Güncelleme Tarihi:
Romancı
İpek S. Burnett
YKY
Roman
Kadın Kokusu, Can Dostum ve Extra Man gibi filmler başta olmak üzere, sıklıkla Hollywood sinemasında karşımıza çıkan bir hikâyedir. Yaşlı, ama her şeyden önemlisi, ‘yalnız’ bir kahraman ve bir şekilde yolu onunla kesişen genç arasındaki ilişki. Bu çok zaman baba-oğul, ana-kız gibi görünse de aslında bir usta-çırak ilişkisi gibidir. Belki önemli bir uzmanlık alanına dair ama en çok da hayata dair ne yapması gerektiğini öğretir, yalnız yaşlı, hayatta yeni olan genç çırağına. ‘Romancı’ da benzer bir konuya sahip, ama bunu bambaşka bir şekilde yapıyor. Zaten bütün güzelliği de bu yapış şeklinden kaynaklanıyor.
İstanbul’un pahalı semtlerinden birinde bulunan bir huzurevinin sakinlerindendir Süreyya Hanım. Seksenin üzerinde yaşıyla, artık ölümü beklemektedir tüm yalnızlığıyla. Fakat huzurevinde yaz süresince çalışan, taşralı küçük bir kız ve onun Süreyya Hanım’la olan ilişkisi her şeyi değiştirir. Babasının oğlan olması umuduyla ismini Ferit koyduğu Sivaslı küçük kız, huzurevinde Süreyya Hanım’ın yalnızlığını paylaşır. Süreyya Hanım’ın bir taraftan Ferit’in ‘Feride’ye evrilmesine vesile olacakken, diğer taraftan Sait Faik Abasıyanık, Orhan Veli Kanık ve Attilâ İlhan gibi Türk edebiyatının köşetaşı isimleriyle yaşadığı yarı gerçek yarı kurmaca ilişkiyi hikâyelerinde anlatır. Süreyya Hanım, Türk edebiyatının bu büyük isimleriyle ‘kendi anlattığına’ göre bizzat tanışmış, Sait Faik’le sıradışı bir ilişki yaşamış, Orhan Veli ve Attilâ İlhanh’la evliliğin kıyısından dönmüştür. Sivas’tan yola çıktığında Ferit adını taşıyan kız ise önce Çalıkuşu’nun Feridesi’nin kim olduğunu öğrenir, daha sonra Ferit’den Feride’ye evrilir. İpek S. Burnett, ‘Romancı’ isimli romanında Türk edebiyatının üç etkileyici ismini kullanarak sıra dışı bir işe imza atıyor. Bunu yaparken kullandığı dil bize Sait Faik başta olmak üzere adını andığı diğer ustaları da andırıyor. Aslında Türk edebiyatının romanını yazıyor Burnett. Ustalıklı diliyle, etkileyici anlatımı ve kurgusuyla beğeneceğiniz bir roman.
Narcissus’un Zencisi / Joseph Conrad / Çev.: Erhun Yücesoy / Can Yayınları / Roman
Döneminin ünlü ticaret gemilerinden biridir Narcissus. Ancak bu son seferinde gemiye alınan yeni tayfalar arasında James Wait isimli zenci bir tayfa da vardır. Heybetli vücudu, insanı ürküten konuşması ve sesine rağmen ters bir şeyler vardır Wait’te. Daha sonra anlaşılır ki, Wait tüberküloz hastasıdır. Romanda Conrad, Wait ile diğer mürettebat arasında yaşanan gerilimli hikâyeyi anlatırken bir taraftan da bugün sıkça karşılaştığımız ‘ötekilik’ sorunu üzerinde duruyor.
Öteki Erkekler / Aras Güngör / Sel Yayıncılık / Belgesel
30 Haziran tarihinde İstiklal Caddesi’nde gerçekleştirilen LGBTT Onur Yürüyüşü’ndeki olağanüstü katılım, Gezi Direnişi’nin kazandırdığı dayanışmanın bir göstergesi olmasının haricinde birilerinin yüzyıllardır görmediği bir şeyi daha yüksek sesle söylüyordu. Bu ülkede ‘eşcinseller vardır’! Aras Güngör, ‘Öteki Erkekler’ adlı kitabında Türkiye’nin farklı bölgelerinden, farklı etnik, ekonomik ve sosyal çevrelerinden gelen trans erkeklerle aile, eğitim, sağlık ve gündelik hayatlarına dair deneyimlerini konuşuyor.
Osmanlı’dan Bugüne Gözümüzden Kaçanlar / M. Şinasi Acar / YEM Yayın / Tarih
Bilhassa İstanbul’da, Osmanlı döneminden kalma ‘büyük’ ve ünlü eserlerin peşinde koşmaktan; tekrar tekrar onların mükemmelliklerinden söz etmekten en az onlar kadar kıymetli eserleri unutur olduk. Bu tüm Türkiye için geçerli. Örneğin nice camiler vardır ki, içindeki çiniler koca selatin camilerde bile rastlanamayacak özgünlüktedir. Hatta her gün yanından geçtiğimiz mezar taşları, çeşmeler, sokağımızdaki levhalar... Şinasi Acar, kitabında bakıp da ‘görmediğimiz’ güzellikleri gösteriyor bizlere.