Güncelleme Tarihi:
Şiir
Beni Sorarsan
Gülten Akın
YKY
Ne güzel şey, yaşayan en iyi şairlerin yeni dizelerini okumak. Hele bu iyi şair Gülten Akın ise daha kitabı elinize aldığınızda her yanınızı sarıyor büyüsü. İsmiyle veriyor bütün hissi Akın: ‘Beni Sorarsan’. Sonra, daha giriş yazısında sesinin şairlikten ‘ermiş’liğe geçtiğini fark ediyorsunuz. Büyük usta Behçet Necatigil’in dediği gibi; ‘hikmet burcu’ndan şiirler ve hepsi birer inci, ‘kaf dağı’nın ardından getirilmiş. Tuhaf ‘yalnızlık hali’ şiirleri bunlar. Öyle ‘entelektüel’ yalnızlık falan değil! Saf, insan olanın, çağın tanığı bir şairin yaşam karşısındaki yalnızlığı! Zaman zaman çaresizliği. Tüm bunlara rağmen her zaman her kitabında gördüğümüz ‘direnç’ isyanlarını da okuyoruz; “Göstere göstere bilediğin bıçak / bir gün elini kesecek” dizeleri bunun en güzel ispatı! Hep söylenen, nasıl büyük bir acı olduğunu ancak yaşayanların bildiği ‘diyaliz’ makinesinin verdiği acıyı, o sancıyı içimizde hissettirerek anlatabilmek başka kimsenin harcı değil. Gülten Akın yaralarımızın kabuklarını kaldırıyor, çünkü kabukları kaldırdıkça derinleşiyor yara! Sanki ölüm sessizliğinin sindiği şiirler toplamı ‘Beni Sorarsan’. Kitabın yayımlanmasından kısa süre sonra, bu satırların yazılmasından birkaç gün önce hayat arkadaşına veda etti Gülten Akın! Belki de ölümü aylar öncesinden hissetmişti... Sadece hayatın, hissiyatın şiirleri değiller. Gülten Akın’ın kendi şiir serüvenine yeni ve önemli bir durak aynı zamanda. Kimi eski şiirlerini anarak, deyim yerindeyse zeyl koymuş Leylâ-Mecnûn’a! Okuyun bu şiirleri. Ezberleyin hatta!
Yedi Güzel Yıl/Etgar Keret/Çev.: Avi Pardo
Siren Yayınları/Öykü-Anlatı
Hâlâ Etgar Keret okumamış olan varsa ve sağda solda ismini duyduktan sonra ‘Yahu kimdir bu?’ diyerek merak ediyorlarsa, ‘Yedi Güzel Yıl’ tüm yaralara merhem olacak bir kitap. Hemen okuyun! Öykülerini kalemle değil, küçük iğneler, bistüri darbeleriyle yazan Keret, yaraları derinleştirmeye niyetlenmiş bu kez. Çünkü birçoklarının boğazını düğümleyecek şeyler anlatıyor. Öykü mü? Anı mı? Gerçek mi? Kurmaca mı? Seçeneklerimiz, a) hiçbiri, b) hepsi! Yedi Güzel Yıl’da baba olmaktan babasız kalmaya, Yahudi olmaktan yazar olmaya her şeye bambaşka bir şekilde değiniyor! Bu sefer kahraman kendisi ve onun dünyasına girmiş tanıdık tanımadık herkes! Belki daha önceki öykülerde karşımıza çıkan insanlar, kim bilir. Kendi hayatındaki ‘küçük’ kesiklerin ardındaki ‘büyük yaşam derinliği’ni anlatıyor.
Beni Karınca Kadar Seviyorsan/Aysun Saygı Köknar/Alfa Yayınları/Roman
Ölüm’ün yazdırdığı bir roman bu. Büyük bir yitimden söz ediyorum. Basit ifadeyle, ‘çok sevdiği annesi’nin ölümünden sonra yaşamının yarısını toprağa gömmüş bir kahraman var karşımızda. Ölümün yarattığı travma ve o travmadan kurtulmak çabası! Yazmak belki de bütün irini akıtmak için kâfi. Sepia bir hatırayla açılıyor perde, sonra yaşanıyor hayat tüm gerçekliğiyle. Yaşanan ölüm ve sonrası... Aysun Saygı Köknar’ın romanı ‘Beni Karınca Kadar Seviyorsan’ ölüm kadar ‘sevgi’nin ve ‘mutlu olmanın’ romanı.
İçimde Oğuz Atay ile Orhan Gencebay İkizi Yaşıyor/Murat Yalçın/Can Yayınları/Genel Kültür
Profesyonel olarak kitapla ilgilenen herkesin yaşadığı ortak şeyler vardır. Tanıdıklar “Ne tavsiye edersin yenilerden” sorusunu sorar. Yeni tanışanlar, “Ben de bir şeyler yazıyorum bakar mısın” der. Hele, bir de editörseniz gelen e-postaların büyük çoğunluğu o yazılardır. Hepsi cevap ister, cevaplanmayan daha yazar olmadan yazar kaprisi yapar. Cevap verdiklerinizin bazıları da hakaret eder. İddialıdırlar çünkü. Hayatları romandır! Yıllardır editörlük de yapan öykücü Murat Yalçın’a gelen e-postalardan derlenmiş bir kitap, ‘İçimde Oğuz Atay ile Orhan Gencebay İkizi Yaşıyor’. Semih Poroy’un çizimleriyle ‘kayıp cevherler’i gözler önüne seriyor(!)