Güncelleme Tarihi:
Tom Riley (Leonardo Da Vinci)
Zekası problem
Söze ikinci sezonla başlayalım. Neler beklemeliyiz bu sezondan?
- İlk sezonun sonunda işler çok karışmıştı. İkinci sezonun ilk iki bölümünde, işlerin huzura bağlanmasını göreceğiz öncelikle. Şov bu yıl daha da büyük bir hâl alıyor. Diziyi coğrafi olarak başka bir yere taşıyoruz. Yeni bir dünyaya gidiyoruz ve bu, karakterler için yeni bir mücadele demek.
Leonardo neler yaşayacak bu sezon?
- İlk sezonda Leonardo için çok dikbaşlı, küstah bir genç adam portresi çizdik. İkinci sezonda, gördüğü hayaller ve zekası etrafı için problem olmaktan çıkacak, onun için problem olmaya başlayacak. Bütün bunlar, onu, oynamaktan keyif aldığım bir karakter haline getiriyor.
Leonardo, ilk sezonda zeki bir mühendisti. Bu sezon profili değişecek mi?
- Daha da kahramanlaşıyor. Sanatçı ve mühendislik yönünü bu sezon da göreceğiz. Ama başka bir dünyadan kendine gelen istek doğrultusunda çalışmaya da çok istekli. The Turk’ün bulmasını istediği “Da Vinci Book of Leaves” isimli kitabın peşinden gidiyor. Çünkü bunun imkansızlığını kanıtlamak istiyor. Çünkü varlığından emin olamadığımız bir adam, varlığından emin olmadığımız bir kitabı bulabileceğini söylüyor. Sorun da bu. Çünkü Leonardo her şeyi bilimle açıklıyor ve bunun da var olmadığını kanıtlamak istiyor.
İlk sezonu izledim ve ben de çok merak ediyorum; The Turk karakteri gerçek mi, hayal mi?
- Bunu anlayamamış olman iyi. Yanıtı ben de veremem. (Gülüyor) Bunu biz de izleyiciye bıraktık. Leonardo onun sayesinde bir kitabın peşinden gidiyor. Bu, onun algılarının, bu zamanın ve boşluğun dışında bir yerde duruyor.
Leonardo, Lucrezia’ya âşık mı peki?
- Sanmıyorum. O da bir bilmece. Bölümler geçtikçe göreceksiniz ki ikisi de birbirine çok benziyor. İkisi de yaptıkları şeyi, her şeyin üzerinde tutuyor. Tek bir isteğin peşinden gidebiliyorlar.
Dizi 15. yy’da geçiyor. Bu dizide rol almaya başladıktan sonra, o dönem hakkındaki fikirleriniz değişti mi?
- Gerçekten muhteşem bir dönemmiş bu. Özellikle Floransa’da Lorenzo Medici’nin şehir ve kültür için bu kadar önemli olduğunun farkına varamamışım. Bana göre sanat ve kültürün unutulan kahramanı. Onun cesareti olmasaydı, bugün bildiğimiz sanatçıların yüzde 50’sini tanımıyor olurduk. Medici ailesinin bulunduğu bu süreç, sanat tarihi için çok büyük önem taşıyor.
İlk sezonu stüdyoda çektiniz. Nasıl geçti sizin için?
- İyiydi. Hatta o kadar iyiydi ki, bizi artık dünyanın hiçbir yerine gönderemezler! (Gülüyor)
İlk sezonda İstanbul’u da gördük. Bu, İstanbul’a gelmeyeceğiniz anlamına mı geliyor?
- Buna da yanıt veremem. Spoiler vermek istemem, (gülüyor) çünkü bu büyük bir spoiler olur. Floransa’da başlıyoruz, Peru’ya gidiyoruz ama sonrasını söyleyemem...
Blake Ritson (Kont Riario)
Ona “kötü” demek öyle kolay değil
Dizide Papa’nın evlilik dışı oğlu ve planlarının uygulayıcısı Kont Riario’yu canlandırıyorsunuz. İkinci sezonda Riario’yu neler bekliyor?
- Riario, bütün sezon boyunca korkutucuydu. Bu sezon onu kendi alanından çıkarken göreceğiz. Hem de Vatikan’ın politik, mali ve askeri desteği olmadan. Sadece o değil, dizideki tüm karakterler rahat oldukları o alandan çıkacak bu sezon...
Riario o kadar kötü ki, şahsen izlemeye tahammül edemiyorum...
- Bence kesinlikle yanlış anlaşılıyor! (Gülüyor) Bu bir bakış açısı sorunu. Riario, sadist değil. Kötülüğü, aldığı eğitim ve görgüden ileri geliyor. Bence dizinin kötü adamı değil. Çünkü inandıkları için inanılmaz fedakârlıklarda bulunuyor.
