Kitap

Güncelleme Tarihi:

Kitap
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 26, 2013 00:00

Haberin Devamı

Deneme

Paralel Hayatlar
Levent Yılmaz

Doğan Kitap

Türü deneme olsa da büyük usta Cemal Süreya’nın ‘99 Yüz’ adlı kitabındaki gibi, ‘söz senaryosu’ kitabı ‘Paralel Hayatlar’. Zaten, üslup olarak, 99 Yüz’e alışılmışın dışında bir selam veriyor Levent Yılmaz. Benzer şekilde kurguluyor senaryolarını. Bugünün Türkiyesi’ne dair bir fotoğraf albümünü açıyor ve siyasetten bilime, popüler kültürden tarihe gözümüzün önünde olan ama tüm yönlerini göremediğimiz isimleri anlatıyor. Birbirinden lezzetli portrelerin biçimini anlatmak içinse söylenecek en uygun söz ‘kaleydeskop’ olacaktır. Çok basit bir kaleydeskop tekniğinden söz ediyorum. Çıplak gözle görünene prizmatik bir mercekle bakmamızı sağlıyor. Birçoğumuzun her fırsatta eleştirdiği siyasetçileri anlatıyor, tuhaf bir şekilde sevdiğimiz ‘sonradan gurme’leri eleştiriyor, Tanpınar’ın, Atay’ın hakkını yıllar sonra vermeye çabalarken yenilerini ihmal eden edebiyat dünyasının kimleri ihmal ettiğini gösteriyor. Farkında olmadığımız cevherleri, cevher sandığımız ‘sıradan’ları, bunca kalabalık içinde gözden yitirdiğimiz insanların, yarının Türkiyesi’nde her şeyini ezbere bileceğimiz isimlerin hikâyelerini anlatıyor. 99 Yüz’de Cemâl Süreya ‘şemsiye’ metaforu kullanırdı. Yılmaz, ustadan ilhamla ‘totem’ metaforu kullanıyor her yazısında. Olağanüstü söz senaryoları meydana getiriyor. Totemi, kesinlikle derinlemesine bakmak ve ‘iyi edebiyat’. 

Haberin Devamı

Tarih

Cihan Harbine Doğru Türkiye
Parvus Efendi

Ayrıntı Yayınları

Troçki’nin Rusya’dan sürgün edildiği ve Büyükada’da misafir edildiği yıllarda kaldığı evin Parvus Efendi’nin evi olduğu söylenen detaylar arasındadır. Osmanlı’nın son yıllarında sıradışı bir etkiye sahip Parvus Efendi’nin adı, pek çok tartışmayla beraber anılır aslında. Alman ajanı olduğu söylenir örneğin. Birinci Dünya Savaşı sırasında yaptığı vagon taşımacılığı esnasında ‘silah kaçakçılığı’ yaptığı da söylenir. Söylenmediği zaman ‘savaş zengini’ diye kibarca belirtilir. I. Dünya Savaşı yıllarında Türkiye açısından uluslararası politikada son derece kilit bir görev üstlenmiştir. Troçki’nin ‘sürekli devrim’ kuramını geliştirmesine katkıda bulunmuş bu adam, aynı zamanda İttihat Terakki için mühim bir stratejistti. Asıl ismi Alexander Israel Helpland Parvus olan Parvus Efendi’nin, ‘Cihan Harbine Doğru Türkiye’ kitabında, 5 yılı aşkın süreyle yaşadığı İstanbul’da yazdığı gazete yazıları ve risaleler bir araya getirilmiş. Osmanlı’nın Almanya tarafından savaşa niye dahil edileceğini, bunun Almanya’ya nasıl bir fayda sağlayacağını açıkça yazıyor. Savaşı Almanya tarafı kazanırsa ne olacağına, İngiltere tarafı kazanırsa neler olacağına dair detaylı analizde bulunuyor kitabında. Olayları ekonomik yönleriyle o kadar güzel anlatıyor ki, bizzat döneminin içinden her şeyi daha iyi anlıyorsunuz... Mutlaka okunması gereken, bu sayede bugünü daha iyi anlayacağımız bir tarih metni.

