Köpekbalığı kıkırdağı kansere çare değil
Güncelleme Tarihi:
Nesrin COŞKUN/İZMİR, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Şubat 14, 2007 12:04
Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Canfeza Sezgin, köpekbalıklarının hiç kanser olmadığı ve bunun sırrının köpekbalığı kıkırdağı olduğuna dair yanlış ve yaygın bir inanış olduğunu söyledi.
Bunun bir masal olduğunu, ancak kanser hastalarının bu masala inanarak köpekbalığı kıkırdağı kullanmak istediklerini belirten Doç. Dr. Sezgin, “Köpekbalıkları da kanser oluyor. Üstelik kanser tedavisinde köpekbalığı kıkırdağının yararından çok zararı da saptandı. Kanser hastaları bu masala inanmasın, bu ürünü kullanmasın” dedi.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi, İç Hastalıkları ve Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Canfeza Sezgin, kanser tedavisinde doğal ürünlerden biri olarak görülen köpekbalığı kıkırdağının ‘kurtarıcı’ olmadığını söyledi. Doç. Dr. Sezgin, periyodik olarak bu masalın gündeme geldiğini ve her gündeme gelişinden sonra hastalarında bu ürünü kullanma isteğinin ortaya çıktığını belirtti.
Kanser hastalarının tıbbi tedavinin yanında alternatif tıptan yararlanma ihtiyacı içinde olduğunu, ancak bilmeden, bilinçsiz kullanılacak bu tür ürünlerin hastaya yarardan çok zarar getirebileceğini vurgulayan Doç. Dr. Sezgin, “Bu kez gündemde köpekbalığı kıkırdağı var. Oysa bu masal” diyerek şunları söyledi:
“Köpekbalıklarının hiç kanser olmadığı hikayesi 1992 yılında ortaya atılmış, oldukça ilgi çekmesi nedeniyle yazılı ve görsel basında yoğun olarak tekrar tekrar gündeme getirilmiştir. Popülerlik kazanan bu olay sonucunda son 5- 10 yılda köpekbalığı popülasyonunda belirgin bir azalma meydana gelirken, köpekbalığı kıkırdağı satan firmaların sayısı artmıştır. Yapılan araştırmalarda köpekbalıklarının kanser oldukları, görülen kanser çeşitlerinin ise cilt, karaciğer, yumuşak doku, lenfoma, safra yolu, bağırsak ve tiroid kanseri olduğu saptanmıştır. Köpekbalıklarının daha çok derin sularda ve okyanusta yaşamaları, herhangi bir nedenle ölen köpekbalıklarının diğer yırtıcı balıklar tarafından parçalanması ölüm nedenlerinin tam bilinmemesine neden oluyor. Ayrıca okyanuslarda, kansere neden olan karsinojen isimli zehirli maddelerin düzeyinin daha düşük olması bu bölgede yaşayan balıklarda daha az kanser görülmesinin temel nedenidir.
Köpekbalıklarının vücut ısılarının ve hücrelerinin bölünme hızlarının daha düşük olmasının da kanserin az görülmesine neden olabileceği düşünülmektedir.”
YAN ETKİLERİ VAR
Doç. Dr. Sezgin, bir umut olarak gündeme getirilip hastaların alıp kullanmak için çaba gösterdiği köpekbalığı kıkırdağının yan etkileri olduğunu söyledi. Kıkırdak yapısının, normalde damardan fakir ve kanserin nadir görüldüğü bölgelerden birisi olduğunu belirten Sezgin, “Kıkırdakta damarlanmayı ve kanserin yayılımını engelleyen kimyasal maddeler salınmaktadır.