Kendinizi böyle telkin ederek mi oynuyorsunuz karakteri?
- Öyle... Çekimlerden önce yapımcımız David S. Goyer ile yemekte buluşmuştuk. Ona da Riario’nun asla dizinin kötü adamı olmayacağını, yaptıkları için nedenleri olduğunu söyledim. Yaptıklarından ve düşüncelerinden yola çıkarsak, Riario’yu “kötü” diye etiketlemek öyle kolay değil...
Bu konuda müdahaleleriniz oldu mu?
- Pek sayılmaz ama ekip karakteri siyah giyindirmek istiyordu, Darth Vader gibi. Ben gri olmasını istedim. Sonuçta o da kitabın peşinde. Ve biliyor ki kitap kimin eline geçerse, tüm İtalya’yı hatta dünyayı yönetebilir.
Bize diziyle ilgili henüz bilmediğimiz bir şeyi söylemenizi istesem?
- Bu sezon Riario ile Da Vinci’nin aradaki sürtüşmelere rağmen birlikte nasıl var olduklarını ve aslında nasıl da benzeştiklerini göreceksiniz. Bu, seyirciyi de şaşırtacak.
Laura Haddock / Lucrezia Donati
Leonardo meyveye de aşık olur
İkinci sezondan neler beklemeliyiz?
- David S. Goyer ve senaryo ekibi, bana bu yıl çok şans tanıdı. Bu sezon dizide 7-8 yıl öncesine dönüp Lucrezia’nın neden bu hale geldiğini, neden Vatikan için çalıştığını öğreniyor ve onu daha iyi anlıyoruz. Benim için de iyi oldu, ben de karakteri bu hale getirenin ne olduğunu öğrenmiş oldum...
Karakter hakkındaki fikirleriniz değişti mi yani?
- Kesinlikle. Lucrezia evliydi, sonra Medici’ye âşık oldu ve kalbi kırıldı. Ardından Da Vinci’ye âşık oldu, yine kalbi kırıldı. Hayatındaki her şey değişti. Artık ben de onu daha yakından tanıyorum...
İlk sezonun sonunda Medici, Lucrezia’nın Da Vinci’yle birlikte olduğunu anladı ve onu öldürmekle tehdit etti. Yeni sezonda Lucrezia Floransa’da kalabiliyor mu?
- Hayır. O da kendi yolculuğuna çıkıyor...
Sizce Leonardo âşık mı Lucrezia’ya?
- Bence Lucrezia ona âşık. Leonardo’nun sadece bir şeye âşık olma kapasitesi yok. Bir tabak meyve görür ona da âşık olur ama ertesi gün onu tanımaz. İkisi birlikteyken elektrikleri tutuyor ve gözleri kimseyi görmüyor. Dünyada sadece ikisi olsaydı, mükemmel bir çift olurlardı.
150 ülkede yayınlanan bir dizide yer alıyorsunuz. Bu sizi nasıl etkiledi?
- İnanır mısın, bunu düşünmemeye çalışıyorum. Bazen dizi hakkındaki yazılanları okuyor ama hakkımdakileri es geçiyorum.
Elliot Cowan / Lorenzo Medici
Bursa’da çekilen o dizi bana iyi geldi
Lorenzo Medici’yi ikinci sezonda neler bekliyor?
- Geçen sezon kardeşi öldü, sevgilisi ve karısı gitti. Vatikan da ona savaş açtı. Bütün gücünü kaybetmiş gibi gözüküyordu. Lorenzo, birçok açıdan cahilce davrandı. Kendisine yakın insanları, değer verdiği kişileri öldürdü. Sonunda başına gelenler ise onun için büyük bir deneyim oldu. Bu sezon kendi yolculuğuna çıkacak, bu yolda çözümü tek başına arayacak...
Da Vinci’de Lorenzo Medici gibi bir adamı oynarken, çekimleri Bursa’da yapılan İngiliz komedi dizisi “The Ambassadors”ta da iki bölüm kötü bir komedyeni canlandırdınız. Bu kadar farklı roller oynamak sizin tercihiniz mi?
- Benim için heyecan verici oluyor. Dünyada güçlü birkaç adamdan birini oynadıktan sonra Bursa’da ‘Tazbekistan’ haline getirilen elçilik binasında kötü bir komedyeni canlandırmak iyi geldi. Her zaman komedide yer alma şansım olmuyor. Tamamen aptalca bir rolü en iyi şekilde yapmaya çalıştım. İlk gün esprilerime gülüyorlardı, ikinci gün ise “Aman Tanrım bu çok kötü” dediklerinde iyi bir şey yapıyor olduğumu anladım. (Gülüyor)