pek mahcup olmazsınız!

Yaşlanan damarlarının cildinizdeki kırışıklıklardan, bazı saç sorunlarınızdan, sindirim ve solunum sistemlerinizdeki problemlerinizin bir kısmından da sorumlu olduğunu unutmayın.

Yaşlı ve sert damarların hipertansiyon sorunu ile de yakın bir ilişkisi vardır. Genç, elastikiyetini korumuş, temiz ve esnek damarları olanlarda yaşlanmanın doğal seyrinde görülen kan basıncı artışı veya mevcut bir hipertansiyonun ağırlaşması pek görülmez. Özellikle böbrek damarlarının daralıp tıkanması sonucu oluşan, ani başlayıp hızla ilerleyen kan basıncı yükselmelerine, genç ve temiz damarlarınız varsa asla yakalanmazsınız.
Bugün, kadınların da, erkeklerin de biyolojik yaşını belirleyen başlıca faktörün damar yaşı olduğu iyi biliniyor. Sağlığı koruma programlarından ve koruyucu-iyileştirici yaşam tarzı değişikliklerinden en çok damarlar yararlanmaktadır.

DAMARLARINIZA İYİ BAKIN

Uç damar hastalıkları önemli bir sağlık sorunudur. Damar hastalıklarının sadece koroner kalp hastalığı ve beyin-damar hastalığından ibaret olduğunu sanmayın. Eğer ateroskleroz sorununa yakalanmışsanız şu veya bu şekilde bu problemden diğer damarlarınızın da etkileneceğinde kuşku duymayın. Koroner kalp hastalığına yakalan birinin boyun damarlarında, karın aortasında, böbreğe giden büyük damarlarında, kasık arterlerinde ve bacak damarlarında da az veya çok daralmalar ve tıkanmalar saptanır. Uç damar hastalığının da başlıca nedeni damar sertliği yani aterosklerozdur. Eğer damarlarda meydana gelen daralma belirli bir seviyeyi geçer ya da pıhtı plakalarından kopan parçacıklar daha ilerdeki küçük damarları tıkarsa ağır bir beslenme bozukluğu başlamakta, o uzvun kan ihtiyacı yeterince karşılanamamaktadır.

ARALIKLI TOPALLAMA ÇOK TİPİKTİR

Uç damar hastalığında en önemli belirti aralıklı toplallamadır (claudicatio intermittens). Aslında bu ileri dönemde ortaya çıkan bir işarettir ama son derece tipiktir. Belirli bir mesafeyi yürümekle ortaya çıkan, dinlenmekle geçen ayak ağrıları, uç-damar hastalıklarında en önemli belirtisidir. Yürüme esnasında, kalça ve bacak kaslarında ağrı ortaya çıkar. Ağrı özellikle kalça ve uyluk bölgesine yerleşmiştir. Daha aşağı kısımlarda tıkanıklık varsa ağrı baldır kasında oluşur. Kas ağrısı yürüme esnasında yavaş yavaş artar, durduktan sonra birkaç dakika sonra kaybolur. Tekrar yürümeye başlandığında sabit bir mesafeden sonra ağrı tekrarlar. Eğer bu dönemde de iş ciddiye alınmazsa bir süre sonra bu damarların beslediği vücut kısımlarında -özellikle ayaklarda- daha ağır beslenme bozuklukları ortaya çıkar.  Tırnak uzaması durur, cilt solar ve kurur. Yaraların iyileşmesi gecikir, tüyler dökülür.  Ortaya çıkan basit iltihaplar bile ağır, akıntılı enfeksiyonlara dönüşür. Cilt ısısı düşer, vücudun o bölümü daha kolay üşür. Bir süre sonra o alanda ülser ve hatta kangren oluşabilir.

KOLESTEROL VE ŞEKER YÜKSEKLİĞİ DE ÖNEMLİ

Uç-damar hastalıklarının en önemli nedenleri sigara kullanmak ve kolesterol yüksekliği sorununu ciddiye almamaktır. Şeker hastalığı, hipertansiyon, kolesterol, trigliserit fazlalığı olanlarda uç-damar hastalıklarına daha sık rastlanmaktadır. Eğer sigara içiyorsanız hemen bırakın. Damar riskini arttıran her sorunu ciddiye alın. Kan şekeri, kan basıncı ve trigliserit fazlalığınızı takip edin.  Uç damar hastalığının erken dönemlerde daha kolay tedavi edilebileceğinden kuşku duymayın. Doktorlarınızın önerilerini dikkatle uygulayın.


 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!