Komşunun gençleri gözünü İstanbul’a dikti

Güncelleme Tarihi:

Komşunun gençleri gözünü İstanbul’a dikti
Oluşturulma Tarihi: Haziran 06, 2010 00:00

Komşu Yunanistan’ın ekonomik yapısı baştan aşağı değişim sürecinde. Ekonomik kriz ve kemer sıkma politikaları nedeniyle sokaklar şiddetli protestolara sahne oluyor; fırtına bir süre daha da dinmeyecek gibi görünüyor. Fırtınadan kaçanların bir kısmı ise sığınacak güvenli limanlarını bulmuşlar: İstanbul.

Haberin Devamı

İYİ Kİ KRİZDE İŞSİZ KALDIM BÖYLECE BURAYA TAŞINDIM

“Reklâm sektöründe çalışıyordum. Yazardım. Kriz başladı biliyorsunuz ve pek çok genç gibi ben de işten çıkarıldım. Ama inanın hiç üzülmedim. Zaten hayalim reklâm sektöründe çalışmak değildi. Yazları da sık sık Türkiye’ye geliyordum. Bu şehir büyülü bir şehir.” 29 yaşındaki Elleni Stamakou’nun macerası işte böyle başlamış. Günümüzde ekonomik krizler en çok da beyaz yakalıları vuruyor. Elleni de işsiz kalanlar ordusuna katılınca soluğu İstanbul’da almış.
Elleni, bir yazar, şimdi sabah akşam Türkçe öğrenmek için çalışıyor. Amacı bir yıl içinde Türkçe öğrenip bir dergide yazmaya başlamak. Röportajı yarı İngilizce yarı Türkçe yapıyoruz. Kendini Türkçe ifade edebilmek konusunda ısrarcı davranıyor. Türkçe konuşmak konusunda son derece gayretli, “burada yaşayacaksam öğrenmeliyim” diyor. Elleni’ye göre İstanbul’da yaşamak hiç de zor değil. Türkçe bilmeden de hayatını sürdürebiliyor, kente gelen yabancılar kolayca kalabalıklar da kaybolup İstanbul’un dokusuna uyum sağlayabiliyor. Elleni, geleceğin en çekici metropolünün İstanbul olacağı kanısında. “İstanbul Berlin olacak” diyor ve ekliyor: “Bence İstanbul bir kadın, sanki mıknatıs gibi olan bir kadın. Sanki şehir sizi çağırıyor. Belki de atalarım yüzünden. Çünkü büyük babalarım İzmir ve Ürgüp’ten. Burada özgür ve evimde hissediyorum. İyi ki kriz oldu ben de İstanbul’a taşındım.”

Haberin Devamı

İSTANBUL’DA YAŞAMAK ESKİ BİR DOSTLA YAŞLANMAK GİBİ

Olga Alexapolou bir ressam. Galatasaray’daki evinin bir odası, stüdyosu. İstanbul’un kendisine ilham verdiğini söylüyor. İstanbul için kullandığı tanımlama çok dokunaklı: “İstanbul’da yaşamak eski bir dostla yaşlanmak gibi.”
Yunanistan bir Avrupa Birliği üyesi, dolayısıyla Yunan vatandaşlarının Avrupa Birliği ülkeleri içinde serbest dolaşım hakkı var. Ama Anadolu ile atalarından gelen bir bağı olmayan Yunanlılar da bu süreçte Türkiye’de yaşamaya oldukça sıcak bakabiliyor. Olga, daha önce 5 sene Londra’da yaşamış, Londra hoşuna gitmemiş, kendini evinde hissedememiş. Upuzun dümdüz siyah saçları ilk bakışta dikkat çeken Olga’ya göre Güney Avrupalı biri olarak Kuzey Avrupa’da yaşamak kolay değil.
“Batı Avrupa ülkelerinde bize karşı hala ciddi bir önyargı var. İşte en son yaşadığımız finansal krizde yaptıkları açıklamalarda bunu çok net bir biçimde gördük. Kuzey Batı Avrupa’da kafalarında Yunanlılarla ilgili şöyle bir stereo tip var: Yunanlılar tembeldir, yattıkları yerden para kazanmak isterler, pistirler, pisliğe bulaşırlar. Bu ırkçılıkla mücadele etmek kolay değil.”
Olga, Yunanistan’ın içinde bulunduğu ekonomik krizden çıkarken Türkiye’yi örnek alması gerektiği görüşünde: “IMF’nin Türkiye’de yaptıklarını gördüm. Şimdi Türkiye dünyanın en büyük 16’ıncı ekonomisi. Yunanistan’da bize yolsuzlukla mücadelede yardımcı olacak uluslararası bir kontrolöre ihtiyacımız var. Çünkü bu yolsuzluk meselesi Yunanistan’da artık aldı başını gitti. Vergi kaçırdıkları tespit edilenler bile uzun yıllardır yargılanmıyor. İşte bu nedenle şimdi yurt dışından gelecek paraya ihtiyacımız var. Vergileri doğru düzgün toplasaydık, şimdi AB den ve IMF den para istiyor olmazdık.”

