Kitap kahramanı Başkomiser Nevzat, TV dizisinden sonra şimdi de çizgi roman oldu
Güncelleme Tarihi:
Şermin TERZİ
Oluşturulma Tarihi: Ekim 02, 2005 00:00
Sizi karikatürlerinizle tanıyoruz, bir çizgi romana nasıl karar verdiniz?
- Meslek hayatımda birçok usta çizerden ‘Çizgi roman öldü, karikatür öldü’ gibi laflar duydum. Oysa şimdi görüyoruz ki artık sinemalar çizgi romandan, animasyonlar karikatürden besleniyor. Bence her şey gibi çizgi roman da, karikatür de biçim değiştirerek sürüp gidecek. Etkisi katlanacak.
Sizi özellikle hayvanlar alemindeki muhteşem çizgilerinizle tanıyorken bu kez bir polisiyeyle karşımızda bulduk. Polisiye merakınız var mıydı?
- Medyanın benim gibi karikatüristlere ihtiyacı kalmayınca özüme döndüm. Kendimi oldum olası karikatüristten çok çizgi romancı gibi gördüm zaten. Polisiye sevmeyen bir yazar çizer düşünemiyorum. Ahmet Ümit’in öykülerinden bir çizgi roman yapmayı düşündüğünü bana Semih Poroy iletti. Bunu duyduğumda ilk defa işsiz olduğuma sevinmiştim. Çizgi romanın hiçbir zaman ‘yan iş’ olmayacağını tecrübelerim bana göstermişti. Tüm zamanımı çizgiroman çizmeye ayırabilecektim. Ahmet Ümit’le de anlaşınca karar verildi.
Polisiye bir çizgi roman sizin için nasıl bir tecrübeydi?
- Bu benim ilk polisiye çizgi romanım sayılmaz. Yıllar önce yine Abdi İpekçi’nin Milliyet Gazetesi’nde Suavi Süalp’le birlikte epey eğlenceli bir polisiye çizgi roman çizmiştik. Kahramanımız bir polisti. ‘Komiser Kolombo Şakir’.
Karakterleri oluştururken sizi en çok ne zorladı? Hangi karakter?
- Bir çizgi romanda en önemli unsur tiplemedir. Özellikle başkasının yarattığı bir tipi çizmek daha zordur. Ama Ahmet Ümit yarattığı ‘Başkomiser Nevzat’ tipini kağıda iyi dökmüş. Nevzat tipinde fazla zorlanmadık ama önemli tiplerden birisi genç polis Ali tipinde sanırım anlaşamadık. Ve yine sanırım Ahmet Ümit, Suavi Süalp’in kalenderliğiyle ‘Gülgeç öyle çizmiş’ dedi.
Başkomiser Nevzat karakteri daha önce de bir TV dizisine uyarlanmıştı. Nevzat bizim Sherlock Holmes’umuz olabilir mi?
- Bunu Ahmet Ümit’te sormalısınız. Ama bence çizgi romanımızdaki Başkomiser Nevzat karakteri gerçekçi bir karakter değil. Bizde kahramanlar kaba kuvvet kahramanıdır, güç kaynağıdır. Oysa Ahmet Ümit hüzünlü bir kahraman yaratmış. Ben de onu düşünen ama olaylara seyirci kalan bir kahraman gibi çizdim. Olayları siyah beyaz gören biri değil. Biraz fazla gri bölgede kalmış çözümsüz bir polis. Sherlock Holmes ise bir şekilde çözüm üretir.
BİZDE BU İŞ TEKSAS TOMMİKS DÜZEYİNDE
Türkiye’deki çizgi roman kültürünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Türk çizgi roman okuyucuları, ne yazık ki daha tam anlamıyla bu tür çizgi romanlarla tanışmış sayılmaz. Bu kültürümüz Tommiks, Teksas’tan, Gırgır ekolünün ürettiklerinden öteye gitmez.
Sizin yaptığınızın ne farkı var?