Haberin Devamı

İnceleme

Seks ve Ceza
Eric Berkowitz
Çev.: orhan Düz
Kolektif Kitap

Mezopotamya’da tam 4000 yıl önce yaşanmış bir cinayet vakası kaydı bugüne kadar gelmiştir. Yıllarca yapılan arkeolojik kazılar bu vakanın neden kaydedildiğini şöyle açıklar: Kurban, dönem uygarlığının önemli tanrılarından Enlil’in başrahiplerinden Lu-İnanna’dır. Cinayet, dönemin kutsal şehri Nippur’da işlendiği için kayıtlar korunabilmiş... Zanlılar ise azat edilmiş iki eski köle, bir erkek köle ve bir de Lu-İnanna’nın dul karısı Nin-Dada’dır. Cinayette Nin-Dada’nın hiç rolü olmasa da, katilleri yetkililere bildirmekte gecikmesi, bütün şüpheleri üstüne çekmesine sebep olmuştur. Bahsi geçen erkek kölelerden herhangi birisiyle cinsel ilişkiye girdiğine veya kocasının öldürülmesinde payı olduğuna dair hiçbir kanıt olmasa bile o da yargılanır. Çünkü bir kere şüphelenilmiştir ondan! Onu savunanların mahkemeye sunduğu argüman ise, devrin yasalarına göre Nin-Dada’yı doğrudan ölüme götürecek derecededir. “Bir kadın olarak yapacak başka bir şeyi olmadığı için” yani ‘zayıf kadın’ olduğu için, bunu yaptığını söylemişti onu savunanlar! Kararı vermek, seks içerikli suçları işleyenlere yönelik kesin tavrı olan yasaların hâkimi için zor olmamıştır, buna eminiz...
Çünkü tarih boyunca ‘seks’ ile cezalandırmak, cezalandırılmak kavramları hep koyun koyunadır. Adem ile Havva’nın cennetten kovulmasında yatan ‘ilk büyük günah’, dünyanın her yerinde, her dönemde, çağda, medeniyette birbirinden tuhaf şekilde cezalandırılmıştır. Yasaklanmış, taşlanmış, yakılmış, asılmış, ibret-i âlem için sokakta gezdirilmiş, reşit olmamış bir çocuk tarafından sokağın ortasında vurulmuş ve daha türlü şekillerde bedeli ödetilmiştir. Bugün bile televizyonlarımızda buğulanan organlar, makaslanan kareler içeriğinde seks bulunan ‘an’lardır ve televizyonda bile gerekli müdahaleyle cezası verilmektedir! Berkowitz, Adem ile Havva’dan bugüne ‘asayişi berkemal kılmanın’ hikâyesini anlatıyor. İlk insandan beri seks vardı, o günden beri suç barındırıyordu içinde. Haliyle her zaman bir seks hukuku kavramıyla bir aradaydık. Bugün birilerinin töre dediği, birilerinin bağnazlık olarak gördüğüne benzer yasalardan söz ediyor kitabında. Uçkurundan korkan erkek egemen dünyanın kadınlara yaptıklarının da muhasebesini çıkarıyor Berkowitz. Tek kelimeyle muhteşem bir inceleme. İlk günden beri tekrar tekrar dünyanın kaderini değiştiren ‘hareketin’, ‘isyanın’, ‘suçun’ yani seksin ‘günahlarla dolu’ tarihi!

