Sibel ARNA
Oluşturulma Tarihi: Haziran 04, 2005 00:30
Onu ilk tanıdığımda ‘sanatsal dekolte kıyafetler’ tasarladığını söylüyordu. Nihat Odabaşı ile birlikte çalışıyor, fotoğraf çekimleri için bu dekolte kıyafetlerden tasarlıyordu. O zamanlar 19 Mayıs Güzel Sanatlar Fakültesi’ni yeni bitirmiş bir tasarımcıydı.
Aradan üç yıl geçti. Cüneyt Akeroğlu (27) hem tasarım hem de fotoğraf alanında uzmanlaştı. Artık sadece dekolte kıyafet tasarlamıyor. Özel gecelerde, davetlerde, mezuniyetlerde ‘giyilebilir’ gece elbiseleri yapıyor. Son koleksiyonu ‘İlk Günah’ı daha yeni bitirdi. Koleksiyonun temasına uygun fotoğrafları da kendi elleriyle çekti.
Tasarımcı olmak istediğine Bursa’da teknik lisede okurken karar verdi. Eşarp firmalarına eşarp desenleri hazırladı. Yüzlerce desen yaptı, o desenler binlerce eşarba basıldı. ‘Aradan yıllar geçmesine rağmen, hálá sokakta gezerken benim çizdiğim eşarpları takan kadınlar görüyorum’ diyor. 19 Mayıs Güzel Sanatlar Fakültesi’ne giderken neredeyse Samsun’un bütün konfeksiyon atölyelerine girip çıktı. Hem alaylı hem okullu olarak yetişti.
Cüneyt Akeroğlu okulu bitirir bitirmez İstanbul’a gelip, kendi tasarım ofisini kurdu. Portfolyosunu koltuğunun altına alıp o kapı senin bu kapı benim dolaşmaya başladı. Ünlü tasarımcılarla görüşmek için yapmadığı kalmadı. ‘Piyasadan kimseyi tanımıyordum. Arzu Kaprol hariç. Arzu bizim aile dostumuz. İlk günden beri hep yanımdaydı. İlk önce sevdiğim modacılara ulaşmaya çalıştım. Cengiz Abazoğlu ve Bahar Korçan’a ulaşmak çok zor oldu. Yüzlerce telefon açıp, binlerce mesaj gönderdim. Sekreterleriyle akraba olmuştum artık. Yeri geldiğinde ofislerinin kapısında yattım. Bahar Korçan ile 10 dakikalık bir görüşme ayarladım. Ama çalışmalarımı görünce dört saat boyunca konuştuk.’
İlk koleksiyonu ‘New Progress’ı bitirdiği zaman Elle dergisi kapılarını Cüneyt Akeroğlu’na açtı. Gelecek vaat eden genç bir tasarımcıyla, gelecek vaat eden genç bir oyuncuyu birlikte sundular: Cüneyt Akeroğlu’nun tasarımları, Nurgül Yeşilçay’ın üzerinde görüntülendi. Fotoğrafları Ayten Alpün çekti. İşte o günden sonra Akeroğlu’nun işi kolaylaştı. Çünkü portfolyosuna Elle dergisi röportajı eklenmişti.
Aynı günlerde bir makyöz arkadaşı sayesinde Nihat Odabaşı ile tanıştı. ‘İlk defa Ebru Şallı’nın bir çekimi için çalıştık. Sonra da hiç ayrılmadık. Zaman zaman bir araya gelip çok güzel şeyler çekiyoruz. Fotoğrafçılığımı Nihat Odabaşı, Hasan Hüseyin ve Tamer Yılmaz sayesinde geliştirdim. Ben öğrenmeye çok açık biriyim. Hep açım. Mesela photoshop yapan birinin yanında oturup, photoshop yapmayı öğrendim.’