- Gerçek bir çizgi roman en az iki kez okunur. İlk okuma hızlı bir okumadır. İkinci okuma çizimlerle öyküyü bütünleştiren okumadır. Ondan sonraki okumalar yalnızca çizgilerin tadına varmadır.
Peki sizce bu proje başarılı olacak mı? Yani tutar mı dersiniz?
- Yıllar önce Fransa’da bir çizgi roman fuarında ülkenin en büyük çizgi roman yayınevinin editörü ile tanışmıştım. Bana bir çizgi romanın nasıl yaratıldığını anlatmıştı. Önce beğendikleri bir çizerin yarattığı kahramanın 4-5 albümünü ardı ardına yayınladıklarını, 4-5 yıl o albümlerden kár beklemediklerini söylemişti. Ama o çizgi roman tutunca, ömür boyu sattığını söylemişti. Ben de bizim yayıncımız Doğan Kitap’a sabırlar diliyorum. Bana ve benim gibi birkaç Türk çizgi romancısına daha destek verip dirensinler diye...
Çizgi roman kitaplar devam edecek mi?
- Evet. Doğan Kitap ile üç kitaplık bir anlaşma yaptık. Ben ekonomik olarak dayanabilirsem, Ahmet Ümit de bana dayanabilirse bu üç kitabı çizeceğim. Yeni kitabın senaryosu bitti, çizimlere başladım.
KİTABIN KONUSU
Olay, İstanbul’un belası hiç eksik olmayan Beyoğlu semtinde geçiyor. Kendi halinde çiçekçilik yaparken, dükkanına göz koyanlarca kumara alıştırılan çiçekçi Selim, dükkanında kalbinden bıçaklanmış halde bulunur. Başkomiser Nevzat, şüpheli olarak Selim’in iki alacaklısını gözaltına alır. Her iki zanlı da olay günü başkalarıyla olduklarını ispat için başkomiseri ikna etmeye çalışır. Zanlılardan Tatlıcı Remzi, olay günü genelevde çalışan Kıvırcık Bedriye ile birlikte olduğunu iddia eder. Nevzat, geneleve Kıvırcık Bedriye’nin ifadesini almaya gittiğinde Selim’in her gün çiçek gönderdiği başka bir fahişeyle, Parlak Celile’yle karşılaşır. Nevzat’ın soruşturması sürdükçe bu kez karşılarına Selim’in travesti sevgilisi Açelya çıkar. Selim’in katili sonunda kendini hiç umulmayan bir şekilde ele verir.
Başkomiser Nevzat
Cinayet masası amiri Nevzat, vaktinden önce çökmüş orta yaşlı, yalnız ve bir anti-kahraman. Cinayetleri çözdüğünde işini yapmış olmanın mutluluğunu değil, cinayetlerin ardındaki insan hikayeleri ile yıkılıyor. Kontes adını verdiği 58 model Chevrolet’si onu zaman zaman yarı yolda bıraksa da ondan vazgeçmiyor. Yardımcısı Komiser Ali’ye göre çok daha soğukkanlı. Aralarındaki en büyük fark Başkomiser Nevzat’ın umut etmeyi çoktan terk etmesi, Ali’nin ise hálá umutlarının olması.
AHMET ÜMİT (Kitabın yazarı)
Kahramanınızın yürüdüğünü konuştuğunu görmek inanılmaz mutluluk verici
Türkiye’nin bir Sherlock Holmes’u, Dr. Watson’ı yok. Öykülerimin kahramanı Başkomiser Nevzat, Türkiye’nin bu tür kahramanı olma yolunda. Daha önce Başkomiser Nevzat’ı, TRT’de yayımlanan Şeytan Ayrıntıda Gizlidir dizisi ile Çetin Tekindor canlandırmıştı. Şimdi de İsmail Gülgeç’in çizgileriyle bir çizgi kahraman haline dönüştü. Bir yazar olarak kahramanınızın yürüdüğünü, konuştuğunu görmek inanılmaz mutluluk verici. Şimdi İsmail ile birlikte Tapınak Fahişeleri isminde yeni bir çizgi roman üstünde çalışıyoruz. Ama benim okuyucum ile çizgi roman okuyucusu ne kadar buluşacak, buluşabilecek mi bunu zaman gösterecek.
