Güncelleme Tarihi:
Logosoloji
Ferhat Özkan
Raskol’un Baltası
Öykü
Tek kanallı yılları ve sona eren yayının akabinde test ekranına geçildiği günleri hatırlayanlar iyi bilir. Uzun tek sesli bir ‘diit’ sinyali duyulurdu. Aslında televizyondan eve dolan bütün düzensiz seslerin tek sese dönüştüğü ve bir süre sonra sessizliğe geçtiği noktanın, bir göstergesiydi bu ‘diit’ sesi. Ferhat Özkan’ın öyküler toplamı ‘Logosoloji’deki öyküler de bir müzikle ilerleyip en sonunda ‘diit’ sesindeki gizli sessizliğe bağlanıyor. Sırayla A,B,C,D,E,F,G ve A alt bölümlerinden oluşan, müziği haplara kaydedip daha sonra bu yolla kendini öldüren mucitin hikâyesinin anlatıldığı “Edebî Gam” öyküsüyle başlıyor kitap. İlk kahramanımız Katushi M.’nin en büyük başarısı mutlak sessizlik. Sonraki birkaç öykü de adeta bundan el alıyor. Ama arada öyle bir Hüsn ü Aşk öyküsü okutuyor ki bize Özkan, kendi edebiyat birikiminin yanında, ‘öykü anlatmakta’ olan yetkinliğini de gözler önüne seriyor. Koca bir mesnevi’nin bir dizesinden öyle bir öykü çıkarıyor ki, Dülger İbrahim’in, Şeyh Galib’in, Hüsn ü Aşk’ın ve hattâ Mona Lisa’nın kol hizası dizildiği bir geçit resmi görüyoruz. “Güzel, Çirkin ve Kötü” isimli öyküsünde seri darbelerle sersemletiyor. Sıradışı bir Dorian Gray’in Portresi güzellemesi yapıyor. Kahramanı(nı) ve onun ‘mükemmel’ niteliklerini tasvir ederken öyle yumuşak bir anlatımı var ki, sakin sakin en üst kata kadar eşlik edip, en sonunda boşluğa ittiriyor bizi. Metne bir kere daha hayran kalıyorsunuz. Çünkü o anda başka bir hikâyeyle yeniden yukarı kadar eşlik edip, tekrar atıyor bizi zalimce. Bütün öykülerde ‘sinik bir şaka’ takip ediyor bizi, hınzır bir gülümsemeyle. Sinirlenmemek, gülmemek, mutlu olmamak, beğenmemek elde değil. “Edebî Mekân” isimli öyküyüsle sonlandırıyor bu etkileyici karnavalı Özkan. Ustaları aratmayan dili, birbirinden ayrı ve bir arada yarattığı katmanlı kurmacası ve yüksek kalibresiyle çok iyi öyküler toplamı ‘Logosoloji’. Bu ilk kitabı hemen okuyun. ‘Herkesten önce’ okumuş olmanın nasıl mutlu ettiğini göreceksiniz.
Kara Ayin
John Gray
Çev.: Bahar Tırnakçı
YKY
Felsefe
‘Büyüleyici’ bir din ve siyaset felsefesi kitabı ‘Kara Ayin’. John Gray, ütopya metinleriyle ‘apokaliptik dinsel’ metinler arasındaki karşılıklı bağıntıyı, daha doğrusu alışverişi ele alıyor. Bilhassa katolik öğretideki ‘binyılcı’ yaklaşımın daha sonra Bolşevikler ve Naziler tarafından dünyayı dönüştürme amacıyla nasıl kullanıldığını izah ediyor. Ütopya fikrini yaratan dini metinlerin daha sonra ütopyadan ödünç alarak nasıl biçim değiştirdiğini ve hangi yeni ütopyaların temelini oluşturduğunu gözler önüne seriyor ‘Kara Ayin’.
Arı ve Bal
Emine Gürsoy Naskalı, Hilal Oyun Altun
Tarihçi Kitabevi
Monografi
Güney Afrika’nın Kalahari Çölü’nde yaşayan Buşmanlar’dan Mayalar’ın Popol Vuh’una, Mısır mitolojisinden Hindu inancında kadar arıların yer aldığı birçok yaratılış metni vardır. Bal da pek çok kültürde şifalı bir iksir olarak karşımıza çıkar. Emine Gürsoy Naskali ve Hilal Oyun Altun, ‘Arı ve Bal’ isimli incelemelerinde arının ve balın kültürel arkeolojisini ortaya koyuyorlar. Saydığımız bu farklı kültürlerdeki Arı-Bal mirasına bu topraklardaki kültürel yansımaları da ekliyorlar.
Bir Yeniçerinin Hatıraları
Konstantin Mihailoviç
Çev.: Nuri Fudayi Kıcıroğlu, Behiç Anıl Ekin
Ayrıntı Yayınları
Tarih
İstanbul’un fethinden iki yıl sonra Niş yakınlarındaki köyünden Türkler tarafından alınıp Yeniçeri Ocağına kaydedilen bir Sırptır Konstantin Mihailoviç. Balkanlar’dan Ege’ye, Tuna’ya, 1458 Mora, 1461 Sinop, 1462 Uzun Hasan’a karşı Trabzon Seferi’ne katılır. 1463’te ise Macarlara esir düşer. Özgür kaldıktan sonra da Polonya’ya geçer ve Osmanlı Ordusu içinde yaşadıklarını kronik olarak yazdırır. İşte bu sıradışı tarih kitabı, Mihailoviç’in yaşadıklarının birinci ağızdan anlattıklarıdır!