KIYAFET SATTIĞIM KADINLARI SEVMEM ŞART
Cüneyt Akeroğlu ilk koleksiyonlarının şov amaçlı olduğunu, giyilebilir olmadığını kabul ediyor. Fark edilebilmek için uçuk kaçık şeyler tasarlamış. ‘New Progrees koleksiyonunda Nurgül Yeşilçay’ın taktığı bir başlık vardı mesela. O başlıkla kimse bir yere gidemezdi. Kıyafeti detaylara boğuyordum. Bir sürü tekniği bir arada kullanıyordum. Cemil İpekçi o zamanlar bana ‘ben senin bir elbisenden dört koleksiyon yaparım’ diyordu.’
Tasarımcıya bugünkü tarzını soruyorum. ‘Sizin koleksiyonlarınızı nasıl kadınlar giyer?’ sorusuna ‘Benim sevdiğim kadınlar’ diye cevap veriyor. ‘Kıyafet sattığım kadınları sevmem şart. Kanım ısınmazsa olmaz. Trendy kıyafetler yapmıyorum, ben Dolce Gabbana değilim. Kendi modamı yaratıyorum ve ‘Beni seven arkamdan gelsin’ diyorum.’
Bir ara Deniz Seki, Emel Müftüoğlu, Aslı, Yaşar, Gökhan Tepe, Gökhan Özen gibi şarkıcılara da kıyafet tasarlamış. Sonra uzun geldi, dar geldi, bol geldi gibi detaylarla uğraşmaktan sıkılıp, vazgeçmiş.
Cüney Akeroğlu’nun yedinci ve son koleksiyonunun ismi ‘İlk Günah’. ‘Bu benim ilk günahım. Nihat’ın (Odabaşı) çekimleri için tasarladığım elbiseleri saymazsak hiçbir zaman bu kadar seksi elbiseler tasarlamamıştım. İlk defa bu kadar fazla dekolte kullandım. Transparana, pul, payet, işlemeye önem verdim’ diyor. Koleksiyonda yüzde yüz ipek kumaşlar kullanmış. Kumaşlar Ödemiş’te Mert İpek tarafından dokunmuş. Bütün kıyafetler elde dikilmiş. ‘Ben kumaşlara müdahale etmeyi seviyorum. Boyuyorum, işliyorum. Kumaşta değişiklik yaptığım zaman o ürün benim oluyor.’
42 BEDEN ÜSTÜNE ÇALIŞMIYOR
Cüneyt Akeroğlu 15 parçalık ‘İlk Günah’ koleksiyonunu üçe ayırıyor. ‘1. Cennette yaşam: Soft renkler kullandım. Pembeler, maviler. Sonsuzluğu simgelemek için çok büyük fiyonklar ve kurdeleler yaptım. 2. İlk günahın işlendiği an ve dünyaya yolculuk: Pembelere griler bulaşıyor. Kahverengiler göze çarpıyor. 3. Dünyada yaşam: Kahverengiler çok baskın, sarılarla kombinleniyor.’ Akeroğlu bu koleksiyonu giymek için vücut ölçülerinin orantılı olması gerektiğini söylüyor. ‘95 kiloluk kadınlar bu kıyafetleri giyemez. 42 beden üstündeki kadınlar için tasarım yapmıyorum.’
FOTOĞRAFTAN KAZANIYORUM TASARIMA YATIRIYORUM
Fotoğrafçılık yaparak hızlı ve kolay para kazanıyorum. Koleksiyon için kumaş, dikecek usta, kalıp çıkaracak modelist, model, makineciler, el işlerini yapacak el işçileri gerekiyor. Bunların hepsi ayrı ayrı para, maliyet, zaman istiyor. Ama pes etmeyeceğim. Fotoğraftan kazanıp, tasarıma aktaracağım. Bu ay sonunda Fransız Citizen K dergisine çekim yapmak için Paris’e gidiyorum. Elle dergisine çektiğim bir moda çekimi, Belçika Elle tarafından satın alındı ve yayınlandı.