Korsan ürün tasarlayarak meşhur oldu

Güncelleme Tarihi:

Korsan ürün tasarlayarak meşhur oldu
Oluşturulma Tarihi: Kasım 28, 2008 00:00

Aslında ünlü Fransız modacı Pascal Morabito’nun oğlu. Tasarım okulundan atıldığında 21 yaşındaydı. Önce babasının oğlu olduğu anlaşılmasın diye İto Morabito olan ismini Ora İto yaptı. Sonra ünlü markalar adına sanal tasarımlar yapmaya başladı.

Kimse talep etmemesine rağmen Louis Vuitton’a çanta, Apple’a bilgisayar, Swatch’a saat tasarladı. Bu korsan ürünler çok beğenilince yıldızı parladı. Ora İto şimdi 31 yaşında ve çok ünlü. Heineken, Adidas, Danone gibi büyük markalar için gerçek ürünler tasarlıyor. 27-28 Kasım’da Çırağan Sarayı’nda düzenlenen Marka Konferansı’na konuşmacı olarak geliyor. "Beni ya hayal ürünü ya da Japon hükümdarı sanıyorlar. Kim olduğumu anlatmak için konuşuyorum" diyor.

Ora Ito ne demek?

- Benim ilk adımı kullanarak yarattığım bir isim. Ailemin bana koyduğu isim Japon ismiydi. Japon kültürüne duydukları hayranlıktan dolayı küçük bir Fransız erkek çocuğunda rastlayabileceğiniz en sıradışı ve şaşırtıcı ismi koymuşlar: ITO. Anlamı ipek teli. Ora İto ise hayalini gerçekleştirmek anlamına geliyor.

Bu kadar yaratıcı olacağınızın sinyallerini nasıl vermişsiniz?

-İlk tasarımımı yedi yaşındayken yaptım. Bir kaset çaları parfüm şişesi şeklinde hayal etmiştim. Çılgınca değil mi? Tasarımlarımın esin kaynağı her zaman gelecek oldu. Çocukken bir zaman makinesi ile geleceğe gitmeyi hayal ederdim.

21 yaşında okuldan atıldınız? Kovulma hikayeniz nasıl başladı ve bitti?

-Paris’teki okula başladıktan iki ay sonra, bir şeyler öğrenmediğimi hissettim. Bilinçli olarak okulun aylık ödemesinde gecikme yaptım. Okul yöneticileri de beni okuldan atmakla tehdit ettiler. Açıkçası bu tehdidi iyi değerlendirdim. Öğrettikleri gereksizdi. Kreatif alanda kariyer yapmam için kültür bagajımın dolu olması gerektiğini söyleyenlere cevabım "Bavulsuz daha hızlı koşabilirim"di. Güzel sanatlar okulunu bıraktığım için pişman değilim. Çünkü gerçek hayatta daha hızlı ve kolay öğrenebiliyorsunuz.

Siz herkesin gittiği yolun tersine giderek ünlü markalar için korsan ürün tasarlayarak tasarımcı oldunuz. Ne zorunuz vardı?

-Bir şeyler tasarlamaya başlamadan önce markaların güvenini kazanmanız gerekir. Markalar tanımadıkları birine milyonlarca dolar yatırıp, tasarımlarını emanet etmezler. Bu nedenle kırk yaşınıza kadar bir kaşık tasarlamak için beklersiniz. Bu çarkın bir parçası olmak istemedim. Yıllarca tasarımlar yaparak iğneyle kuyu kazmak yerine 21 yaşında ünlü olmaya karar verdim. Param yoktu ama bilgisayarım vardı. Gerçek markalara sanal tasarımlar yaptım.

Louis Vuitton, Apple ve Swatch gibi markaları nasıl seçtiniz?

-Bunlar alanlarında en iyileriydi. Onların ilgisini çekecek bir şeyler yapmam gerekiyordu. Onların hiç görmediği ürünleri onlar adına yarattım, logolarını kullanarak internet dünyasına sanal ilanlar verdim. Gerçekten çok eğlenceliydi.

Bu korsan ürünleri sattınız mı?

-Hayır. Üretmedim bile. Medyayı kullanarak, internetin yardımıyla neler yapılabileceğini gösterdim. Ama Louis Vuitton ekibi ile komik bir anım var. Çinliler benim sanal modeli gerçek sanmış ve Çin’de sahtesini üretmişler. Onlar buldu.

KAYBEDECEK BİR ŞEYİM YOKTU

Yakalanmaktan ve büyük tazminat davalarına maruz kalmaktan hiç mi korkmadınız?

-Genç bir tasarımcı olarak kariyerinize başladığınızda kaybedecek bir şeyiniz yoktur.

Bugüne kadar tasarladığınız ürünlerden en çok hangisi satılmıştır?

-Heineken’in alüminyum şişesi gerçek hayattaki ilk ticari başarımdır. 2003’te "En iyi ambalaj" ödülü aldı. Adidas parfümü, Ogo şişesi, Smiley parfümü ve Christofle için tasarladığım mücevher serisi hálá çok satılıyor.

Hálá korsan tasarım yapıyor musunuz? Ne zaman bıraktınız?

-Aslında artık sanal markalı ürünler tasarlamaya ihtiyacım yok. Sanal tasarımları sadece markaların benimle ilgilenmesi için tasarladım.

Ben hayallerimi gerçekleştirdim, diyor musunuz?

-Eğer yeni hayallerim olmasaydı herhalde depresyonda olurdum. Hálá optik bir heykel tasarlamak, bir müzik albümü yapmak, bir film yönetmek, bir sanat merkezi yaratmak, gökdelen inşa etmek, uzay aracı tasarlamak, ayda bir ofis kurmak istiyorum.

Tasarım yaparken kadınlardan ilham alıyor musunuz?

-Evet. Bakışlarındaki derinlikten çok etkileniyorum. Gözler kim olduğumuzu ve ne için yaşadığımızı özetler. Bir kadının bakışı bir erkek için derin bir hipnozdur. Birinin gözlerinin içine bakmak sevişmekten farksızdır. O an iki ruh birleşir.

HAYAL ÜRÜNÜ MÜ JAPON HÜKÜMDARI MI

Ne kadar zamandır marka gibi konferanslarda konuşuyorsunuz?

- Birkaç yıldır. Çünkü insanlar benim bir hayal ürünü mü yoksa bir Japon hükümdarı mı olup olmadığımı anlamak için beni tanımak istiyorlar.

Türkiye’de neler anlatacaksınız? Konuşmanız bittiğinde dinleyiciler salonu hangi duygularla terk edecek?

-
Benim konuşmalarım hiçbir zaman aynı olmaz çünkü doğaçlama konuşurum. Ama merkezde kendi markamın hikayesi var.

Daha önce İstanbul’a gelmiş miydiniz? Ülkemiz hakkında ne düşünüyorsunuz?

-
İstanbul’a hiç gelmedim ancak, Fransızlar olarak çok sevdiğimiz Doğu Avrupa’nın bu güzel şehrini görmek için heyecanlanıyorum. Türkiye bizim için egzotik ve büyüleyici bir sır. Bu seyahat benim için mükemmel bir sahne değişimi olacak.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!