- Meslek hayatımda birçok usta çizerden ‘Çizgi roman öldü, karikatür öldü’ gibi laflar duydum. Oysa şimdi görüyoruz ki artık sinemalar çizgi romandan, animasyonlar karikatürden besleniyor. Bence her şey gibi çizgi roman da, karikatür de biçim değiştirerek sürüp gidecek. Etkisi katlanacak.
Sizi özellikle hayvanlar alemindeki muhteşem çizgilerinizle tanıyorken bu kez bir polisiyeyle karşımızda bulduk. Polisiye merakınız var mıydı?
- Medyanın benim gibi karikatüristlere ihtiyacı kalmayınca özüme döndüm. Kendimi oldum olası karikatüristten çok çizgi romancı gibi gördüm zaten. Polisiye sevmeyen bir yazar çizer düşünemiyorum. Ahmet Ümit’in öykülerinden bir çizgi roman yapmayı düşündüğünü bana Semih Poroy iletti. Bunu duyduğumda ilk defa işsiz olduğuma sevinmiştim. Çizgi romanın hiçbir zaman ‘yan iş’ olmayacağını tecrübelerim bana göstermişti. Tüm zamanımı çizgiroman çizmeye ayırabilecektim. Ahmet Ümit’le de anlaşınca karar verildi.
Polisiye bir çizgi roman sizin için nasıl bir tecrübeydi?
- Bu benim ilk polisiye çizgi romanım sayılmaz. Yıllar önce yine Abdi İpekçi’nin Milliyet Gazetesi’nde Suavi Süalp’le birlikte epey eğlenceli bir polisiye çizgi roman çizmiştik. Kahramanımız bir polisti. ‘Komiser Kolombo Şakir’.
Karakterleri oluştururken sizi en çok ne zorladı? Hangi karakter?
- Bir çizgi romanda en önemli unsur tiplemedir. Özellikle başkasının yarattığı bir tipi çizmek daha zordur. Ama Ahmet Ümit yarattığı ‘Başkomiser Nevzat’ tipini kağıda iyi dökmüş. Nevzat tipinde fazla zorlanmadık ama önemli tiplerden birisi genç polis Ali tipinde sanırım anlaşamadık. Ve yine sanırım Ahmet Ümit, Suavi Süalp’in kalenderliğiyle ‘Gülgeç öyle çizmiş’ dedi.
Başkomiser Nevzat karakteri daha önce de bir TV dizisine uyarlanmıştı. Nevzat bizim Sherlock Holmes’umuz olabilir mi?
- Bunu Ahmet Ümit’te sormalısınız. Ama bence çizgi romanımızdaki Başkomiser Nevzat karakteri gerçekçi bir karakter değil. Bizde kahramanlar kaba kuvvet kahramanıdır, güç kaynağıdır. Oysa Ahmet Ümit hüzünlü bir kahraman yaratmış. Ben de onu düşünen ama olaylara seyirci kalan bir kahraman gibi çizdim. Olayları siyah beyaz gören biri değil. Biraz fazla gri bölgede kalmış çözümsüz bir polis. Sherlock Holmes ise bir şekilde çözüm üretir.
BİZDE BU İŞ TEKSAS TOMMİKS DÜZEYİNDE
Türkiye’deki çizgi roman kültürünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Türk çizgi roman okuyucuları, ne yazık ki daha tam anlamıyla bu tür çizgi romanlarla tanışmış sayılmaz. Bu kültürümüz Tommiks, Teksas’tan, Gırgır ekolünün ürettiklerinden öteye gitmez.
Sizin yaptığınızın ne farkı var?
- Gerçek bir çizgi roman en az iki kez okunur. İlk okuma hızlı bir okumadır. İkinci okuma çizimlerle öyküyü bütünleştiren okumadır. Ondan sonraki okumalar yalnızca çizgilerin tadına varmadır.
