Röportaj: Sema DENKER
Oluşturulma Tarihi: Aralık 01, 2005 00:00
Yedi yıldır YKM’nin sahiplerinden Harun Tan ile birlikte olan Ebru Şallı, kocasına ilk günkü gibi aşık olduğunu söyledi. Eşine çok düşkün olduğunu dile getiren Şallı, ‘Harun, oğlum Beren’den önce gelir’ dedi.
Oğlunla ilişkiniz nasıl? Çok güzel. Beren martta iki yaşını dolduracak. Annelik müthiş bir duygu. Bir o kadar da dünyanın en zor işi. Hele 1.5 yaşına gelene kadar geçen zaman, gerçekten çok zor.
- Et yiyor mu, yoksa o da senin gibi vejetaryen mi?
Yiyor. Ben yemesem de evimde hep et pişirmişimdir. Üçümüzün de yemeğini ben yaparım. Mesela oğlumun yoğurdunu dışarıdan almam. Evde yaparım.
- Eşinle yedi yıldır birliktesin. Beren’in dünyaya gelmesi ilişkinizde bir değişikliğe neden olmadı mı?
Hayır. Zaten bebek doğduktan sonraki o bir yıl içinde hala birbirine destek olup gülebiliyorsan, romantizmi yaşatabiliyorsan, evliliğinde bir değişiklik olmaz. Bunun sebebi de yine kendine bakmakla ilgili. Mesela ben hiç lohusalık sendromu yaşamadım. Hastaneden çıktığımın ikinci günü, sezaryenle ameliyat olmama rağmen evde
yemek pişirdim. Ertesi gün kuaföre gittim. Eşimle yatağımı hiç ayırmadım.
- Oysa kadınlar lohusa döneminde eşini yanına yaklaştırmaz denir...
Bunun nedeni aldıkları kilolar. Aynaya bakıyor, kendini tanıyamıyor. Sürekli emzirdiği için yine kendini inek gibi hissediyor! Bunun olmaması için kadın ayakları üzerinde duracak ve zayıf olacak. Ben hamileliğimde 7 kilo aldım, hastaneden çıkarken 6 kilosu gitmişti. Kendime güvenim tamdı. Hala Harun’un hayran olduğu kadındım. Aramızdaki romantizm ilk günkü gibiydi.
BEREN EVLENECEKHARUN HEP YANIMDA
- Yedi yılın, bebeğin, bu aşkı ve heyecanı kaybettirmemiş olması çok güzel. Vallahi bravo!
Ben hala Harun’a deliler gibi aşığım. Tamam, oğlum Beren benim bebeğim, her şeyim, onu çok seviyorum ama Harun daha önce gelir benim için. Bunu da bir anne olarak tüm içtenliğimle söylüyorum. Bir annenin bunu söylemesi herhalde yürek ister. Önce Harun geliyor benim için!
- Nasıl yani, anlamadım!
Bu aşkı bulmasaydım, ne evlenirdim, ne de çocuk yapardım. Beren, iki kişinin yaşadığı büyük aşk, istekle dünyaya geldi.
- Bir annenin önce kocam demesini anlayamadım!
Tüm samimiyetimle söyledim. Tabii ki oğlumu çok seviyorum. O benim canım, bir parçam. Ama yarın evlenip gidecek, Harun benim yanımda kalacak. O, hasta olduğumda bütün işlerini iptal edip, evde bana bakıyor. Ben de ona bakıyorum. İki sevgili, dost gibiyiz biz.
- Kocan birisine aşık olup gidebilir, Allah korusun ölebilir! Ömür boyu yanında kalacak diye garantisi yok ki. Sonuçta eş bulunur. Ama ya evlat, evlat sevgisi?
Bir de tam tersini düşünelim. Aşık olmaksa, ben de aynı şeyi yaşayabilirim. Ölüm ise başka. Kimse bunları düşünerek bir evlilik yapmaz. Bizim birbirimize yeminimiz var. Evlat, her zaman evlattır. Şimdi Beren aşırı babacı. Erkek evladın anneye düşkün olduğu söylenir. Fakat bir evladı, bana baksın, yanımda olsun diye dünyaya getirmiyorsun ki. Hayatta hiçbir şeyin garantisi yok. Allah korusun hayırsız evlat da olabilir.
İKİMİZ İÇİN ÖNCE BİZ SONRA OĞLUMUZ
- Oğlunu sevmiyor musun ya da eşinden daha mı az seviyorsun?
