Oluşturulma Tarihi: Nisan 05, 2005 00:00
Uğur Cebeci, Türkiye’de havacılık işini popülerleştiren isim. Hürriyet’te hazırladığı basının ilk havacılık sayfasının ardından, ekranın ilk havacılık programına da o imza attı.Yıllardır yayınlanan Kokpit pazar gündüz kuşağında Kanal D’de ekrana gelmeye devam ediyor.Bu pazarki bölümde Gönül Yazar’la eğlenceli bir sohbet vardı. Cebeci’nin sohbet bölümünde yer aldığı programın bu sezonki sunucusu ise Emel Özuğur.Ben Kokpit’teki Özuğur’u daha çok seviyorum. Kanal D sabah haberlerinde de oldukça başarılı ancak, stüdyo dışında daha rahat olduğundan mı bilmiyorum ama Kokpit’te daha dikkat çekici bir performansı var.Belki eski bir THY hostesi olduğundandır, Kokpit’te daha rahat.Beşinci yılını geride bırakan Kokpit havacılık sektörünü ekrana taşıyan program oldu. Benzerleri çoğalsa da en iyisi olmaya devam ediyor.İki şovmenTelevizyonda şovmen denince aklımıza Beyaz ve Okan’dan başka isim gelmiyor.Ama bir süredir ekranda iki isim her gece program yapıyor.Kanaltürk’te Müfit Can Saçıntı ve CINE5’te Ceyhun Yılmaz, hafta içi her akşam ekranda.Hayat Bilgisi’nde Ruhi tiplemesiyle de izlediğimiz Ceyhun Yılmaz, radyodaki tarzını televizyonda da sürdürüyor, aynı anda yayına bağlanan iki telefonla yaptığı sohbette o kadar komik hikáyeler çıkıyor ki...Stüdyo konuğuyla birlikte günün gazete haberlerini de yorumlayan Ceyhun’un performansı çok iyi.2.5 aydır kesintisiz ekranda olan Ceyhun, yıllar önce atv’de başarılı olamayan şovundan bu yana çok yol kat ettiğini her gece kanıtlıyor.Müfit Can Saçıntı ise uzun bir aradan sonra ekrana döndü. VTR’ler, geçişler, hazırlanan bölümler başarılı.Aranan Adam ekrandan uzak kaldığı sürede belli ki bu işe iyice bileylenmiş.Yatmadan önce illa ki, ‘acaba bu akşam ne yapıyor’ diye baktırıyor bana.Ceyhun Yılmaz’a da (CINE5; 22.45), Müfit Can Saçıntı’ya da (Kanaltürk, 00.30) göz atmanızı tavsiye ederim.Ölüler eviCNBC-e pazar gecesi tam bir ölüler evine dönüyor. Önce CSI:NY...Malum TRT’de Kanıt Peşinde adıyla gösterilen dizi tıbbi dedektiflerin hikáyesini anlatıyor. CSI:LA ve CSI:Miami’den sonra New York maceralarının anlatıldığı dizinin her bölümünde işlenen bir cinayet sonrasında olay yeri inceleme ekibinin yaşadıklarını, cinayeti çözme çabalarını izliyoruz.Çeşit çeşit cinayet var anlayacağınız.CSI:NY’un hemen ardından Six Feet Under.Los Angeles’ta bir cenaze evinin işletmeciliğini yapan, yani geçimlerini başkalarının ölümlerinden kazanan Fisher Ailesi’in hikáyesi.Konusundan da anlaşılacağı gibi dizinin başrol oyuncuları ölüler.Her çeşit ölümün ekrana geldiği, eşcinsel roller ve cinsel sahneler nedeniyle sık sık makaslanan bir dizi.Önce CSI:NY’un ölüleri (22.00), sonra Six Feet Under’ın ölüleri (23.00).Pazar gecesi CNBC-e izleyip de uyuyabilene aşkolsun!..Çırak’ın müzikleri İlk iki hafta erkeklerin elendiği Çırak’ın üçüncü bölümünde işler tersine döndü. Sıcak satışta erkekleri sollayan kadınlar iş pazarlığa gelince çuvalladılar.Son bölümde erkeklerin 35 YTL’lik orkideyi 5 YTL’ye bulması ilginçti. Çünkü görev tanımında orkidenin yerli mi yabancı mı olacağı belirtilmemişti. Kadınlar yabancı orkide alırken, erkekler yerlisini ve ucuzunu buldu.Finalde Seda’yla Gizem arasında tercih yapmak zorunda kalıp Gizem’i eleyen Tuncay Özilhan, programa her hafta daha çok oturuyor.Ancak ‘Seninle çalışmak istemiyorum’ diyeceği final bölümünde heyecanı biraz daha artırmanın yollarını bulmalı. Donald Trump’tan öyle görmüştük biz!The Apprentice’de Trump’ın son ana kadar kimi kovacağını kestiremiyoruz. Özilhan ise kimi göndereceğinin ipuclarını, göndermeyeceği çıraklarını önce açıklayarak veriyor.Çırak ve Survivor’ın prodüksiyon kalitesi üzerine ısrarla yazıyorum. İşte Çırak’ın müzikleri.Programın her bölümü klasik, funk, elektronik, blues stillerinde 30-35 tema ile müziklendiriliyor. Bu rakam neredeyse Türkiye’de yapılan uzun metrajlı filmlerde kullanılan kadar...The Apprentice örnek alınarak hazırlanan müziklere imza atan Uluğ Aydeniz, ön çalışma sırasında çok sayıda dizi ve filmi derinlemesine incelediklerini söylüyor.Hangi fiziki ve ruhi duruma hangi tarzda müzik konulacağına bu araştırmalar ve yarışmanın orijinali titizlikle incelenerek karar verilmiş.Bir hazır ‘müzik kütüphanesinden’ saniye başına para ödenerek müzik alan diğer yarışmaların aksine Çırak’ta müzikler çekim planlarına ve yarışma trafiğine göre özel olarak hazırlanıyor.Mesela dizilerde diyalogların altı boş bırakılıp sadece sahne değişimlerine müzik bestelenir. Çırak’ta ise neredeyse özel hazırlanmış müzikler baştan sona var.Uluğ Aydeniz, 60 dakikalık bir bölüm için ortalama 55 dakika müzik hazırladıklarını söylüyor.Orijinalinde olduğu gibi her etap ve bölüm için ayrı bir müzik.Çırak ve Survivor için başından beri ‘kaliteli yarışmalar’ diyorum ya.Çırak’ın müziğine gösterilen bu titizlik bile bunu kanıtlamaya yetmiyor mu?
button