Ezgi ATABİLEN
Oluşturulma Tarihi: Şubat 09, 2012 23:35
Top Canavarı, Şevki Teyze, Kamil Seven Adam ve özellikle de Hasta Ruh İsmail tiplerinin yaratıcısı, karikatürist Alpay Erdem. Bugün Uykusuz dergisinde yazıp çiziyor. Bir yandan da son beş senedir sahnelediği stand-up gösterileriyle başta ücra ilçeler olmak üzere Türkiye’yi geziyor. Her perşembe akşamı Beyoğlu’ndaki Old City Comedy Club sahnesinde gülüyor, güldürüyor. Bir yandan içkinizi içip, bir yandan Alpay Erdem’le bol kahkahalı bir gece geçiriyorsunuz. Geçen sene Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından 2011 ‘Yılın Komedyeni’ seçilen mizah adamıyla, gösteri sonrası konuştuk.
Lombak, Kemik ve Penguen dergilerinde çizdiği Top Canavarı, Şevki Teyze, Kamil Seven Adam ve özellikle L-Manyak’ta yarattığı Hasta Ruh İsmail gibi tipleriyle ‘çizgi dışı’ bir karikatürist olarak tanıyoruz Alpay Erdem’i. Bilen bilir, bugün Uykusuz’da yazıp çizen mizah adamımızın her perşembe akşamı Old City Comedy Club’ta sahnelediği bir de stand-up gösterisi var. Üstelik Alpay Erdem bu işi Türkiye’nin birçok ücra ilçesine de taşıyarak, tam beş senedir yapıyor. Onun mizahını ete kemiğe bürünmüş haliyle takip etmek, nihayet geçen hafta kısmet oldu.
Yolunu heyecanla gözlediğimiz kar nihayet şehrin üzerini örtüp de adı ‘hava muhalefeti’ olmuştu ki, trafikte sıkışıp kalanlar köprüyü yayan geçmeye çalışıyorlar, sıcacık evlerinde olanlarsa sosyal medyada kar fotoğraflarını yarıştırıyorlardı. Alpay Erdem ise, her perşembe akşamı olduğu gibi yine Old City Comedy Club sahnesindeydi. Karikatür dergilerinin çoğunluğu üniversite öğrencilerinden oluşan sadık okurları gençler, kar kıyamet dinlemeyip onu izlemeye gelmişlerdi. İlginçtir, gelenlerin neredeyse yarısını da orta yaşlı seyirciler oluşturuyordu.
Oyundan sonra Alpay’la geniş yaş aralığındaki izleyici kitlesi hakkında konuşuyorduk. Hiç uzatmadan sordum: “Nedir numaran?” İzleyiciye yalansız dolansız halinin samimi geldiğini söylemekle söze girip, başladı tüyoları vermeye: “Komik olsun diye değil de, komik olduğu için anlatmak. Bugüne kadar hiç espri düşünmedim ben. O kendi geldi zaten. Özünden vermeyenin bu işte şansı yok. Gösteri kendi kendine şekilleniyor. Yaşadıkça, gördükçe birikiyor. Biraz da memleket hikâyeleri gibi... Muğla’dan bahsettiğim kadar Trabzon’dan da bahsedebiliyorum. Neyi seviyorsam onu anlatıyorum. Bir mizahçı olarak bugüne kadar sevmediğim bir şeyle ilgili hiç şaka yapmadım. Eğer bu bir numaraysa, evet bu benim numaram olabilir. Ama emin de değilim.”
SAHNE YOKSA MASAYA ÇIKIYOR
Erdem tanık olduğu hikâyeler ve başına gelen olayları olduğu gibi, asla abartıya kaçmadan ve yine ilginçtir, küfüre sığınmadan paylaşıyor sahnede. Küfür zaten birebir ilişkide mecbur kalmadıkça pek sevdiği bir ifade şekli değil. Daha ziyade yazıp çizerken küfür kullanıyor, ama o ayrı. Geniş yaş aralığında seyirciye hitap etmesinde bu yaklaşımının da etkisi var tabii.
Geçen sene, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından ‘Yılın Komedyeni’ seçilen Alpay Erdem’in stand-up serüveni, her ortalama Türk erkeği gibi, ‘sosyal bir komik’ olduğunu keşfetmesiyle başladı. Evde bir iki ay çalıştıktan sonra ilk kez Kadıköy’de sahneye çıktı. Stand-up’a yeni başladığı o dönemde açılan Old City Comedy Club’ı kendine yuva belledi sonra. Dört buçuk senedir de burada sahneye çıkıyor.
