Güncelleme Tarihi:
* “Yolcu”da hangi türküler var?
- 12 halk şarkısı var. Aşık Veysel ve Ali Ercan’dan birer, ızzet Altınmeşe ve Selahattin Bölük’ten de ikişer parça var, diğerleri ise anonim.
* Türkü albümü fikri nasıl ortaya çıktı?
- Aslında “neden olmasın”dan çıktı fikir. Hepimiz bu toprakların insanlarıyız. Bu türküler benim fikirlerime çok uygun... Bir de bende “kendim yaptım” egosu yok. Zaten kendi yaşadıklarımla şarkılar yapıyorum. Bunlarla birlikte halk şarkılarını da yorumlayıp, kendime ait yapabiliyorum. Benimki “bir türkü söyleyeyim” değil. Bu türküler benden ve hissettiklerimden asla kopuk değil...
* Peki albümde yer verdiğiniz türküleri neye göre seçtiniz?
- Hepsi benim uzun yıllardan beri söylediğim, içselleştirdiğim parçalar.
* “Yolcu”dan beklentiniz nedir?
- Türkiye’deki tüm yaşam tarzlarına hitap eden bir albüm bu. Herkes işsizlik, parasızlık, son günlerde de grip yüzünden tedirgin. Umarım bu albüm dinleyenleri bir nebze de olsa rahatlatır.
BENNU YILDIRIMLAR İLE DUYGULARIMIZ KARŞILIKLI
* “Sunam”a çekilen klipte Bennu Yıldırımlar da rol aldı. Nasıl bir çalışma çıktı ortaya?
- Güzel bir klip oldu. Hüseyin Karagöz çekti. Bennu Yıldırımlar ile çalışmak ise benim fikrimdi. Benim şarkılarımda anlatmak istediğim hüzün Bennu Hanım’ın yüzünde var. Zaten uzun zamandır onunla klip çekmek istiyordum. Klipte de onu ayrılık yaşayan üzgün bir kadın olarak izleyeceksiniz.
* Bennu Hanım’ı klipte oynamaya nasıl ikna ettiniz?
- Bir arkadaş ortamında karşılaştık kendisiyle. Oyunculuğunu ne kadar beğendiğimi anlattım. “Duygularımız karşılıklı” dedi, müziğimi sevdiğini söyledi. Ben de klibimde oynamasını istediğimi söyledim, kabul etti.
* Gelelim dizi müziklerine... Bir dizinin müziğinde Kıraç’ın imzası varsa, reyting garantidir diyorlar. Siz ne diyorsunuz bu yoruma?
- Reytingler bazında baktığımızda öyle... Jenerik, müziklerin yükseldiği bölüm reytinglerde gözüküyor. Elimizde bilimsel bir veri de var yani. Dizilere müzik yaparken bunu bir iş gibi görmüyorum, elimden geleni yapıyorum. Set çalışanlarından oyunculara kadar herkes iyi bir iş ortaya çıkarmayı istiyor. Görüntüler bana geldiğinde, ben de o hisse kapılıyorum.
* Görüntüler size geldiğinde nasıl bir çalışma yapıyorsunuz?
- Kullanılacak tüm müzikleri ben belirliyorum. Bir sezon için ambiyanslar, duygular dahil 150 müzik parçacığı, sekiz tema kullanıyorum. Sinema filmi daha az külfetli.
EFSANE OLMAK İÇİN SADECE KIRAÇ YETMEZ
* Yapımcılığını TMC’nin sahibi Erol Avcı’nın, yönetmenliğini Kudret Sabancı’nın üstlendiği, müziklerini ise sizin yapacağınız yeni bir dizi başlıyor. Bu üçlü dizinin reklamlarında adeta bir “efsane” gibi gösteriliyor. Efsane oldunuz mu sizce de?
- Evet, efsaneyiz! (Gülüyor) Bu ekiple üç dizi yaptık; “Zerda”, “Aliye” ve “Binbir Gece”. Efsane oldular ama büyük paralar harcandı. Karşılığını da reyting olarak aldılar. Efsane olmak için birçok faktörün yan yana olması gerekiyor, sadece Kıraç yetmez. Müzisyen ekstra güç oluyor.
* TMC aynı zamanda sizin müzik yapım şirketiniz. Onların size getirdiği ve beğenmediğiniz bir diziye müzik yapar mısınız?
- TMC’nin de olsa, beğenmediğim dizinin müziğini yapmam. TMC’nin bütün müziklerini de ben yapmıyorum zaten. Beğenmediğim işte fayda sağlayamam.
* Şu sıralar neler yapıyorsunuz?
- Bakırköy’deki Sinema 74’ü aldık, orayı tiyatro yapıp daha aktif bir yer haline getirmeye çalışıyoruz. Tiyatro ekibimiz var, müzikaller yapmak istiyorduk, böylece temellerini atmış olduk. Onun dışında TRT Çocuk için “Pepe” adında bir animasyon hazırlıyoruz.
* Bu düzen baba olan Kıraç için yorucu değil mi?
- Ben yerimde duramam. Bazen işlerime yetişemediğim de oluyor ama iki, üç işi aynı anda yürütmekten hoşlanıyorum.
MEME VERMEK HARİÇ HER ŞEYİ YAPIYORUM
* Kızı dünyaya geldiğinde Kıraç nasıl biri oldu?
- 10 numara adam oldu! Evlat sahibi olmak çok güzel bir şey. Arkadaşlarımı da bu konuda motive etmeye çalışıyorum. Çocuk, hayatın başladığı nokta. Yedi ay önce Iraz Elif dünyaya geldiğinde, hayata başka bir bakış açısıyla yeniden başladım. Gerçek ve güzel bir zemine oturuyor hayat. Kendinize dikkat ediyorsunuz, hayatın içsel ve dışsal anlamlarını kavramaya başlıyorsunuz.
* Kızınızın bakımına yardımcı oluyor musunuz?
- Evet, meme vermek dışında ne varsa yapıyorum. Çocuk bakarken iletişimin sadece konuşmayla olmadığını görüyorsunuz. Onun her tepkisinin ne demek olduğunu anlayabiliyorsunuz.
* Sizce konuşmaya başladığında önce anne mi diyecek, baba mı?
- Ben anne demesini istiyorum. Biraz zor bir kelime. Annenin bir hakkı var orada ama korkarım baba diyecek çünkü söylemesi daha kolay.
* Biraz büyüsün, sizin açınızdan çok daha güzel olacak, çünkü kızlar babaya düşkün olur...
- Ben zaten bunu bildiğimden hep kızım olsun istiyordum.
BENİ MARDİNLİ DE ANLIYOR CİHANGİRLİ DE
* Doğu’da çok seviliyorsunuz. Bu durumu neye bağlıyorsunuz?
- Geçmişte benim yolumda olan Cem Karaca, Barış Manço gibi önemli isimlerin yanına toplum beni de koydu. Biz direkt ülkemize bakıyoruz. Benim gözüm hep oralarda. Diğer arkadaşlarımız ya Batılı ya da Doğulu ama Batı özentisi. Bu yüzden beni Mardinli de anlıyor, Cihangirli de.