Güncelleme Tarihi:
Fransız vatandaşısınız ama aslında Cezayir doğumlusunuz. Türkiye ile Cezayir arasında benzerlik gördüğünüz için mi Türkiye’ye, Türkler’e bu kadar yakınsınız?
- Cezayir, bir zamanlar Osmanlı toprağıydı. Tıpkı İstanbul ve Anadolu gibi. İspanyol kraliçesi Yahudi halkını sınır dışı ettiğinde, atalarımı Osmanlı Padişahı II. Beyazıt kabul etti. Ve onları Osmanlı vatandaşı yaptı. Ailemin bir kısmı Cezayir’e, bir kısmı Tunus’a, diğerleri ise İstanbul, Selanik ve İzmir’e yerleştirildi. İşte bu sebepten ben Osmanlı kökenli Cezayirli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim. Gençlik yıllarımda ise Fransa’ya yerleştim. Fransız vatandaşıyım ama aynı zamanda köklerine sıkı sıkı bağlı bir Osmanlı’yım.
Akdeniz kanı, şarkılarınızda kendini açıkça gösteriyor. Bu yüzden mi yıllardır Türk dinleyicilerinizle sıcak bir temasınız var dersiniz?
- Pek tabii ki benzerlik çok. İspanyol Endülüs müziğiyle Osmanlı musikisi kökenimizde var. Cezayir ve Türk müziğindeki çalgılar, müzikteki ahenk hemen hemen aynı. Bu da bizi birbirimize bağlıyor.
AJDA’YA İLK GÜNDEN BERİ HAYRANIM
Ajda Pekkan ile dostluğunuz hep göz önündeydi. Bu yakınlık nerede nasıl başladı ve o zamandan bu yana nasıl bir yol kat etti?
- 60’lı yılların sonunda Ajda Pekkan’ı Paris’e davet ettik. Aynı plak şirketindeydik. Olimpia’daki programımda misafir sanatçı olarak yer aldı. Sesi güzel, kendi güzel bir hanımefendi. Paris’te çok beğenildi. Sahnedeki çalışmalarımızın dışında da magazin dünyasının ilgi odağı olduk. İkimizin arasında önünü alamayacağımız kadar hikayeler yarattılar. Ama hiç kimse dostluğumuzu ve arkadaşlığımızı bozamadı. Kendisine ilk günden beri hayranım.
İlk olarak Olympia konserinde mi tanıştınız yani, öncesi yok muydu?
- Hayır, ilk karşılaşmamız o değildi. Erkan Özerman bize bir konser daha organize etmişti. Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nin 10. yılında sahnede yan yana geldik ve birlikte “Hoşgör Sen” şarkısını okuduk. O gece aynı zamanda benim yaşgünümdü. Sonra bir grupla gece geç saatlere kadar eğlendik. Herkes benim Ajda’yla birlikte olduğumu iddia etti ve uzaktan çekilmiş fotoğraflarla bunu duyurmak istediler. Oysa herkesin Ajda sandığı gruptki o kız, Ajda’nın kardeşi Semiramis Pekkan’dı. Ajda o gece evine erken dönmüştü.
TÜRKİYE BENİM İKİNCİ VATANIM
25 Temmuz’da Kuruçeşme Arena sahnesinde olacaksınız. Seyircileri bekleyen bir sürpriz var mı merak ediyorum.
- Evet, gerçekten güzel bir sürpriz var. Meslek hayatımın 50. yılı şerefine Fransız televizyonları özel programlar hazırlıyor. Bu kanallardan biri de 25’indeki konseri görüntüleyecek. Programı benim İstanbul’un tarihi yerlerinde gezerken çekilen görüntülerimle de süsleyecekler. Sonunda Enrico Macias’ı Fransa’dan önce meşhur eden ülkenin Türkiye olduğunu açıklayacaklar. Siz benim ikinci vatanımsınız. Bu cümleyi tüm içtenliğimle söyleyebilirim
HER GELİŞİMDE HÜRREM SULTAN HAMAMI’NA GİDERİM
Türkiye’de favori mekanlarınız, en yakın arkadaşlarınız kimler? Ayak bastığınızda ilk olarak neyi ya da kimi görmek istersiniz?
- Benim Türkiye’deki ilk arkadaşım, bundan 50 yıl önce beni Ankara radyosundaki programıyla Türkiye’ye tanıtmış ve sevdirmiş olan Erkan Özerman’dır. Beraber tavla oynamayı çok severiz. Pek tabii Boğaz’da balık yeriz, özellikle de lüfer tercihimdir. Mönüsü kuru fasulye, şişte köfte ve helva olan küçük restoranlara gitmeyi çok severim. Gözlerden uzak bu tür yerlerde yemek yemeye bayılırım. Ayrıca favori mekanım Kapalıçarşı ve Sultanahmet’teki Hürrem Sultan Hamamı’dır. Hamama her gelişimde mutlaka uğrarım.