Konseptleri dostlarla nostalji

Hakan GENCE
�
Leman Sam, Zülfü Livaneli, Onno Tunç, Mustafa Sandal gibi isimlerle çalıştılar. Sonrasında uzun bir sessizliğe gömüldüler. Şimdi yeniden karşımızdalar. Albümlerinin ismi “ya Bugün ya da Yarın”.

Konseptleri dostlarla nostalji. Albümlerinde yeni şarkılar kadar anonim ve kulağımızın aşina olduğu parçalar da var. Düetlerde Zülfü Livaneli, İlhan Şeşen, Sarper Semiz, Kubat, Ali Rıza Binboğa ve Fuat Güner gibi isimler onlara eşlik ediyor. Stüdyoda buluştuk, yarım yamalak Türkçeleriyle yeni albümlerini ve hikâyelerini anlattılar. Sevimli ikiliye İlhan Şeşen, Fuat Güner ve Sarper Semiz eşlik etti.

Endi (Andy) İngiltere’nin Yorkshine, Pol (Paul) Liverpool şehrinde doğdu. Küçük yaşlarda başladıkları klasik gitar eğitimine 1982’de Manchester Royal Northern College of Music’te devam ettiler. Birbirlerini okul yıllarında müzik çalışmaları yaparken tanıdılar. “Aynı frekansta olduğumuzu hemen anladık. Çok iyi anlaşıyorduk. Gitarlarımızı alıp banyonun akustiğinden yararlanarak ilk demolarımızı yaptık” diyor Pol.

Çalışmaları çevrelerinden olumlu tepkiler alınca şarkılarını CBS müzik şirketine dinletmeye karar verdiler. Yapımcılar parçaları beğendi ve hemen albüm çalışması için kolları sıvadılar. Demolar hazırlandı. Fakat o sene şirketin mali işleri ters gitmeye başladı. CBS, Sony tarafından satın alındı. Bu karışıklıktan onlar da nasiplendi. Albümleri yayınlanamadan rafa kalktı. Fakat pes etmediler. Bar programlarına çıkarak para kazanmaya devam ettiler.

AŞK VE MÜZİK İÇİN TÜRKİYE’DE KALDILAR

Neyse ki, kısa bir süre sonra şans yüzlerine güldü. Programları sırasında tanıştıkları bir menajer yaptıkları müziği beğenerek onlara çeşitli ülkelerde turneler ayarladı. Kıbrıs, Abu Dabi, İskoçya ve İngiltere’de gezdiler. 1986’da İstanbul Hilton ile üç aylık bir anlaşma imzaladılar. Şehre kısa sürede alıştılar, yerleşmeye karar verdiler. Pol, hem Türkiye’ye hem de bir Türk kızına âşık olduğunu söylüyor: “Eşimle Türkiye’ye geldiğim ilk hafta tanıştık. 18 senedir evliyiz. Tabii burada kalmamızın müzikle ilgili nedenleri de vardı. Örneğin Türkiye’deki müzik stüdyolarında çalışmak ve müzik kaydetmek çok daha ucuzdu. Biz de yaptığımız şarkıları burada kaydediyor, İstanbul’dan ilham alıyorduk.”

Günay Restoran’da Leman Sam ve Neco gibi isimlerle sahneye çıktılar. Sezen Aksu ve Onno Tunç ile tanışıp müzikal açıdan kendilerini geliştirdiler. 1991’de Sony Müzik’ten bir yetkili albüm teklifinde bulundu. 1994’e kadar Avrupa’da yayınlanan iki albüm hazırladılar. Şarkıları listelere girmeye başladı. Endi, Cem Hakko’nun hayatlarında önemli bir yeri olduğunu söylüyor: “Bizi Power FM’e röportaj yapmaya çağırdı. O sırada DJ olan isim Mustafa Sandal’dı. Çok iyi anlaştık. Sandal’ın ilk albümünün düzenlemelerinde çalıştık. İlhan Şeşen ve Zülfü Livaneli’yle tanıştık. Livaneli’nin ‘Saat 4, Yoksun’ albümünde birlikte çalıştık. Bu sırada stüdyolarda Türk ezgileri ve enstrümanlarını iyice tanıyıp etkilendik.”

