Güncelleme Tarihi:
Amerikan firmaları için tedarikçilik yapıyorlar. Tasarım, kumaş, malzeme buluyor, yeni fikirler keşfediyor, ucuza ürettiriyorlar. Yaklaşık bir yıl önce deneyimlerini kendi markaları için kullanmaya karar verdiler. İlk Chill Clo. mağazası internette açıldı. 1 Mayıs’ta www.chillclo.com adresinde satışa başladılar. Arkası hemen geldi. Şu anda Alaçatı, Bodrum ve Suadiye’de birer minik corner’ları var. Yakın zamanda Debenhams’da da satılmaya başlayacak.
Jean pantolon üretmeyen bu genç markanın en öne çıkan unsuru kargo pantolonlar. Gül Deniz şöyle anlatıyor: "Blucin düşmanı değiliz ama kargo pantolonu tercih ediyoruz. Blucinle giymek için üstler yapıyoruz. Çok zorda kalmazsak jean pantolon yapmayacağız. Jeanden uzun etek yaptık belki mini etek de yaparız ama pantolon zor."
Chill Clo. markası için internet çok önemli. Hatta mağazalardan bile önemli. Uzun vadede mağazaları vitrin gibi kullanmayı planlıyorlar. Arda Önen, "Mağaza açtıkça, internet satışımız artacak. Mağazada ürüne dokunacak, deneyecek, internetten sipariş verecekler" diyor.
İpek Kip devam ediyor: "Türkiye’nin her yerine yayılmak çok uzun soluklu bir işti. En mantıklısı internetti. İstanbul içine iki gün içinde teslim ediyoruz, İstanbul dışına en fazla beş gün. Fiyatlarımıza kargo parası dahil. Değiştirmek isterlerse tekrar kargo parası ödemiyorlar. Her gün 70 kişi siteye üye oluyor. Muğla, Adana, Adapazarı, Ankara’dan alışveriş yapıyorlar. Satışlar genellikle akşam saatlerinde yoğunlaşıyor. En çok kargo pantolon ve şort satın alıyorlar. Erkek kargo pantolonlarını, kadınlar satın alıyor. Yeni trend bu. Dünyada da böyle. Belini büzerek giymek kadınların hoşuna gidiyor. "
İlkbahar-yaz koleksiyonu 70 parça. Kış koleksiyonunun teması ise özgürlük olacak ve müşterilerin istediğine göre şekillenecek. Marka için hem Türkler hem Amerikalılar tasarım yapıyor. Koton, doğal elyaf ve organik kotondan üretilen yaz koleksiyonu; doğal görünümlü kargo pantolon, etek, ceketler, abartısız canlı ve toprak renklerinden oluşuyor. Tişört, sweat shirtler ve atletlerde yoga ve sörf kültürüne ait baskılar var. Lotus çiçekleri, doğal tahta boncuklar, ip, kemer gibi doğal malzemelerin kullanıldığı tasarımlar dikkat çekiyor. Markanın benimsediği aktif, doğal, pozitif, sporcu ruhlu ve topluma saygılı gibi değerlere sadık kalınarak hazırlanan koleksiyonun üç grubu var.
Türkiye koleksiyon ülkesi olacak, hızlı, pahalı, zor mallar burada üretilecek
İpek Kip, Epex’in ortaklarından... 20 yıldır Amerikan markaları için mümessillik yapıyor. Tekstili, piyasayı ve Amerikan firmalarını çok iyi tanıyor.
- O kadar yoğun çalışıyorduk ki düşünmeye bile zamanımız yoktu açıkçası. İhracat çok yüksek volümlü bir iş. İmalatı yurtdışında yaptırdığımız için şimdilerde biraz rahatladık. İlk yıllar bir tişört gönderirlerdi, "Aynısından 20 bin üretin" derlerdi. Ama tekstil evrim geçirdi. Şu anda Amerika’daki şirketler bizden sadece o tişörtü uygun fiyata ürettirmemizi değil yeni fikirler ve koleksiyonlarla gelmemizi istiyorlar. Son beş senedir böyle.
Türkiye’deki üretimin başka ülkelere kaymasının temel nedenleri nedir?
