Kortun göz kamaştırıcı gladyatörleriyiz

Güncelleme Tarihi:

Kortun göz kamaştırıcı gladyatörleriyiz
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 17, 2011 00:00

Rus Vera Zvonareva (27) altı yaşından beri raket sallıyor. Onu tenisle tanıştıran profesyonel hokeyci annesini utandırmayarak dünya tek kadınlar sıralamasında üçüncülüğe kadar yükseldi. Yılda yaklaşık 18 turnuvaya katılıyor, sık sık Florida’da antrenman yapsa da, Moskova’da yaşıyor. Onu nadir tatillerinden birinde, Wimbledon’ın yorgunluğunu attığı Ali Bey Resort Side’de yakaladık.

Haberin Devamı

Kadınlar Tenis Birliği WTA’nın son dönemdeki ‘Güçlü Güzeldir - Strong is Beautiful’ kampanyasında yer alan kadın tenisçilerden birisiniz. Ancak bu kampanya kadınları metalaştırdığı gerekçesiyle epeyce eleştirildi...
- Eleştirilere katılmıyorum. Bilakis kampanyayı çok estetik buldum. Kendi seçtiğimiz gece elbiseleriyle tenis oynadık. Güzel bir makyaj ve ışıkla ağır çekimde yapıldığı için çok zarifti. Aynı zamanda bir sporcu olarak kaslarımızın gücünü göstermeye odaklıydı. Çünkü biz kortta birer gladyatörüz. Sadece onların biraz daha göz kamaştırıcı ve ışıltılı haliyiz.
Üniversitede spor eğitmenliği okudunuz. Şimdi de uluslararası ekonomi bölümüne devam ediyorsunuz. Hayatınızı tenise adamışken, bütün bunları yapmayı nasıl beceriyorsunuz?
- Spor eğitimi görmek beni çok zorlamadı, zaten hayatım boyunca yaptığım bir şey üzerineydi. Okulu hep sevdim ve iyi bir öğrenciydim. Kendimi tenis dışındaki alanlarda da geliştirmek istedim. 2007’de yaklaşık yedi-sekiz aylık bir sakatlık geçirince meşgul olmak için ikinci üniversiteye başladım. Bazen zorlanıyorum ama ders çalışmak hoşuma gidiyor.
Günde kaç saat antrenman yapıyorsunuz?
- Turnuva yoksa dörder saat fitness ve tenis antrenmanı, yani toplam sekiz saat. Eğer bir an bile duraklarsam, arkamdan gelenler beni kolayca geçer. Gece hayatından hoşlanmıyorum. Alkolle de pek aram yok.
En çok hangi turnuvanın atmosferini seviyorsunuz?
- Her yıl ocak ayında yapılan Avustralya Açık turnuvasını. Sezona taze bir başlangıç yapmanızı sağlıyor. Wimbledon’ın geleneksel havası da kendimi özel hissettiriyor. Çim zemini de seviyorum.
Kadın tenisinde aşırı bir rekabet var. Neredeyse her yıl yeni bir şampiyon çıkıyor...
- Önceden en tepede beş oyuncu vardı. Şimdi kazanmak için canınızı dişinize takmak zorundasınız. Mesela 30. sıradaki bir oyuncu, fiziksel ve zihinsel olarak çok formda olduğu için o hafta kazanabiliyor, her şey çok hızlı değişiyor. Bu yüzden maçlar çok daha heyecanlı. Seyirci sayısı da artıyor çünkü kimin kazanacağını tahmin edemiyorlar.