KARADENİZLİLERDEN VOKAL DERSİ ALDILAR

Ülkemizde popüler müziğin yükselişte olduğu 1997’de “Belki Yes, Belki No” isimli Türkçe ve İngilizce şarkılardan oluşan ilk albümlerini çıkardılar. Kafalarına taktıkları şapkaları, renkli kıyafetleri, müzik tarzları kısa sürede dikkat çekti. Şarkıları kulaktan kulağa yayıldı. Bu arada Pol’ün bir kızı oldu. 1998’de kızının adını verdiği kendi müzik şirketi Selina Prodüksiyon’u (SMP) kurdu. Reklam ve belgesellere müzik yapmaya başladı. Bar çalışmalarından uzaklaştı. Endi ise müzik çalışmalarına New York’ta devam etti. Solo albümler yaptı.

Uzun bir aradan sonra, şimdi ikinci Türkçe albümleriyle geri döndüler. “Çok uzun zaman geçmişti. Yeniden kendi şarkılarımızı söylemek istedik. Türk müziği hakkında iyice bilgi sahibi olduk” diyorlar. 10 şarkıdan oluşan çalışmanın ismi “Ya Bugün, ya da Yarın”. İrlanda ve Türk kültürünün otantik enstrümanları, müzikal altyapılarda bir arada kullanıldı. Kendi bestelerinin yanı sıra, “Ellerimde Çiçekler” ve “Baharım Sensin” gibi unutulmaz şarkılar da albümde yer aldı. İki tane anonim şarkı var. “Ben Seni Sevduğumi”yi bir Karadenizli gibi söylemeye özen göstermişler. Bu yüzden Karadenizli arkadaşlarından vokal dersleri alıp doğru telaffuzları öğrenmişler. Diğer anonim parça “Çift Jandarma” isimli türkü. Kubat’ın tavsiyesiyle albüme eklediklerini söylüyorlar.

ERKEKLERİ KORUMA DERNEĞİ KURDULAR

Bu ekibin bir de müzisyenlerden oluşan çetesi var. Endi Pol, çete üyelerinden. Liderleri, deneyimleri nedeniyle İlhan Şeşen. İsimleri EKODER (Erkekleri Koruma Derneği). Aynı isimle bir de internet sitesi açmışlar. İlhan Şeşen, “Erkekler de kadınlar kadar korunmaya muhtaç” diyor: “Kadınların, dernekler kurarak kendilerini korumak için bu kadar çaba göstermesi yanlış. Biz kadınların lüzumsuz korunma çabalarına böyle karşılık vermek istedik.” Sarper Semiz ABD’den örnek veriyor: “Mesela bir kurtarma anında ilk sırada çocuklar, sonra kadınlar, evcil hayvanlar ve erkekler geliyor. Bizim amacımız bu sıralamada sadece bir sıra yukarıya çıkmak.”

İlhan Şeşen
Yaptıkları müziği beğenmemek aptallık

1984’te bir arkadaşım “İki İngiliz var, senin şarkılarını söylüyorlar” dedi. Ben de bir gece Günay’daki programlarına gittim. Yaptıkları müzik çok iyiydi. Hemen tanışıp arkadaş olduk. Yeni albümleri için de “Ellerinde Çiçekler”i söyledik. Bugüne kadar şarkıya en güzel yorumu onlar kattı. Zaten onların yaptıkları müziği dinleyip beğenmemek, müzikten anlamamak ve aptallıktır.

Sarper Semiz
Kardeşim gibiler

Onları doğduğumdan beri tanıyormuş gibi hissediyorum. Kardeşim gibiler. Birlikte pek çok kez çalıştık. Bu albümde de “Ya Bugün, ya da Yarın” isimli şarkıda onlarla düet yaptık.

Fuat Güner
Çok sempatikler

İkiliyi televizyonda ilk seyrettiğimde çok sempatik buldum. İyi müzik yapıyorlardı. İşlerini takip etmeye başladım. Zamanla arkadaş olduk. Bazı geceler bizimle programlarda çaldılar. Yeni albüm için de “Bir şarkıda bize eşlik eder misin” dediler. Severek kabul ettim. “Manzara Yok” isimli şarkıya hem vokal yaptım, hem de sözlerine katkıda bulundum.