Koluna girmem ders oldu

Güncelleme Tarihi:

Koluna girmem ders oldu
Oluşturulma Tarihi: Ekim 20, 2006 00:00

Bir davete "Gümüş" dizisindeki rol arkadaşı Kıvanç Tatlıtuğ ile kol kola katıldığı için eşi Canberk Uçucu'yla boşanmanın eşiğine geldiği iddia edilen Songül Öden, yaşadıklarını Kelebek'e anlattı. Öden, "Konuşulanların aksine bu olaya en tepkisiz kişi eşimdi. Canberk kendine çok güvenen, çok uygar biridir. Utanır beni kıskanmaya" dedi.

Haberin Devamı

"Gümüş" dizisinin güzel yıldızı Songül Öden’in, geçtiğimiz ay bir davete rol arkadaşı Kıvanç Tatlıtuğ ile kol kola katılması, aşk dedikodularını da beraberinde getirmişti. Bu dedikoduların hemen ardından eşi Canberk Uçucu’dan boşanacağı iddia edilen Öden, yaşadıklarını Kelebek’e anlattı. Kendisine çok doğal gelen bir hareketin, yanlış anlaşılmalar yüzünden canını çok acıttığını belirten Öden, "Bu hayatı bilmiyordum. O kola girmek bana ders oldu" dedi.

Dizi "Gümüş" dizisiyle tanıdık. Daha öncesinde neler yapıyordunuz?

- Tiyatro... Hacettepe Üniversitesi’nde yarı zamanlı şan eğitimi, Ankara Üniversitesi’nde de tiyatro eğitimi aldım. Daha sonra, Ankara Sanat Tiyatrosu’nda kursiyer olarak çalıştım. Okul bittikten sonra Devlet Tiyatrosu’na girdim. Trabzon Devlet Tiyatrosu’nda 1 yıl, Diyarbakır Devlet Tiyatrosu’nda da 3.5 yıl çalıştım. Ve istifa ettim.

Haberin Devamı

Neden?

-  Mutsuz olduğumu hissedince, çok sevdiğim işi yapmak istemedim. Devlet Tiyatrosu, olması gereken bir kurum. Fakat özellikle Anadolu’daki Devlet Tiyatroları’nda sadece gençler var. Bu çok kötü. Çünkü feyz alacağınız bir büyüğünüz yok.

Bir yanda çok zor şartlar altında devlet memuru olarak çalışmak, diğer yanda ise dizi filmler ve yüksek kazanç... Siz ikinciyi tercih ettiniz.

- Ben dizi filmde oynamak, çok para kazanmak gibi düşünceler yüzünden istifa etmedim. Bir dizide oynayacağımı bile bilmiyordum. İstifa ettikten sonra teklif geldi. O sıralar işsizdim. Eşimle oturup konuştum ve kabul ettim.

KIVANÇ’LA ARKADAŞIZHürriyet

Eşiniz de tiyatrocu, değil mi?

- Evet, Canberk (Uçucu) Devlet Tiyatroları’nda oyuncu. Dört yıllık evliyiz. Evlendiğimizde ben 22 yaşındaydım. Okulun bahçesinden aldılar beni. İyi ki erken evlenmişim. Çok mutluyum, kendimi çok güvende hissediyorum. Benim Diyarbakır’dan buraya gelmemde eşimin de etkisi var. Çünkü ben Diyarbakır’da, o İstanbul’da olmuyordu.

Özgürlük hakkınızı kullandınız ve şimdi ünlü bir Songül Öden oldunuz. Mutlu musunuz?

- Oyunculuğu çok seviyorum. Benim gönlüm hep tiyatroda. Çünkü dizi yapmak anlık bir şey; bir varsınız, bir yoksunuz. Kalıcı olmanız mümkün değil. Dizilerde hikayeler önemlidir. Kimse sizin oyunculuğunuza dikkat etmez. Tamam, o iş de oyunculuk ama tiyatro gibi asla olamaz.

Haberin Devamı

- Maalesef bunu ben de duydum ve çok üzüldüm. Nereden çıktı bu dedikodu anlamıyorum.

Bu dedikodu, rol arkadaşınız Kıvanç Tatlıtuğ ile kol kola bir davete katılmanızdan sonra çıktı...

- D Production, bir Fransız filmi için gala yaptı. Bu galaya da bütün Kanal D oyuncuları davet edildi. Ben de Kıvanç ile birlikte katıldım davete. Türkiye’de konuşulacak birçok sorun varken, böyle şeylerle gündeme gelmek benim için ayıp! Bu, hem Kıvanç hem de benim için talihsiz bir durum. Tamam, hayatın magazin tarafı da var. Ama ateş olan yerden duman çıkmalı bence. Ateş olmayan yerden, zorla duman çıkarmaya çalışmak hiç doğru değil.

Sizin kol kola davete katılmanız, Kıvanç Tatlıtuğ ile Azra Akın’ın ayrıldığı döneme denk geldi. Talihsizlik herhalde...

- Bu konuda isim vererek konuşmak istemiyorum ama bütün bu olaylar gerçekten çok talihsiz bir döneme denk geldi, bu doğru. Öyle ki iki arkadaş olarak, ne yapacağımızı bile şaşırdık. Yan yana durup durmamakta tereddüt eder olduk. Kıvanç’ın koluna girmeme gelince; bu o kadar doğal bir hareketti ki benim için. Ben ne zaman koluna girdiğini bile hatırlamıyorum. Refleksti tamamen.

Haberin Devamı

Refleksinizin kurbanı oldunuz...