Haberin Devamı

RUS ERKEKLERİ HOKEY VE BASKETBOLU YEĞLİYOR

Haberin Devamı

En beğendiğiniz tenisçi kim?
- Yevgeni Kafelnikov. 1996’da bir Grand Slam turnuvası kazanan ilk Rus tenisçi oldu. Dokuz yaşındayken onun ‘ball girl’üydüm. Maç sırasında saha kenarından top ve su getirirdim. İki yıl önce Hong Kong’da bir gösteri maçı yaptık ve bir zamanlar ona soğuk kola taşıdığımı söyledim. Beni yendi tabii ama kahramanımla tanıştığım için çok heyecanlandım.
Neden Slav erkekler değil de özellikle kadınlar çok başarılı teniste?
- Çünkü erkekler için başta futbol olmak üzere pek çok spor seçeneği var: Basketbol, hokey... Bunlar tenisten çok daha ucuz ve yaygın olduğu için aileler çocuklarını onlara yönlendiriyor. Teknik olarak da, kadın tenisçi yetiştirmek daha kolay. Erkekler kendileriyle aynı fiziksel kapasitede antrenör ve rakip bulmakta zorlanıyor.
Tenis yorumcuları sizin için ‘En büyük handikapı duygularını kontrol edememesi’ diyor. Kortta sinirleniyor, ağlıyor, hatta bazen raket fırlatıyorsunuz...
- İnsanların ne dediği pek umrumda değil. Kortta benden daha iyi hareket eden pek çok oyuncu var. Eğer zihinsel açıdan sağlam olmasaydım asla dünyada ilk beşte yer alamazdım. Sahada duygularını ifade etmeyen oyuncular da var ama bence derinlerde kendilerine inanmıyorlar. Ben farklıyım. Maçta konsantrasyonum o kadar yüksek oluyor ki, hiçbir şey görmüyorum. Kocaman bir balonun içindeymiş gibi hissediyorum. İki saat boyunca kendimi her şeyden soyutluyorum.

Haberin Devamı

ÇIĞLIKLAR TOPUN SESİNİ DUYMAMI ENGELLİYOR

Peki maçlardaki çığlıklara ne diyorsunuz? Bazı erkek seyirciler orgazm çığlığına benzeterek tahrik oluyor...
- Maçları bu gözle seyredenler için bir şey söyleyemeyeceğim. Fakat karşınızdaki oyuncu çığlık atarken oyuna devam etmek güçleşiyor. Mücadele etmek için topunu sesini izlemeniz gerekiyor ama çığlıklar bunu engelliyor. Eğer topun sesini kaybederseniz, süratiniz kesilir. Fakat çığlıkları kontrol etmenin zor olduğunu da biliyorum.
Kadın tenisçilere pop yıldızı gibi davranılması hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Göz önünde olduğumuz için böyle, zira tenis; sahada güzelliğinizi, hatta dişiliğinizi sergilemeye müsait bir spor.
Turnuvalar sırasında kadın tenisçilerin giydiği kıyafetler de çok konuşuluyor?
- Tenisle ilgili olsun da, ne konuşulursa konuşulsun.... Evet, kıyafetler giderek çeşitlendi. Benim içinse rahatlık çok önemli. Bu arada, Wimbledon partisi için tasarımcı Hüseyin Çağlayan bana özel bir kıyafet tasarlamıştı. Maalesef partiye katılamadım ama ceketi ve eteği hediye ettiler.
Bir diyet uyguluyor musunuz?
- Sağlıklı beslenmeye çalışıyorum; kızartma ve şekerden uzak duruyorum.
Erkek arkadaşınız var mı? Sevgiliniz olmak zordur herhalde...
- Özel hayatımdan bahsetmekten çok hoşlanmıyorum, sadece yakın bir zamanda evlenmeyeceğimi söyleyebilirim! Ama doğru, programımın yoğunluğundan dolayı benimle birlikte olacak erkek sabırlı olmak zorunda.

Haberin Devamı

TENİS HAKKINDA HER ŞEY

Ali Bey Resorts Manavgat’ta; uluslararası standartlara uygun üç çocuk kortu ve bir adet merkez kortla birlikte toplam 62 adet kırmızı toprak kort bulunuyor. Her yıl pek çok profesyonel turnuvada tenisçiler ağırlanıyor. Tesisin en önemli özelliğiyse, Mickey Tenis Akademisi’ne sahip olması ve PCT Tenis Okulu’yla anlaşmalı tenis kursları verilmesi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!