Haberin Devamı

ZEYTİNYAĞLIDAKİ FASÜLYE VE DOMATES GİBİYİZ AYRI AYRI LEZZETSİZ AMA BİRARADA MÜKEMMEL

İstanbul’u yeni evleri olarak seçen Yunanlılara cesaret verenler var. Onlar zaten yıllardır burada olanlar. Georgios Marinakis bunlardan bir tanesi. Georgios, bir ud sanatçısı. Mimar Sinan Üniversitesi’nde müzik eğitimi alıyor. Dede Efendi en sevdiği bestecilerden. Liseyi bitirir bitirmez çocuk sayılacak yaşta İstanbul’a gelmiş. Kalamata doğumlu ama artık Kalamatalı’dan çok bir İstanbullu. Bu sene okulunu bitiriyor ama hedefi bir süre daha Türkiye’de kalabilmek. Georgios, Türkler ve Yunanlıları zeytinyağlı fasulyeye benzetiyor. “fasulye de domates de tek başına zeytinyağlı fasulye kadar lezzetli olamaz. Güzel bir yemek için ikisini karıştırmak lazım” diyor. Georgios’a göre Türkiye’nin başarısının sırrı farklılıkları bir araya toparlayabilmesinde:
“Türkiye çok önemli bir dönemden geçiyor. Farklılıklara artık daha çok alışıldı. Aslında gerçekten inanıyorum ki, buranın insanları farklılığa hiçbir zaman kötü gözle bakmadı. Politika ve medya insanların çoğu zaman kafalarını karıştırdı. Türkiye çok insancıl bir ülke, bu toprakların insanları böyledir. Farklı kültür ve ırkların bir araya geldiği topraklar buralar.”
Georgios’ya göre Yunan gençleri rüyalarının peşinden gitmeyi bırakmamalı. Bir yandan Boğaz’a bakarak “ben öyle yaptım ve şu anda rüyamı yaşıyorum” diyor.

Haberin Devamı

DAHA FAZLA GÖÇ BEKLENİYOR

Komşu krizden çıkarken çevresindeki ülkelerin desteğine ihtiyaç duyacak. Görünen o ki, AB’nin lokomotifi ülkeler Helen diyarına isteksizce el uzatırken, İstanbul karşı kıyıya kucak açmış, yeni bir umut kapısı olmuş. Yunanlı göç uzmanı Konstantinos Papantoniou ’ya göre de krizin ardından Yunanistan’da ciddi bir sosyal buhran oluştu: “Nasıl zamanında Arnavutlar Yunanistan’a geldiyse Yunanlılar da Türkiye’ye göçecektir. Ekonomik nedenlerle gerçekleşen bu göçler oldukça olağan. Şimdi kitleler halinde böyle bir göç görmesek de, daha küçük sayılarla beklenen trend de aşağı yukarı bu şekilde. Özellikle de Türkiye’de akrabaları bulunanların Türkiye’ye gelmesi daha olası.“

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!