Kitap: Haftanın yenileri

Güncelleme Tarihi:

Kitap: Haftanın yenileri
Oluşturulma Tarihi: Eylül 24, 2011 23:36

Haberin Devamı

Roman
Varolmayanlar
Doğu Yücel
Doğan Kitap

Peşinen söylemekte fayda var, kitabın ismine bakıp hemen “Yine bir Tutunamayanlar imrenmesi” demeyin. Zira, büyük yanılgı olacaktır bu. Sırf kitabın adı, bir fiile “-mayanlar” eki geldi diye Tutunamayanlar’la ilişki kurmak abesle iştigal olur. Hayâlbazların cirit attığı bir dünyadan söz ediyor, Yücel kitabında. Her gün hesaplı hareketler yaparak yaşayan “genç iş adamı” dayanılmaz migren ağrılarından kurtulmak için gece bir şeyler karalar defterine. Ancak bir gün sonra bunların gerçekleştiğini görür gazetelerdeki haberlerde. Önce anlam veremediği bu durum bir süre sonra kâbusu olacaktır. Çünkü Varolmayanlar ve Gerçekçiler arasında büyük bir mücadelenin içindeki “seçilmiş kişi” olduğu fısıldanacaktır kulağına. Kısaca böyle özetlediğim romanın aslında bu özetle de çok alakası yok veya var, orası sizin hayal gücünüze kalmış. Doğu Yücel, Varolmayanlar isimli romanında neler yapmıyor ki, Star Wars, 80’li yılların Galatasaray’ı, 90’ların müzik grupları, çizgi romanlar, bilim kurgular derken şenlikli bir geçit törenine imza atıyor. Zengin çağrışımlarla anlattığı olayları okudukça hem gülüyor hem de ileriki sayfalarda ne olacağı merakıyla devam ediyorsunuz. Matrix’e mi düşeceksiniz, yoksa Mordor’un ateşinde dövülmüş yüzüğü mü yok edeceksiniz? Şayet doğru renkli hapı seçerseniz, artık hayal kurmaktan iyice uzaklaşmış; kendini dine, paraya, kariyere, düzene deliler gibi adamış insanların ne kadar zavallı olduklarını daha iyi görürsünüz. Hayal kurmayı unutmuş insanların haline baktıkça içinizdeki hayalperest çocuğun aslında ne kadar büyük bir insan olduğunu daha iyi anlarsınız. Çünkü kötü günler yakında gibi görünüyor. Yakında tüm dünyada, hayâl kurmak, bunu kağıda dökmek yasaklandığı zaman Varolmayanlar’ın ne için mücadele ettiğini daha iyi anlayacaksınız. Yazılan hikâyelerin gerçekleştiği ve hayâl kurmanın bile yasaklandığı bir dünyada Varolmayanlar ile Gerçekçilerin mücadelesinde kahramanımıza eşlik ederken büyük keyif alacaksınız. Hemen bir soru sormak gerek. Acaba gerçekte kim Varolmayan? Bütün benliğini kurumsal dünyaya adayanlar mı, sonsuz hayal gücüne sahip olanlar mı? Cevabını Doğu Yücel’le beraber bulacaksınız...

Haberin Devamı

Deneme
Ateistler İçin Din
Alain de Botton
Çev.: Ayşe Ece
Sel Yayıncılık

Haberin Devamı

“Bir ateist tanıdığımız vardı, hiçbir zaman Allah’ın adını anmazdı. Deprem olduğu gün bizdeydi, o sarsıntıda nasıl korktu, besmeleler, kelime-i şahadetler havada uçuştu, ondan sonra dine döndü...” Böyle bir ateizm eleştirisi bir tek bizim memleketimizde olur şüphesiz. İnanmıyorum ama, bir şeyler var demek de eyyam yapmaktan başka bir şey değil aslında. Şimdi meselemiz ateizmin ne olduğu değil. Çünkü Alain de Botton ateizm nedirin peşine düşmemiş kitabında. Ateistlerin bakış açısından din olgusunu anlatırken, aynı zamanda bir ateiste dinleri izah etmenin peşine düşmüş. Daha önce bize aşkı, öpmeyi, seyahat etmeyi filozoflar aracılığıyla, Proust’un yaşamımızı nasıl değiştireceğini bizzat Proust üzerinden anlatan de Botton, bu kez dinlerin zaman zaman yararlı ve hattâ ilginç olabileceğini gösteriyor. Alain de Botton hepimizin ateist olduğunu farzederek diyor ki; dinlerin kimi uygulamalarını seküler dünyaya aktarmak mümkündür ve bunu gerçekleştirdiğinizde hayat bayram olur. Büyük bir sanat koleksiyonuna sahipsiniz ve elinizdeki tabloların büyük kısmı dinî temalı büyük eserler, ama şöhretli bir ateistsiniz. Alın size ateistlerin dinden nasıl yararlanacağına bir örnek. Şaka bir yana, Alain de Botton, alıştığımız üzere eğlenceli ve bir o kadar da sarsıcı bir kitaba imza atmış.