- Bu olay güzel bir ders oldu bana. Böyle bir şey yaşamamıştım. Yani benim doğal gördüğüm bir hareket, demek ki başkalarına doğal gelmiyormuş. Daha dikkatli olmayı, dikkatli hareket etmeyi öğrendim. Bu dünyayı öğrendim. Bana göre hálá o hareketimde bir anormallik yok ve hálá bunun altında art niyet aranmasının art niyetli bir tutum olduğunu düşünüyorum.

Bu fotoğrafın yayınlanmasından sonra eşinizle kavga ettiğiniz de söylendi, bunun aslı var mı?

- Asla böyle bir şey olmadı. Bu olaya en tepkisiz kişi eşimdi. Ben alışık olmadığım için huzursuz oldum. Çünkü bu durumun işime yansımasından korktum. Diziden yüzlerce kişi para kazanıyor. Kıvanç’la benim aramda bir illüzyon olmalı ki bunu seyirciye yansıtabilelim, dizi beğenilsin ve izlenilsin. Bu illüzyonun bozulacağından korkmuştum ki, Allah’a şükür olmadı. Eşim çok tecrübeli olduğu için bana destek verdi. Arkasından gelen haberler de çok yıpratıcıydı bu arada. Bana ve eşime çok ayıp ettiler!

Haberin Devamı

Bu olayların hemen ardından Kıvanç Bey’le bu kez Kapadokya’da el ele çekilen fotoğraflarınız yayınlandı, ondan mı söz ediyorsunuz?

- Evet. Ama o dizi çekimleriydi. Dizideki bir mizansendi o fotoğraftaki. Onu alıp, altına "altı aydır birlikteler" yazdılar. Sonra da boşanacağımız haberi gündeme geldi. Ne kadar ayıp! Allah’tan bu haberler hayatımızı pek etkilemedi.

Peki bu haberler Kıvanç Tatlıtuğ’la arkadaşlığınızı etkiledi mi?

- Asla. Böyle bir şey söz konusu bile olamaz. Asıl birbirimize mesafeli davranırsak, o zaman art niyet aranmalı.

DAHA TECRÜBESİZİM

 Birçok kişi sizin evli olduğunuzu bilmiyor, bunu biliyor musunuz?

- Ben oyuncuların özel hayatlarıyla gündeme gelmesini çok doğru bulmuyorum. O zaman oyuncu olarak inandırıcılıklarını yitiriyorlar. Tabii ki eşimle dışarı çıkıyoruz ama gazetecilerin olmadığı yerlere gidiyoruz. Ben evimde, eşimle mutluyum. Ama bu camiayı da yeni yeni öğreniyorum. Şu kol kola girme meselesi o kadar doğal ki... Doğallığımı kaybetmek istemiyorum. Ama bazı şeyler de refleks olmamalı. Düşünmelisin. Ben bunu öğrendim.

Haberin Devamı

Tecrübesizlik mi diyorsunuz yani?

- Evet kesinlikle bunun adı tecrübesizliktir. Fakat bizim eşimle aramızda kadın-erkek ayrımı yoktur. Benim erkek arkadaşlarım vardır, eşimin de kadın arkadaşları. Ne zaman bu işe girdim, böyle ayrımlar olduğunu gördüm. "Aman dokunma, yanlış anlaşılırsın. Aman, bakarsan aşık zannederler" gibi saçma sapan kurallar var. Ben Kıvanç’ı gördüğümde "aman yanlış anlaşılırım" diye niye gözümü kaçırayım ki? Ben Kıvanç’ı çok seviyorum, benim en iyi arkadaşım o. Yönetmenim de öyle, diğer arkadaşlarım da...  Bu kadar Freud’cu bakmak yanlış.

Nasıl Freud’cu?

- "Ateşle barut yan yana durmaz... Erkek ile kadın ne olursa olsun birbirinden hoşlanır" hikayesi... Kadın, kadından da hoşlanır. Ben senden hoşlandığım sürece seninle arkadaşlık kurabilirim. Hiç hoşlanmadığım, sevmediğim kadınla arkadaşlık kurmam. Hoşlanmak sadece seksüel bir durum değildir ki... Ben inanmıyorum böyle bir şeye.

BU EVLİLİK YETERİNCE SINANDI

- Eşinizle aşkınız hiç bitmemiş, tam tersi çoğalmış..

Biz birbirimizi çok seviyoruz. Tanısanız, çok şeker birisidir benim eşim. Bizim evliliğimiz çok sınandı. Belki de birbirimize bu kadar bağlı olmamızın sebebi bu yüzdendir.

- Evliliğiniz nasıl sınandı?

Ben çok küçüktüm daha. Evlenmemiştik... Canberk hastalandı, by-pas ameliyatı oldu. Bir gün doktor bana, "Sevgilini kaybedebilirsin" dedi. Her şeyi bilerek nişanlandık ve evlendik. O günlerden buralara geldik. O yüzden şimdi burada, böyle bir mevzuda yıkılmayız biz. Hayat bu. Allah korusun, başka şeyler olabilir ama bu dedikodular bizi yıkmaz. Kıvanç’ın koluna girmişim falan... Bunlar bizi sadece güldürür. Çünkü ben eşimi, o da beni biliyor.

Eşim beni kıskanmaz

- Eşiniz kıskanmaz mı sizi?

Kıskanmaz.

- Ya siz?

HürriyetBen de kıskanmam. Benim kıskanç olmamam da Canberk’ten kaynaklanıyor. Canberk’le aramda 9.5 yaş var. Eşim, kendine çok güvenen, çok uygar biri. Utanır kıskanmaya. Bunu bana öğreten de o oldu. Tabii eşime ilgisini terbiyesizce belli eden bir kadın olursa, o zaman sinir olurum, o ayrı!

Röportaj: Sema DENKER

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!