Böyle bir şey söz konusu olabilir mi? Sevgisiz bir anne nasıl olabilirim? Dokuz ay karnımda taşımışım, yedi ay süt vermişim. Çocuğumun yoğurdunu bile evde yapan, bakıcıların eline bırakmayan, bu kadar ilgili bir anne evladını sevmez mi? Ben oğlumu ve eşimi de çok seviyorum. Çocuğum olmadan önce de aynı şeyi söylüyordum. Fakat herkes, Harun da dahil, anne olunca böyle düşünmezsin demişti. Ama düşüncemde hiçbir değişiklik olmadı.
- Beren’in babasına düşkün olmasını çok kıskanıyorsun. Bu da seni öfkelendiriyor mu?
Bu düşkünlüğü hoşuma gidiyor ama ben her ikisini de çok kıskanıyorum açıkçası. Öfkeli de değilim canım! Fakat günde 20 kere baba diyorsa, iki kere de anne demesini istiyorum. Baba-oğulun arası müthiş. Ancak Harun’la da konuştuğumuzda o da bana ‘Önce sen gelirsin, sonra Beren’ dedi. Diyorum ya, bizim aramızdaki bağ, çok büyük.
- Bu bağı anlamaya çalışıyorum. Neyse diyelim ki hayati bir durum söz konusu. Önce oğlunu mu kurtarırsın, yoksa kocanı mı?
Cevaplandırmam mümkün değil. İkisi de benim canım. İkisini de kurtarmak isterim. Baktım ki kurtaramıyorum, kendimi feda ederim.
- Hiçbir şey anlamadım! Kocam önce gelir diyorsun, sonra oğlunu çok sevdiğini söylüyor, tercih yapamam diyorsun. Karışık bir durum. Gündem yaratmak mı istiyorsun?
Siz beni arayıp, röportaj yapmak istediniz. Gündem yaratmak istesem çıkıp bunları herkesin içinde söylerim. Ne düşünüyorsam, nasıl yaşıyorsam, açık yüreklilikle anlattım, hepsi bu.
Yüzüm ışıldasın diye avokado püresi sürüyorum
Bakımlı, sağlıklı olmak adına neler yapıyorsun, anlatır mısın? Sabah kalkar kalkmaz büyük bir bardak ılık su içerim. Yarım saat sonra kahvaltımı yaparım. Yemekten bir saat sonra da yarım saat spor yaparım. Yedi öğün yemek yerim. Çantamdan incirimi hiç eksik etmem. Cilt güzelliğim için de tamamen doğal yollardan yaptığım maskelerim var, onları uygularım.
- Nasıl yapıyorsun bu maskeleri ve ne işe yarıyorlar?
10 ya da 15 günde bir yaptığım maskelerim var. Mesela bir yumurta sarısı, bir kaşık bal ve bir kaşık taze limon suyunu karıştırıp, temiz cilde uyguluyorum. 15 dakika bekletip yıkıyorum. Bu karışım, cildin çok canlı görünmesini sağlıyor. Bir de sadece yumurta akını çırpıp, yüzüme sürüyorum. Bu da cilde hava aldırıyor, temizliyor. Ayrıca avokado bakımım da var. Mutlaka her gün bir dilim avokado yerim. Çünkü içinde bol miktarda E vitamini var. Bunun dışında püresini yapıp, içine limon sıkıp, yüzüme maske yaparım. Bu maske de cildin elastikiyetini sağlıyor, kırışıklıkları engelliyor. Ve cilt çok parlak oluyor. Saçım ise bepanten ampul, eczanelerde satılan E vitamini, saf zeytinyağı ve avokado yağı karışımını uyguluyorum. Sıcak havluyla sarıp, yarım saat bekliyorum. Bunu da 15 gün de bir yapıyorum. Vücudum için sadece bebek nemlendiricisi sürüyorum. Ayda bir kere de mutlaka hamama gidiyorum.
Gucci taşıyıcı hediye geldi
O taşıyıcı bize Harun’un yurtdışında yaşayan bir arkadaşından hediye geldi. Bir kere kullandık. O gün de resmimiz çekildi ve her yerde
haber olduk. Fiyatı yazıldı, markası yazıldı. Bu kadar büyütüleceği hiç aklıma gelmezdi. Ne fiyatını bilirim, ne de birkaç kez kullanacağım şeye o kadar para veririm!
Ama hediye gelmiştir, ne yapsaydım, saklasa mıydım? Yine marka hediyeler gelmeye devam ediyor. Yoksa ben öyle marka meraklısı değilim ki. Oğlumu YKM’den giydiriyorum. Sonra bebek bu! Alınan şey birkaç giyimden sonra olmuyor. Bugüne kadar Beren’in kıyafetleri ile sekiz çocuk büyüdü, büyümeye de devam ediyor.