Fakat protein yapıda olması nedeniyle kıkırdak preparatlarının ağız yolu ile alınmasının yararı olmamaktadır. Çünkü mide asiditesi, alınan kıkırdak preparatındaki maddeleri sindirmekte ve etkisizleştirmektedir. Sonuç olarak alınan köpekbalığı kıkırdağı bir işe yaramamaktadır. Meme ve kalınbağırsak kanserli hastalarda yapılan bir çalışmada da köpekbalığı kıkırdağı kullanılmasının hiçbir yararının olmadığı, aksine yan etkilerinin çok olduğu görülmüştür. Günümüzde daha ileri tekniklerle köpekbalığı karaciğeri veya kıkırdak yapısındaki damarlanmayı engelleyen aktif kimyasallar elde edilmekte, bunlarla ilgili çalışmalar sürdürülmektedir. Sonuç olarak hastalarımıza köpekbalığı kıkırdağı kullanmamalarını tavsiye ediyoruz” diye konuştu.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi, İç Hastalıkları ve Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Canfeza Sezgin, kanser tedavisinde doğal ürünlerden biri olarak görülen köpekbalığı kıkırdağının ‘kurtarıcı’ olmadığını söyledi. Doç. Dr. Sezgin, periyodik olarak bu masalın gündeme geldiğini ve her gündeme gelişinden sonra hastalarında bu ürünü kullanma isteğinin ortaya çıktığını belirtti.
Kanser hastalarının tıbbi tedavinin yanında alternatif tıptan yararlanma ihtiyacı içinde olduğunu, ancak bilmeden, bilinçsiz kullanılacak bu tür ürünlerin hastaya yarardan çok zarar getirebileceğini vurgulayan Doç. Dr. Sezgin, “Bu kez gündemde köpekbalığı kıkırdağı var. Oysa bu masal” diyerek şunları söyledi:
“Köpekbalıklarının hiç kanser olmadığı hikayesi 1992 yılında ortaya atılmış, oldukça ilgi çekmesi nedeniyle yazılı ve görsel basında yoğun olarak tekrar tekrar gündeme getirilmiştir. Popülerlik kazanan bu olay sonucunda son 5- 10 yılda köpekbalığı popülasyonunda belirgin bir azalma meydana gelirken, köpekbalığı kıkırdağı satan firmaların sayısı artmıştır. Yapılan araştırmalarda köpekbalıklarının kanser oldukları, görülen kanser çeşitlerinin ise cilt, karaciğer, yumuşak doku, lenfoma, safra yolu, bağırsak ve tiroid kanseri olduğu saptanmıştır. Köpekbalıklarının daha çok derin sularda ve okyanusta yaşamaları, herhangi bir nedenle ölen köpekbalıklarının diğer yırtıcı balıklar tarafından parçalanması ölüm nedenlerinin tam bilinmemesine neden oluyor. Ayrıca okyanuslarda, kansere neden olan karsinojen isimli zehirli maddelerin düzeyinin daha düşük olması bu bölgede yaşayan balıklarda daha az kanser görülmesinin temel nedenidir.
Köpekbalıklarının vücut ısılarının ve hücrelerinin bölünme hızlarının daha düşük olmasının da kanserin az görülmesine neden olabileceği düşünülmektedir.”
YAN ETKİLERİ VAR
Doç. Dr. Sezgin, bir umut olarak gündeme getirilip hastaların alıp kullanmak için çaba gösterdiği köpekbalığı kıkırdağının yan etkileri olduğunu söyledi. Kıkırdak yapısının, normalde damardan fakir ve kanserin nadir görüldüğü bölgelerden birisi olduğunu belirten Sezgin, “Kıkırdakta damarlanmayı ve kanserin yayılımını engelleyen kimyasal maddeler salınmaktadır.
Fakat protein yapıda olması nedeniyle kıkırdak preparatlarının ağız yolu ile alınmasının yararı olmamaktadır. Çünkü mide asiditesi, alınan kıkırdak preparatındaki maddeleri sindirmekte ve etkisizleştirmektedir. Sonuç olarak alınan köpekbalığı kıkırdağı bir işe yaramamaktadır. Meme ve kalınbağırsak kanserli hastalarda yapılan bir çalışmada da köpekbalığı kıkırdağı kullanılmasının hiçbir yararının olmadığı, aksine yan etkilerinin çok olduğu görülmüştür. Günümüzde daha ileri tekniklerle köpekbalığı karaciğeri veya kıkırdak yapısındaki damarlanmayı engelleyen aktif kimyasallar elde edilmekte, bunlarla ilgili çalışmalar sürdürülmektedir. Sonuç olarak hastalarımıza köpekbalığı kıkırdağı kullanmamalarını tavsiye ediyoruz” diye konuştu.