Güncelleme Tarihi:
Deneme
Örümcek Kapanı / Cemil Kavukçu
Can Yayınları
Birçok evde, ayda yılda bir açılan sandıklar vardır. Çeyiz bohçalarından tutun eski günleri anımsatacak kılık kıyafete kadar birçok eşya saklarlar içinde. Bazı evlerde eski bir bavuldur gömme dolaplar içinde, koltuk arkalarında unutulmuş. Hiç olmadı eski bir fotoğraf albümü, kendi gençliğiniz/çocukluğunuz kadar, anne-babanızın gençliğini gördüğünüz. Bugün hayatta olmayan dostlar, tanıdıklar, belki sıra arkadaşları. En güzeli onların sebep olduğu çağrışımlardır aslında. Hatırladığınız öyküleri, bize anlattıkları, bugüne kaynaklık eden ortak yaşanmışlıklar... Bu sandık, bavul veya albüm hiç ummadığınız bir anda açılınca, bütün ahali toplanır başına. Toplanmalıdır da!
İyi öykücü Cemil Kavukçu’nun ‘Örümcek Kapanı’ isimli denemeler toplamı tam böyle bir kitap. Ama bizi eski günlere götürmüyor. Kavukçu kendi sandığını açıyor denemelerinde. Herkesin başına toplanması gereken bir sandık bu. İçinde neler yok ki. Beslendiği kaynaklardan bir yazar olarak en sık karşılaştığı sorulara, aklını kurcalayan meselelerden hayatın birer öykü barındıran ‘an’larına ve elbette öykülerde karşımıza çıkan eski dostlardan o dostlarla yarım kalmış öykülere kadar her şeyi anlatıyor Cemil Kavukçu. Denemeler toplamı olsa da, hepsi öyküden el almış yazılar bunlar. Serde öykücülük var ne de olsa. Kimi bölümlerde, usta işi öyküler yazmış aslında Cemil Kavukçu. Bunu yaparken, neyin öykü olup olamayacağını anlatıyor, öykü tadında. Yine deniz insanları var, taşranın yalnız kahramanları var, çok sık karşımıza çıkan, hikâyesini öğrensek hayran kalacağımız tuhaflıkta insanlar var, Cemil Kavukçu’nun öykülerinde karşımıza çıkan tüm unsurlar olağanüstü bir geçit töreniyle karşımıza çıkıyorlar. ‘Örümcek Kapanı’ tam bir Cemil Kavukçu şöleni!
Dünya Şampiyonu / Sophie Dieuaide
Çev.: Ece Nahum / Hayy Kitap / Çocuk
Futbol dediğin nedir ki? Bugün 18-0 kaybeder hezimetin utancını yaşarsın. Yarın, 2-1 kazanır şampiyon olursun... Dibe vurmalar birbirine bağlanmak, kenetlenmek zamanıdır, bilhassa futbol için. Yoksa her şey üst üste gelir. Deyim yerindeyse ‘gazozuna’ mahalle maçlarını anlatıyor Sophie Dieuaide ‘Dünya Şampiyonu’ isimli kitabında. Ama arada arkadaş olmanın, aile olmanın, mahalleli olmanın, yoldaş olmanın masalını anlatıyor. Şampiyonluk golünü kahramanımıza attırmayarak, aslında takım olmanın ne demek olduğunu gösteriyor. Jacques Azam’ın eğlenceli çizimleriyle...
Anlar / Ayşe Şimşek / Sokak Kitapları / Şiir
Behçet Necatigil’in saydığı üzere; ‘Gurbet, Hasret, Hikmet’ şiir burçlarının ilkinde bir şair Ayşe Şimşek. Kendine bir barınak yapıyor. Yani şiir dilini oluşturuyor. Aslında şiiri bilen, şiir geleneğinden haberdar bir şair Şimşek. Bir veya birkaç aşkın ‘an’larına dair satırlardan oluşuyor ‘Anlar’ kitabı. Gurbet burcunda çok kalmayacağını, Hasret burcuna dair yol aldığnı şimdiden belirtmek gerek. Çünkü sesini bulmuş çoktan. Ayşe Şimşek’in şiirler toplamı ‘Anlar’, okunacak yeni bir şairi işaret ediyor.
Çapulcu musun vay vay? / Muzaffer İzgü
Bilgi Yayınevi / Öykü
Ünlü türkünün bu versiyonunu çok iyi hatırlıyorsunuz. Diğer başka şeyleri hatırladığınız gibi... Gezi direnişinin sanata etkisi hızlı bir şekilde kendini göstermişti. Edebiyata da öyle. Ama Muzaffer İzgü’ye ayrı bir parantez açmak gerek. Büyük usta, sadece Gezi’yi değil bugünkü Türkiye’yi o kadar güzel anlatmış ki, bizi ağlanacak halimize güldürüyor. Gelecek nesiller bu öyküleri okudukça, memleketin neler gördüğünü hem üzülerek hem de gülerek anlayacak. Muzaffer İzgü’nün ‘Çapulcu musun vay vay?’daki öyküleri bir geleneğin çağdaş örneği aslında.