Kitap

Güncelleme Tarihi:

Kitap
Oluşturulma Tarihi: Eylül 22, 2013 00:36

Haberin Devamı

Mektup

Leylim Leylim - Ahmed Arif’ten Leylâ Erbil’e Mektuplar
Ahmed Arif, Leylâ Erbil
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları


“Leylâ, Zalım Leylâ” diye giriyor söze Ahmed Arif, 5 Mayıs 1954 tarihli ilk mektubunda. Leylâ Erbil tarafından hep dost olarak görülmüş, fakat yıllarca Erbil’e büyük ‘aşk’la seslenmiş Ahmed Arif. Daha sonra ise Leylâ Erbil’in samimi duruşuna boyun eğmiş olsa da hep bir aşkî seslenmiş ona. Dostum derken bile... Sadece ‘zalım’ demiyor Ahmed Arif, Leylâ Erbil’e; Leylim, Cânım, Merhametsiz Ömrüm, Leylâ’m Kardeş Çocuk, Leylâcık, Azizim, Canım, Sevgili, Dost, Sevgili Canım, Canım Kardeşim, Canım Leylim, Leylim Canım, Merhaba, Leylâ Usta, Canım Benim, Çok Aziz ve Biricik Dost, Bir Tane Leylâ, Leylîm Yarı Canım diye sesleniyor mektuplarında. “Senin. Daima senin” diye noktalayıp o güzel gözlerinden öpüyor Leylâ Erbil’i. Hasretinden prangaların eskitildiği bir aşkın mektuplara sinmiş kokusu var bu kitapta. Bir büyük şairin bir büyük yazara duyduğu samimi aşk kadar, sürgünlüğü, üretmeyi, paylaşmayı, umutla bakabilmeyi, dönemin entelektüel çevresini, yayın dünyasının geçtiği evreleri ve memleket sınırlarından asla tam olarak çıkamayan sansürü okuyacaksınız.
Erbil’in yıllarca sakladığı ve yayımlanması için ‘öldükten sonra’ şartını koyduğu mektupların yayımlanma öyküsünü de muhakkak okumalısınız kitabın girişinde. Sonrası tartışmasız bir şölen halini alıyor. Zira Ahmed Arif’in satırlarını okudukça, dört mektup yazan âşığa sadece bir cevap geldikten sonraki ıstırap dolu çığlıklarına tanık olunca ikisine de duyduğunuz saygı daha da artacak. Birçok edebiyatçının da adının geçtiği mektuplar sizi her açıdan şaşırtacağı kadar, edebiyat tarihine çok önemli dipnotları yazıyor.

Haberin Devamı


Tek Kanatlı Bir Kuş
Yaşar Kemal / YKY / Roman

Bu küçümen Yaşar Kemal romanının, büyük usta tarafından onlarca yıl evvel yazılıp bugün yayımlanan bir metin olduğunu duymuşsunuzdur. Zaten asıl bu yüzden okunmalı. Öyle, ‘yıllar önce bugünü görmüş’ klişesinden söz etmiyorum. Ustanın en iyi kitaplarından biri olmayabilir.. Kısacık, belki bir öykü uzunluğunda bir roman bu. Ama Yaşar Kemal’in alametifarikası büyüleyici tasvirleri, diğer destansı kitaplarında karşımıza çıkan anlatım ve dili daha dar bir alanda ve kısa aralıklarla görüyorsunuz. Dağ kenarında kurulmuş bir kasabanın, o dağın tepesindeki kocaman kayanın, o kayanın gölgesinin ve yarattığı korkunun bir kasabayı nasıl ıssızlaştırdığının hikâyesi. Bir kişinin korkusunun, bütün bir kasabayı nasıl korkuya boğduğunun romanı. Hayran olmamak elde değil.
Yasaklı Nasrettin Hoca Şenlikleri / Metin Demirtaş / Kaynak Yayınları / Anı
Sahip olduğumuz birkaç değerden biri olan Nasreddin Hoca’nın birçok hikâyesinin yıllarca yasaklandığı bir ülkede, Nasrettin Hoca ve Ezop’u şiir diliyle konuşturan resimli kitapçıkların, karne hediyesi olarak dağıtılmasının yasaklanması da gayet normal aslında. Bu hadiseyi yaşayan Metin Demirtaş’ın anılar kitabı ‘Yasaklı Nasrettin Hoca Şenlikleri’. Ama sadece anı yok. Bir Köy Enstitülü olan Demirtaş’ın enstitülerin ne olduğuna dair önemli yazıları ve şiirle Nasrettin Hoca metinleri de var kitapta.
Antikçağda Oyun ve Oyuncaklar
Salkım Selvi-Bener / Kitap Yayınevi / Tarih
Satranç, dama ve tavla gibi oyunların tarihinin ne kadar eskilere gittiğini bilmeyen yoktur. Benzer strateji, çizgi, nokta ve pul oyunlarının binlerce yıllık geçmişi vardır. Bilmediğimiz birçoğunun kökeni ise Antikçağ’a kadar uzanır. Salkım Selvi-Bener ‘Antikçağda Oyun ve Oyuncaklar’ adlı incelemesinde bu oyunları araştırmış. En eski Türk oyunlarından ‘mangala’nın Arapçadaki ‘mankala’dan (nakletmek) geldiğini ve en eski örneğine Afrika’da rastlandığını okuyacağınız acayip güzel bir tarih kitabı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!