Haberin Devamı

Mimarlık
Bursa Camilerinde Revak
Özlem Çuhadar
Bursa Büyükşehir Belediyesi

“Revak” kelimesi için sözlüklerde; “üstü örtülü, önü açık yer” ve “kemeraltı, sundurma, saçak altı” gibi tanımlar çıkar karşımıza. Mimarî olarak ise, “sıra sütunlar veya sıra ayaklar ile taşınan, genellikle kemerler üzerine kurulu düz veya tonoz tarzı galeri ya da sütunlu yol” olarak tanımlanır. Uzun lafın kısası, büyük camilerin (örneğin Sultanahmet, Yeni Camii) iç avlusunda, etrafımızda gördüğümüz bina duvarına bitişik, üstü örtülü, önü açık, taşıyıcı sistemi olan mekânlardır revaklar. İşlevsel olarak, güneşten veya yağmurdan korunmak ve rahat yürüyebilmek için yapılmıştır. Özlem Çuhadar, ‘Bursa Camilerinde Revak’ isimli çalışmasında, erken dönem Osmanlı - Türk mimarisinin bu yapı unsuru üzerine detaylı bir incelemeye imza atmış. Camilerin kuşatıcı ve içine çeken yapısının en önemli unsurlarından revakları, bilhassa Bursa camileri üzerine yoğunlaşarak, yapılmamış bir çalışmayı daha da özelleştirmiş Çuhadar. Önce mimarlık tarihinde revak kullanımını ve ardından İslam mimarisinde revak uygulamaları hakkında detaylı bilgi verdikten sonra, Bursa-İznik çevresindeki bütün camilerin revaklarını tek tek inceliyor. İç mekanlardaki ve dışarıdaki bütün revakları ele alıyor. İlginizi çekebilecek bir uzmanlık çalışması.

Haberin Devamı

Edebiyat İnceleme
Genç Bir Romancının İtirafları
Umberto Eco
Çev.: İlknur Özdemir
Kırmızı Kedi Yayınları

‘Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu’ isimli ünlü romanını nasıl yazdığını, ‘Kitaplarımdan Birini Nasıl Yazdım’ isimli kitabında anlatır büyük yazar Italo Calvino. Ama bunu yaparken, kitaptaki kahramanlar arasındaki matematiksel bağlantıyı, yine aynı şekilde anlatır. Bu sıradışı kurguyla, hem romanı farklı şekillerde değerlendirirsiniz, hem de siz yeni kurmacalar yaratıp metinlerin içine girersiniz. Eski aşklarınız, ayrılıklarınız gözünüzün önüne gelir. Aynı iklimin yazarları olmalarından mıdır bilinmez, Umberto Eco da aynısını yapıyor. Richard Ellmann Konferansları büynesinde yaptığı konuşmaları, ‘Genç Bir Romancının İtirafları’ adıyla ktaplaştıran Eco bize yeni dünyaların kapısını açıyor. Onun romanlarını okuyanlardansanız, o sırlarla dolu dünyalara yeniden girip tekrar gözünüzün önünde canlandırıyorsunuz. Diyelim okumadınız, hiç sorun değil. Bu sefer size çok katmanlı, alt-üst kurmacalı metinlerle dolu olağanüstü edebiyat incelemeleri sunuyor, Eco. Sadece kendi kitaplarını nasıl yazdığını anlatmıyor, ki sadece bunu beklemek de olmaz ondan. Ayaklı bir kütüphane olan Eco, dünya yazın tarihine de değiniyor. Aynı tarihlerde yayınlanmış, başka yazarların nasıl yazdığını anlatan kitaplarla beraber okuduğunuzda Eco’nun etkileyiciliğini daha iyi anlayacaksınız. Yazar adaylarına da duyurulur!

Haberin Devamı

Tarih
Türk
Margaret Meserve
Çev.: Mehmet Tanju Akad
APRIL Yayıncılık

Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur. Kızılderililer aslında Türk’tür. Bütün dünya aslında Türk’tür. Tork kelimesi Türk’ten gelmiştir. Türk milleti zekidir. Truvalılar Türklerin atasıdır. Barbar Türkler... Türkler hakkında gerçek veya hurafeden oluşan birkaç cümleyi ardı ardına sıraladığımız zaman böyle bir sahne çıkıyor ortaya. Barbar, dostu olmayan herkesin atası, güçlü ve zeki bir ırk. Ama bunun ne kadarı doğru, ne kadarı yanlış onu tam olarak bilen sayısı ne yazık ki çok az. Heyecanına yenik düşen bir Türk, kulağına hoş gelen hepsini sahiplenecektir bunların. İyi bir sonucu var mı yok mu umursamadan. Margaret Meserve, ‘Türk’ isimli kitabında Türk ırkının arkeolojisini çıkarırken, bir taraftan da tarih boyunca Türk algısının nasıl olduğunu, hangi unsurlarla şekil değiştirdiğini ele alıyor. Meserve bunu yaparken, Türk ırkına ve kavramına kusursuz bir tarafsızlıkla yaklaşırken, geniş bir kaynakçayla hareket ediyor. Bizans dönemi yazılı metinlerinden 18 -19. yüzyıla kadar kaleme alınmış pek çok metni kendi tarafsız bakış açısı içerisinde yeniden değerlendiriyor. Bilhassa, Batı dünyasının Doğu’ya, haliyle Türk’e ve İslâm’a bakış açısını sorgulayan kitapta “ötekileştirilen” Türk olgusunun aslını ortaya koyuyor. Kaynakçasından diline, bakış açısından kapsamlı yapısına eşsiz bir çalışma.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!