Konniçiva

Güncelleme Tarihi:

Konniçiva
Oluşturulma Tarihi: Ocak 09, 1999 00:00

Erdal GÜVEN
Haberin Devamı

Keman konçertolu veda

Ne bu canım böyle her gün her gün veda yemeği mi olur. Biz bu kiloları veda yemeklerinde almak için mi verdik. Benim verdiğim ayrılık yemekleri, dostların benim için verdiği veda yemekleri derken, her akşam sazlı sözlü bir lokantada boyuna yemek yiyoruz.

Öyle gittiğin yerde yemesen de olmuyor. Kendi ısmarlardığın yemeklerde ‘‘Pardon ben rejim yapıyorum da onun için fazla yemeyeyim’’ dersen, insanlar ‘‘Vah canım parası az galiba kendi yemiyor, bize yediriyor’’ diye düşünebileceklerinden her şeyden üçer beşer ısmarlayıp yiyorsunuz. Eh karşı tarafın ısmarlardığı yemeklerde de yememek çok ayıp karşılanacağı için mecburen ısmarlanan herşeyi itiraz etmeden yiyorsunuz.

Ama olmaz ki bizim de bir özel yaşantımız var değil mi? Akşam yediğimiz yemeklerin acısı ertese sabah çıkıyor. Spor kulübünde alınan kiloları verebilmek için saatlerce ter dökmek zorunda kalıyoruz.

Aslında insanın bu kadar seveni olması çok hoş birşey. Onurunuza tertiplenen veda yemekleri 5 sene içinde edindiğiniz dostlukların bir göstergesi. Onun için bir kaç kilo almayı bile göze alıp kimseyi kırmadan tüm yemeklerde tıka basa yiyorum. Tabi bu kadar yemenin karşılığı olarak da çeşitli hediyelerle ödüllendiriliyorum.

Ama bu hediyeler içinde gerçekten bir tanesinin yeri apayrı.

‘‘Maymun da Ağaçtan Düşer’’ ve ‘‘Japonuma Laf Söyletmem Arkadaş’’ isimli edebi eserlerim ile Türkiye’ye döndükten sonra yazmayı planladığım dördüncü kitabımın kapak karikatürlerini hiçbir ücret almadan çizen, ünlü Japon karikatürist Ryu Kumita benim hayat felsefemi yansıtan ‘‘Hayat yaşanılması gereken zevklerle doludur’’ konulu bir karikatür çizerek bana hediye etti. Bu kadar kısa bir süre içinde beni bu kadar iyi tanıyıp da, tam benim dünya görüşümü tanımlayan bir karikatür çizmeye karar verdi, bunu anlayabilmiş değilim. Kumita san zaten çok ilginç bir insan, katıksız bir Japon olmasına ve hiç yurtdışında yaşamamasına rağmen kişilik olarak diğer Japonlardan çok farklı.

Japon milleti babasının oğluna bile karşılıksız bir iyilik yapmazken, adam tüm hünerini gösterip benim için karikatürler çiziyor ve karşılığında hiçbir ücret istemiyor. Bununla da yetinmiyor, bundan sonra yazacağım tüm kitaplarımın kapak karikatürlerini ücretsiz yapma sözü veriyor.

Ayrıca birçok Japon arkadaşımının aksine beni evinde yemeğe davet ediyor. Hem de yemek, öyle sıradan bir akşam yemeği değil. Yemek arasında Keman konçertosu da var.

Öyle Keman konçertolu yemek verilen ev deyince hemen aklınıza bilmem kaç metrekare büyüklüğünde bir villa veya pahalı bir apartman dairesi getirmeyin. Tokyo'nun dışında tipik orta gelirli Japon ailelerinin yaşadığı büyük kompleks içinde 50 metrekarelik küçük bir apartman dairesi. İki yetişkin kızları ile birlikte 4 kişilik Kumita ailesinin yaşadığı evin tamamı topu topu 50 metrekare.

Evin salon olarak kullanılan geniş odasının bir bölümü mutfak olarak ayrılmış. Evi küçük fakat gönlü çok büyük olan dostum Kumita bu küçücük evinde benim için verdiği yemeğe biraz daha kalite katabilmek için yakın arkadaşı olan Japonya'nın ünlü keman virtözlerinden Shibata'dan küçük bir konçerto vermesini istemiş. Shibata'nın babası da ülkenin en ünlü keman ustalarından Shibata, babasının küçük dükkanında yaptığı el oyması keman ile muhteşem bir konçerto verdi.

Şimdiye kadar bir çok ünlü sanatçının keman korçertolarını dinledim ama inanın hiç birinden bu kadar etkilenmedim. Orta gelirli bir Japon ailenin evinde keman nameleri eşliğinde tipik Japon yemekleri yemenin de tadı bir başka oluyor canım.

Ispanak demetlerindeki paraların sırrı

Japon polisi günlerdir ıspanak demetleri içinde oraya buraya bırakılan milyonlarca Japon Yeni'nin sırrını çözmeye çalışıyor. Ispanak demetlerine işkence yaparak konuşturamadıkları için de şimdilik bir sonuç alabilmiş değiller.

Adamın veya kadının biri olur olmadık yerlere içinde milyonlarca yen olan ıspanak demeteri bırakıp kaçıyor. Sanki cami avlusuna bebek bırakıyor da kimseye görünmeden işini tamamlayıp kaçıyor. Ama demetlerin içine paraların hayır işlerinde kullanılmasını istediğini belirten küçük notlar bırakmayı ihmal etmiyor.

İlk ıspanak demeti iki hafta önce ülkenin kuzeyinde küçük bir budist tapınağın önünde bulundu. Ispanak demetlerinin içinden tam 20 milyon yen yani yaklaşık 50 milyar TL çıktı. Meçhul hayırsever bu parayla tapınağın büyütülmesini istiyor. Polis günlerce araştırma yaptı ama ne çalıntı bir para ihbarına rastladı, ne de kayıp ihbarına. Önceleri pek üzerinde durmadılar. Ama ikinci para demeti de bir hastanenin önünde çıkınca polis araştırmalarını derinleştirdi.

Hastanenin önüne bırakılan ıspanak demeklerinin içinde de 20 milyon Japon Yeni bulundu. Meçhul hayırsever bıraktığı parayla hastaneye ek bir klinik yapılmasını istiyordu. İçinde büyük miktarda para olan ıspanak demetlerinin yanı sıra çeşitli yerlerde içinde daha az para bulunan küçük ıspanak demetleri de bulundu.

Her sabah kapıyı açıp ıspanak demetimi bekliyorum. Belki bir gün meçhul hayırsever evimi büyütebilmem için bana da ıspanak demetleri içinde para bırakır diye.

KEİKO

Kocası Keiko‘nun dizine kapanır ve ‘‘Sevgilim seninle tanıştığım günden beri geceleri ne bara gidiyorum, ne de bir yerlere çıkıyorum, içkiyi sigarayı bıraktım, kumar da oynamıyorum’’ der.

Keiko sevinçle, ‘‘Demek beni bu kadar seviyorsun!’’

Koca biraz mahçup, ‘‘Bilmem nasıl söylesem, seninle evlendikten sonra iflas ettim de...’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!