Peki sizce bu proje başarılı olacak mı? Yani tutar mı dersiniz?
- Yıllar önce Fransa’da bir çizgi roman fuarında ülkenin en büyük çizgi roman yayınevinin editörü ile tanışmıştım. Bana bir çizgi romanın nasıl yaratıldığını anlatmıştı. Önce beğendikleri bir çizerin yarattığı kahramanın 4-5 albümünü ardı ardına yayınladıklarını, 4-5 yıl o albümlerden kár beklemediklerini söylemişti. Ama o çizgi roman tutunca, ömür boyu sattığını söylemişti. Ben de bizim yayıncımız Doğan Kitap’a sabırlar diliyorum. Bana ve benim gibi birkaç Türk çizgi romancısına daha destek verip dirensinler diye...
Çizgi roman kitaplar devam edecek mi?
- Evet. Doğan Kitap ile üç kitaplık bir anlaşma yaptık. Ben ekonomik olarak dayanabilirsem, Ahmet Ümit de bana dayanabilirse bu üç kitabı çizeceğim. Yeni kitabın senaryosu bitti, çizimlere başladım.
KİTABIN KONUSU
Olay, İstanbul’un belası hiç eksik olmayan Beyoğlu semtinde geçiyor. Kendi halinde çiçekçilik yaparken, dükkanına göz koyanlarca kumara alıştırılan çiçekçi Selim, dükkanında kalbinden bıçaklanmış halde bulunur. Başkomiser Nevzat, şüpheli olarak Selim’in iki alacaklısını gözaltına alır. Her iki zanlı da olay günü başkalarıyla olduklarını ispat için başkomiseri ikna etmeye çalışır. Zanlılardan Tatlıcı Remzi, olay günü genelevde çalışan Kıvırcık Bedriye ile birlikte olduğunu iddia eder. Nevzat, geneleve Kıvırcık Bedriye’nin ifadesini almaya gittiğinde Selim’in her gün çiçek gönderdiği başka bir fahişeyle, Parlak Celile’yle karşılaşır. Nevzat’ın soruşturması sürdükçe bu kez karşılarına Selim’in travesti sevgilisi Açelya çıkar. Selim’in katili sonunda kendini hiç umulmayan bir şekilde ele verir.
Başkomiser Nevzat
Cinayet masası amiri Nevzat, vaktinden önce çökmüş orta yaşlı, yalnız ve bir anti-kahraman. Cinayetleri çözdüğünde işini yapmış olmanın mutluluğunu değil, cinayetlerin ardındaki insan hikayeleri ile yıkılıyor. Kontes adını verdiği 58 model Chevrolet’si onu zaman zaman yarı yolda bıraksa da ondan vazgeçmiyor. Yardımcısı Komiser Ali’ye göre çok daha soğukkanlı. Aralarındaki en büyük fark Başkomiser Nevzat’ın umut etmeyi çoktan terk etmesi, Ali’nin ise hálá umutlarının olması.
AHMET ÜMİT (Kitabın yazarı)
Kahramanınızın yürüdüğünü konuştuğunu görmek inanılmaz mutluluk verici
Türkiye’nin bir Sherlock Holmes’u, Dr. Watson’ı yok. Öykülerimin kahramanı Başkomiser Nevzat, Türkiye’nin bu tür kahramanı olma yolunda. Daha önce Başkomiser Nevzat’ı, TRT’de yayımlanan Şeytan Ayrıntıda Gizlidir dizisi ile Çetin Tekindor canlandırmıştı. Şimdi de İsmail Gülgeç’in çizgileriyle bir çizgi kahraman haline dönüştü. Bir yazar olarak kahramanınızın yürüdüğünü, konuştuğunu görmek inanılmaz mutluluk verici. Şimdi İsmail ile birlikte Tapınak Fahişeleri isminde yeni bir çizgi roman üstünde çalışıyoruz. Ama benim okuyucum ile çizgi roman okuyucusu ne kadar buluşacak, buluşabilecek mi bunu zaman gösterecek.