- Tamamen fiyat probleminden kaynaklanıyor. Beş sene önce yüzde yüz Türkiye’de imal ediyorduk. Önce yüzde seksene, sonra elliye, sonra otuza, en son yüzde ona düşürdük. Çalıştığımız ülkelerde asgari ücretler 50 dolar civarında. Elektrik iki sent. Türkiye’de elektrik sekiz sent ve tek bir işçi 800 YTL’ye mal oluyor. Bizim gibi Amerika’ya çalışanların çoğu işyerlerini kapattı. Kalanlar üretimi Mısır, Ürdün tarafına kaydırdı.
Türkiye’de üretim yapmamalarına rağmen, Amerikalılar sizden vazgeçmiyor. Neden?
- Çünkü biz onların ne istediğini çok iyi biliyoruz. Amerikalılar şöyle dedi: "Biz sizinle çalışmak istiyoruz ama Türkiye’de üretmek istemiyoruz. Gidin Mısır’ı, Ürdün’ü keşfedin." Biz de keşfettik. Ürdün, Özbekistan, İsrail, Mısır ve Türkmenistan’la çalışıyoruz. Toplam beş ülke. Bir de, 11 Eylül’den sonra Amerikalılar pek seyahat etmiyor.
O ülkelerde şartlar nasıl?
- Amerika’nın kriterleri çok fazla. Kesinlikle çocuk işçi çalışmayacak, yangın çıkışları olacak falan. İstediğiniz fiyatı verin, üç dolarlık malı iki dolara yapıyorum deyin, bu şartlar yoksa çalışmanıza imkan yok.
Türk tekstilinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
- Bence Türkiye koleksiyon ülkesi olacak. Hızlı, pahalı, zor mallar burada üretilecek. Koleksiyonlara sipariş aldıktan sonra ucuza mal etmek için biz yurtdışına yöneleceğiz.
20 yıl tekstil piyasasındasınız, bir marka yaratmak için neden bu kadar beklediniz?
- O kadar yoğun çalışıyorduk ki düşünmeye bile zamanımız yoktu açıkçası. İhracat çok yüksek volümlü bir iş. İmalatı yurtdışında yaptırdığımız için şimdilerde biraz rahatladık. İlk yıllar bir tişört gönderirlerdi, "Aynısından 20 bin üretin" derlerdi. Ama tekstil evrim geçirdi. Şu anda Amerika’daki şirketler bizden sadece o tişörtü uygun fiyata ürettirmemizi değil yeni fikirler ve koleksiyonlarla gelmemizi istiyorlar. Son beş senedir böyle.
Türkiye’deki üretimin başka ülkelere kaymasının temel nedenleri nedir?
- Tamamen fiyat probleminden kaynaklanıyor. Beş sene önce yüzde yüz Türkiye’de imal ediyorduk. Önce yüzde seksene, sonra elliye, sonra otuza, en son yüzde ona düşürdük. Çalıştığımız ülkelerde asgari ücretler 50 dolar civarında. Elektrik iki sent. Türkiye’de elektrik sekiz sent ve tek bir işçi 800 YTL’ye mal oluyor. Bizim gibi Amerika’ya çalışanların çoğu işyerlerini kapattı. Kalanlar üretimi Mısır, Ürdün tarafına kaydırdı.
Türkiye’de üretim yapmamalarına rağmen, Amerikalılar sizden vazgeçmiyor. Neden?
- Çünkü biz onların ne istediğini çok iyi biliyoruz. Amerikalılar şöyle dedi: "Biz sizinle çalışmak istiyoruz ama Türkiye’de üretmek istemiyoruz. Gidin Mısır’ı, Ürdün’ü keşfedin." Biz de keşfettik. Ürdün, Özbekistan, İsrail, Mısır ve Türkmenistan’la çalışıyoruz. Toplam beş ülke. Bir de, 11 Eylül’den sonra Amerikalılar pek seyahat etmiyor.
O ülkelerde şartlar nasıl?
- Amerika’nın kriterleri çok fazla. Kesinlikle çocuk işçi çalışmayacak, yangın çıkışları olacak falan. İstediğiniz fiyatı verin, üç dolarlık malı iki dolara yapıyorum deyin, bu şartlar yoksa çalışmanıza imkan yok.
Türk tekstilinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
- Bence Türkiye koleksiyon ülkesi olacak. Hızlı, pahalı, zor mallar burada üretilecek. Koleksiyonlara sipariş aldıktan sonra ucuza mal etmek için biz yurtdışına yöneleceğiz.