Hayli amatörce geçen ilk senenin ardından, ikinci yıl çok az oyun oynadı. Üstelik, yalnızca İstanbul’un komedyeni olmak istemediğinden, vurmuştu kendini yollara. Belki bir ömür izleme şansı olmayacak insanların ayaklarına stand-up götürmek için küçücük ilçelerde gösteriler yapmak gibi bir derdi vardı, yaptı da... Gideceği yeri önceden araştırmayıp da ne çıkarsa bahtıma dediği için, kimi zaman sahnesi olmayan yere denk geldi; masanın üstüne çıkıp anlattı. Kimi zaman düğün salonuna denk geldi, yine anlattı. Hayatlara karıştı, kahvelerde oturdu, maçlara gitti, dinledi ve hikâyeler biriktirdi. Böylece, son iki senede 300’e yakın gösteri sahneledi. Şimdi eteğindeki tüm taşları Old City Comedy Club’da döküyor. “İnsan yapımı hiçbir şeyi onun kadar sevemem” dediği bisikletiyle yaptığı Türkiye gezileri; Hayko Cepkin, Cansel Elçin, Harun Tekin, Barış Bıçakcı, Emrah Serbes, Can Öz, Hüseyin Karabey, Serkan Öz, Ender Özkahraman ve Alpay Erdem’den müteşekkil ülkenin en entelektüel futbol takımı Ayazma’nın yurtdışındaki maç anıları, eşi Özlem’ini tavlama maceraları ve stand-up anılarını samimi bir dille paylaşıyor. Allah vergisi sevimliliğini de unutmamak gerek tabii...
ALPAY ERDEM’DEN TADIMLIK ESPRİ SEÇKİSİ
Bana aşkım deme
Memleketlerden birinde sahneye çıktığım mekânın sahibi çok acayip bir adamdı. Mafya tipli biriydi ve hemen samimi oldu. Tanışır tanışmaz “dostum” dedi bana, daha sonra “hayatım”, “bebeğim” derken “aşkım” demeye başladı. Bir şey diyemedim. Diyemezsin. Zaten yanında çalışanlara da, hep erkek çalıştırıyor, “kızım” diyordu. Kimse de bir şey diyemiyordu. Diyemezsin. Odasının içinde gizli bir oda daha olan bir insandan bahsediyorum. Okuduğu kitaplar çok ilginçti mesela. Ceza Hukuku üzerine. Bir tanesi çok dikkatimi çekti; ‘Kasten Adam Öldürme Suçları’. Şimdi bu adama “Ağabey bana aşkım deme, ben rahatsız oluyorum” diyemezsin. Diyemedim de zaten. Gerçekten çok acayipti. Zaten oyunun sonlarına doğru duramayıp sahneye de çıktı, bir şeyler anlattı. Yalnız bütün oyun boyunca da ölümüne güldü bu adam. Mizah duygusu da olan bir ağabeyimizmiş.
Abi, çakacaklarmış bize!
Bundan bir sene önce U-15, yani 15 yaş altı kız milli futbol takımıyla bir ‘moral maçı’ yaptık. İşte Singapur’a olimpiyatlara gidecekler de, olimpiyatlar öncesi kendileriyle ilgilenildiğini görmek kızlarımızın hoşuna gidiyor. Sahada bir Harun Tekin’i görmek, bir Hayko Cepkin’i görmek; bilhassa o yaş grubuna çok hitap ettiğini düşünüyorum, Cansel Elçin’i görmek, kızlarımızı mutlu ediyor. Bakırköy’de büyük sahada maç öncesi kendi yarı sahamızda ısınıyoruz. İşte ısınma hareketleri, açma germe falan... Yanıma Cansel Elçin geldi, yüzü sapsarı. Dedim “Cansel, hayırdır?” Bu kızlara şey demiş, “sizinle” demiş “dostluk maçı yapacağımız için çok mutluyum”. Kızlar, “Öyle bir şey yok, çakıcaz size” demişler. Cansel’in yüz sapsarı... “Abi çakacaklarmış bize” diyor. Dedim “Çakmazlar herhalde. Çakmamaları lazım. Neden çaksınlar?”. Çünkü, sonuçta bu bir moral maçı. Ama içime de hafiften bir kurt düştü. “Bunlar sakın ola çakınca moral bulan tiplerden olmasınlar”. Neyse ki maç dostlukla sonuçlandı.
Takipçilerinin Alpay Erdem mizahını bir de kanlı canlı deneyimlemek, hakkında pek bir şey bilmeyenlerinse kahkaha dolu bir akşam geçirmek için Old City Comedy Club’ta önceden yerlerini ayırtmaları şart. (212) 244 26 67.