Güncelleme Tarihi:
Cahit Sıtkı Tarancı, ‘Ziya’ya Mektuplar’ adlı kitabında, her mektubunda büyük sevgiyle seslendiği Ziya Osman Saba’ya, tek bir mektupta itiraz/isyan eder. Şöyle der Tarancı: “Benden, havuzlu, bahçeli bir şiir istemen hoşuma gitmedi Ziyacığım. Hele ‘Diyarbekir kokulu’ tabirin hakiki bir şairin ağzından çıkacak laf değil.” Hem bir şair olmadığımdan, hem de Cahit Sıtkı’nın bile itiraz etmeyeceğine inandığım bir kanı olduğundan kolaylıkla söyleyebilirim ki Selim İleri’nin birçok cümlesinde İstanbul’un kokusunu duyarsınız. Öykülerini, romanlarını bir kenara koyalım; müstakil olarak ‘İstanbul’u anlattığı denemeler-anılar-yazılar, kitapları bunun en güzel örneklerini verir bize. Selim İleri’nin İstanbul kitapları; Ahmet Rasim, Refik Ahmed Sevengil, Reşat Ekrem Koçu, Abdülhak Şinasi Hisar, Salâh Birsel gibi isimlerden aldığı mirası devam ettiren, hatta bir adım ileri götüren kitaplardır. Edebiyat açısından en zengin antolojiyi aktarır bize, plastik sanatlardaki (eski-yeni) İstanbul’u onun yazılarından kolaylıkla izleyebiliriz. Hatıralar-tanıklıklar kadar okudukları, yazdıkları ve İstanbul’a dair endişeleri ve fikirleri de karşımıza çıkar bu yazılarda. ‘İstanbul Mayısta Bir Akşamdı’ bunun en güzel örneklerinden birisi. Üstelik sadece İstanbul değil, bütün bir Türkiye’nin panoramasını çiziyor bize. Dönüp dönüp okuyacağınız bir İstanbul kitabı. Bir okur olarak; yayınevine hatırlatmak gerekirse; böyle zengin kitapların sonuna eklenecek ‘dizin’in, kitaba çeşitli okuma biçimleri katacağı inancındayım.
Deneme
İstanbul Mayısta Bir Akşamdı
Selim İleri
Everest Yayınları