Konservedeki büyük tehlike

Güncelleme Tarihi:

Konservedeki büyük tehlike
Oluşturulma Tarihi: Şubat 28, 2010 00:43

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Akdur, yiyeceklerin saklanış biçiminin mide kanseri sıklığını artırdığını belirterek, konserve, salamura veya tütsülenerek saklanan besinlerin tüketimi konusunda dikkatli olunması gerektiğini söyledi.

Akdur, yaptığı açıklamada, mide kanserinin Türkiye'de en fazla görülen kanser türlerinin başında geldiğini, bu hastalığın en çok ölüme neden olan kanserler sıralamasında erkeklerde akciğer, kadınlarda ise meme kanserinden sonra ikinci sırada yer aldığını bildirdi.

Akciğer kanserinin doğrudan tütün, mide kanserinin ise beslenme ile ilgili olduğunu vurgulayan Akdur, “Bu iki grup kanser, yani Türkiye'deki kanserlerin üçte ikisi kolaylıkla önlenebilir. Akciğer kanserini önlemek için sigara içmemek, mide kanserini önlemek için ise sağlıklı beslenmek yeterli” şeklinde konuştu.

Mide kanserinde beslenme biçiminin çok önemli olduğunu anlatan Akdur, şu uyarıları dile getirdi:

“Fazla tuz kullanılması, taze sebze ve meyveden fakir, nişasta ve şekerden zengin beslenme, gıdaların piştikten sonra uzun süre bekletilerek tüketilmesi, mide kanserine yakalanma riskini artırıyor. Yiyeceklerin saklanış biçimi de mide kanseri sıklığını artırıyor. Konserve, salamura veya tütsülenerek saklanan besinlerin tüketimine dikkat edilmelidir. Özellikle et ürünlerinin salamurası yapılırken nitrat ve nitrit tuzları kullanılmaktadır. Bu tuzlar ısıtma sırasında veya mide içinde güçlü kanser yapıcı maddelere dönüşürler. Olumsuz şartlarda saklanan ve bayat gıdalarda bulunan bakteri ve küf mantarlarıyla karşılaşması sırasında da bu kanser yapıcılar ortaya çıkabilir.”

Mide kanseri açısından pişirme yöntemlerinin de önemli olduğunu, besinlerin direkt ısı kaynağı ile temasının olduğu yöntemler, ızgara ve döner gibi aşırı pişirilmiş ve yanık besinlerin mide kanseri sıklığını artırdığına işaret eden Akdur, “Yapılan araştırmalar mide kanserinde ailesel yatkınlığın da önemli olduğunu gösteriyor” diye konuştu.

“Helicobakter pylori” bakterisinin sebep olabileceği mide ülserinde ve “kronik atrofik gastrit” hastalığında da mide kanseri olasılığının arttığını kaydeden Akdur, bu hastalıktan korunmak için şu önerileri dile getirdi:

“-Bol taze sebze ve meyve tüketin,
-Kırmızı et, balık ve tavuğu dengeli bir şekilde tüketin,
-Izgarada pişirilmiş gıdaları tercih etmeyin,
-Konserve gıdaları fazla tüketmekten kaçının
-Sigara ve alkol kullanmayın,
-İdeal kilonuzu koruyun,
-Yaşam boyu spor yapın,
-Fazla tuzlu yemekten kaçının,
-Vücudunuza duyarlı olun, erken uyarı olabilecek belirtileri gözden kaçırmayın”

“ERKEN TANI HAYAT KURTARIYOR”

Mide kanserine yakalananlarda erken tanı sayesinde tedaviye zamanında başlanmasının yaşama şansını çok yükselttiğini bildiren Akdur, “Ancak erken belirtilerin çoğu hastalar tarafından önemsenmediği için ne yazık ki mide kanseri genellikle tedavi şansının azaldığı ileri dönemlerde fark edilebiliyor. Mide filmi oldukça değerli bir tanı yöntemi olmakla birlikte yetersizdir. Bunu takiben mide içinin çeşitli cihazlarla gözle muayenesi (gastropi)ve biyopsi(dokudan örnek alınması) yapılarak kesin tanı konulabilir” diye konuştu.

Akdur, şu belirtilerin bulunması halinde doktora başvurulması ve tetkik yaptırılması önerisinde bulundu:

“-Karın üzerinde mide bölgesi ve onun etrafındaki bölgede rahatsızlık, ağrı ve ağırlık hissi,
-Yemeklerden sonra rahatsızlık,
-Erken doyma,
-Yutma güçlüğü (midenin yemek borusuyla birleşim bölümü bölgesine yerleşen tümörlerde)
-Bulantı ve kusma,
-Sindirim sisteminde kanama veya gizli kanama,
-Siyah renkli dışkı,
-Demir eksikliği anemisi.”
Mide kanserinde, hastalığı taşıyan mide kısmının olabildiğince geniş olarak çıkarıltılarak cerrahi müdahale uygulandığını belirten Akdur, “Erken tanı bu tedavinin başarı şansını çok artırır. Erken tanı ve erken cerrahi müdahale, hastanın yaşama şansını artıran en önemli işlemdir” şeklinde konuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!