KİTAP ÖDÜLLÜ BİLMECE

(Cevabınızı hediye sırasıyla ve rakamların arasına bir tire koyarak verebilirsiniz: mesela 10-20-30-40 şeklinde...)

*

(1) Ödüllü bilmece yarışmamız 6 Ocak 2006 Cuma günü, Türkiye saatiyle 12’te biter. (Bu saatten sonra verilen cevaplar geçersizdir ve yayımlanmaz.)
(2) Bilmeceye herkes cevap verebilir. Ancak SADECE TÜRKİYE’de bir adrese kitap gönderebiliyorum. (Tabii yurtdışından bir okur kazanırsa, Türkiye’deki bir adresine yahut bir eşine, dostuna gönderilmesini isteyebilir.)
(3) Doğru cevap verenler arasından KURAYLA BELİRLEYECEĞİM İKİ KİŞİ hediye kitabı kazanır.
(4) Cevabınızı bu sayfanın altındaki YORUMLAR bölümüne yazın. Ancak YORUMLAR bölümüne ev/iş adresinizi, telefonunuzu YAZMAYIN. Kazananlardan daha sonra rica edeceğim...
(5) Cevaplarınızı hemen ekranda göremezseniz merak etmeyin, topluca yayına koyacağım.

*

Bir aşk nasıl başlar? İstekler, arzular, hırslar nasıl girer devreye?
Seks, ilişkinin ne kadarıdır? Sevgi ne kadarı? Geliştikçe ilişki,
nasıl bir yol çizer kendine? Kadın nerde durur, erkek nerede?
Yalnızlığa karşı koymak mıdır aşk? Bir ilişki değişme umudu
mu taşır en çok? Aşk nereye kadardır? Başlar ve biter mi, siz
farkından bile olmadan?
Melekler Erkek Olur adlı romanıyla, Türkiye’nin en çok
okunan yazarlarından biri haline gelen Hamdi Koç, Doğan
Kitap tarafından yayımlanan ilk romanı Kalpten Parçalar’da
Meltem Talat aşkının etrafında tüm bu sorulara yanıt arıyor
belki de. Bir aşk romanı bu, ama tüm gerçeklerin kendilerini
açıkca, hiç korkmadan, oldukları gibi gösterdikleri cesur bir aşk
romanı. Hayatın ta kendisinin başrolde olduğu, günümüzün
aşklarının anlatıldığı bir aşk romanı. Sağlam ve sıcak
kurgusuyla, bir çırpıda okunacak, herkesin kendinden bir şeyler
bulabileceği bir roman. Kararlı ve özgür genç bir kadının,
hedeflediği erkeğe ulaşması anlatılan. Yalnız ve içedönük bir
adamın, yalnızlıktan ve biraz da kendinden vazgeçişi… Sonrası?
Bildiğimiz hikâye diyeceksiniz. Hayır, değil. Evet, aşk hakkında
çok yazıldı, çok çizildi, ama hiç böyle açık, hiç böyle net, hiç
böyle gerçekçi olunmadı. Hamdi Koç, Kalpten Parçalar’la yine
çok konuşulmaya, çok tartışılmaya ve çok okunmaya aday.

Kitaptan

“İstanbul’un o kadar küçük, yolların o kadar kısa, gecenin o
kadar sessiz ve ağır olduğunu bilmezdi Talat. Kapıların o kadar
kapalı olduğunu, insanların pencerelerden o kadar uzak
olduğunu bilmezdi.
Yapmayı bildiği hiçbir şey yoktu. Gitmeye alışkın ya da istekli
olduğu hiçbir yer. Ne de onu çağıran, ağırlamak, oyalamak
isteyen bir yer. O önünden geçerken ona dikkat eden bir yer.
Hiç. Hiçbir yer ve hiçbir şey.
Sadece araba sürdü. Dışarıda olan her şey yabancıydı; her şey
yanından, önünden geçip gidilmek içindi. Tehlike bile yoktu.
Kimse ölmüyordu sokaklarda, istese de. Herkes evine
dönüyordu sonunda. Sokaklar herkesi atıyordu, eninde
sonunda. Kimse geceden daha uzun dayanamıyordu sokaklara.
Ev!
Evinden, evinin neresi olduğundan bile emin değildi. Bir evden
çıkıp diğer eve geçmekteyken, arada bir yerde, kalakalmıştı. Yeni
evi düşününce, kasıkları sızlaya sızlaya Meltem’in çıplak, terli
poposunun sıcak izini arayarak yerlerde sürünürken gördü
kendini. Buna katlanamazdı. Annesi ve televizyon daha eve,
daha hayata, daha gerçeğe yakındı, daha gerçeğe dönüşe
yakındı. Hem, yalnızlığın o kadarına alışkındı. Sadece
hatırlaması gerekiyordu.” (sayfa 79-80)

Yazar hakkında