Haberin Devamı

Deneme

Kırk7
Ertuğrul Özkök

Destek Yayınları

Tanrı kadını yarattı ve Ertuğrul Özkök de 40’lı yaşlarını süren kadınların sırlarını ifşa ediyor! Birçoğu yıllardır kadınlar arasında zaten bilinen, konuşulan konulardı. Özkök bunları kamuya açıyor. ‘Kırk7’ kitabında Ertuğrul Özkök’ün nasıl bir kimlikle yazdığının sırrı en sonda gizli. Prince’in bir şarkısını alıntılamış Özkök: “Kadın değilim ben / Erkek değilim ben / Hiçbir zaman anlayamayacağınız / Biriyim ben...” Gerçekten de öyle davranıyor kitapta. Bazen bir erkeğin kadına dışarıdan bakışıyla yaklaşıyor, bazen kadınları anlaması için erkeklerin yapması gerekenleri, adeta, bir kadın gibi izah ediyor. İçeriden sır verircesine. Büyük bir itiraflar ve ikazlar kitabı Kırk7. Yıllar boyunca âşık olduğu tüm kadınları ve “en büyük aşkının 40’lı yaşlarını nasıl kaçırdığını,” itiraf ediyor! Jean Louis Fournier, ‘Son Siyah Saçım’ adlı kitabında 60 yaşını fark eden ama hâlâ içinde bir şey kıpırdayan ihtiyar delikanlılara ne yapmaları gerektiğini olağanüstü bir şekilde söylüyordu. Özkök, biraz gazeteciliğin etkisiyle daha farklı bir dille yaklaşarak kadınların en kıymetli yaşlarında, 40’larındayken onlar sayesinde nasıl olağanüstü bir hayat yaşayabileceğimize dair yol gösteriyor. Kimi yerlerde çok açık sözlü. Yiğit Özgür karikatürünü hatırlatırcasına “işte bunlar hep seks” diyor ve dedirtiyor. 40 yaş kadınlarına dair keşiflerini, tanıklarıyla bir araya getiriyor kitabında.

Haberin Devamı

Araştırma

Kara Güneş
Nicholas Goodrick-Clarke
Çev.: Kıvanç Güney
Kırmızı Kedi Yayınları

İndiana Jones’un ilk macerası ‘Kutsal Hazine Avcıları’nı hatırlayın önce. Sonra ünlü çizgi roman Hellboy’un ilk macerasını, ama en çok Karl Ruprecht Kroenen’in hikâyesini hatırlayın. Şu damarlarındaki kanın yerine dolaşımını kumla sağlayıp fiziksel ölümsüzlüğü sağlayan Kroenen. Kaptan Amerika’nın geçen yıllarda uyarlanan sinema filmini hatırlayın. Son olarak da Ned Beauman’ın ‘Boksör Böcek’ romanını bir hatırlayın bakalım. Ortak noktaları neydi? İşin içinde muhakkak bir Nazi vardı ve bu Nazi subaylarının tuhaflıkları ‘okültist’ inançlarından kaynaklanıyordu. Nasyonal Sosyalist Parti’nin üst kadrosunun ‘Aryan’ kültünün etkisiyle şekillendirdikleri ezoterik Nazizm bugün birçok kurguya ilham alacak seviyeye gelmiş durumda. Çünkü gerçekten, Büyük Germen İmparatorluğu’nu var etmek ve ‘aryan’ ırkı sağlamak için kimi zaman çareyi, birtakım paranormal vakalarda aradıkları bile olmuştur. Birbirinden farklı yerlerde okültist araştırmalar yapıldığı, tarihte anlatılan birçok efsanenin peşine düşüldüğü bilinen gerçeklerdir. Tabii bir o kadar fena halde aslından sapmış olan iddialar da aynı üne sahiptir... Daha önce, ‘Nazizmin Gizli Kökenleri’ kitabından söz ettiğimiz Goodrick-Clarke ‘Kara Güneş’te çıtayı yükseltiyor. Ari ırk, aryan kültleri, ezoterik Nazizm ve kimlik politikaları üzerinden Nasyonal Sosyalist Parti’nin gizlerini izah ediyor. Ekonomik verileri bile atlamadan.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!