Kısmetse Olur'da kim elendi sorusu dün akşam yanıt buldu. Kısmetse Olur evine bir gelin adayı daha veda etti. Kısmetse Olur 17 Nisan Pazar elemesinde damatlar evinden Emre Ubeyli, gelinler evinden ise Seray Kurumuş'un ismi çıktı. Seray Kurumuş Kısmetse Olur'a veda etti. İşte Kısmetse Olur'da dün akşam yaşananlar.
KISMETSE OLUR DİLEK DEMİRCAN KİMDİR?
Kısmetse Olur evine Seray Kurumuş elendikten sonra yeni gelen gelin adayı Dilek Demircan oldu. Peki kimdir Dilek Demircan ve hangi damat adayına talip oldu?
Dilek Demircan Kısmetse Olur evinde Semih Kurtulmuş'a talip oldu.Semih Kurtulmuş da sarışın gelin adayını çok beğendi. Dilek Demircan ile Semih Kurtulmuş arasında önümüzdeki hafta yeni bir ilişki başlatılacak.
KISMETSE OLUR GEÇEN HAFTA KİM ELENMİŞTİ?
Kısmetse Olur'da geçen hafta Nur Erkoç geçen hafta elenmişti. Nur Erkoç elendikten sonra eve üçüncü kez Daniela'nın dönmüş olması ise herkesi şaşırtmıştı.
KISMETSE OLUR 28. HAFTANIN FİNALİ
KISMETSE OLUR'UN DOBRA İSMİ SEDA AKGÜL'DEN DOBRA AÇIKLAMALAR!
Haberin dobra kadını olarak tanıdığımız Seda Akgül, şimdi de “Kısmetse Olur” adlı yarışma programıyla Kanal D ekranında. Kadın-erkek ilişkileri üzerine kaleme aldığı kitaplarla da tanınan Akgül’le yaptığım bu sohbetin her cümlesi ilişkiler, evlilik, hayatla mücadele konusularında birer slogan gibi. Gelin o sloganlara siz de bir kulak verin.
* “Kısmetse Olur” şovu, aksiyonu, dedikodusu bol bir yarışma programı. Habercilik mi zordu, yoksa böyle bir format mı?
- İkisi de zor ama ben artık izleyiciyle felaket haberleri paylaşmak istemiyorum. Bir de her şeyin başı insan ilişkileri, ikili ilişkiler. İnsan evinde huzurluysa, doğru eşi bulduysa, dışarıya da o pozitiflik yansıyor.
* Aklımız fikrimizi romantik ilişkilerde mi diyorsun yani!
- Eh, ikili ilişkiler en az politika kadar önemli.
* Ne tür tepkiler aldın bu programa ilk başladığında? “Be kadın yıllarca haber sundun, evlilik programıyla ne işin olur” demediler mi?
- Tabii ki beni haber kuşağında tanıyıp sevenlerden çok tepki aldım. Ama kendi adıma bu kariyer değişikliğinden memnunum.
* Teklif nasıl geldi? - Ben yaz tatili için Alaçatı’dayken geldi teklif. “İlişkiler ve evlilik üzerine bir yarışma programı var, senin de ilişkilerle alakalı kitapların ve BKM’de stand up’ın var. Formatın sana uygun olduğunu düşünüyoruz” dediler.
* Sen o zamana kadar bu tür programlara nasıl bakıyordun?- İlişkiler beni hep ilgilendiriyordu zaten. Çok keskin bir dönüş değil yani... “Dişilik mi, Kişilik mi” adlı kitabımı 4 sene önce yazdım ben. Haber yaparken de bu işin içindeydim. Hatta “Güzin Abla” gibi bir hale gelmiştim! İnsanlar ilişkileriyle ilgili mail’ler atıyordu devamlı. Zaten Hacettepe’de pedagoji ve psikoloji okudum ek ders olarak.
* “Kısmetse Olur”un bir kısmı kurgu mu?- Hayır, bizim formatta gerçek karakterler var. 12 saat buradalar, 12 saat evlerinde. Tecrit durumu yok; anne-babaları ile görüşüyorlar, sosyal medyayı takip ediyorlar. Olan ilişkileri destekliyoruz, bozulan ilişkileri düzeltmeye çalışıyoruz ama olmazsa olmuyor tabii. Elbette bu programa ünlü olmak için gelen de olabilir. Ama gerçek amaç aşkı bulmak...
* Ellerine bir senaryo falan verilmiyor yani...- Kesinlikle... Tepkiler o kadar doğal ki, izleyici hemen anlıyor. Bunlar senaryo olsa ve bu kızlar oynasa, hepsi Oscar kazanır!
* Bir yanda maço erkekler, diğer yanda onlara kafa tutan kadınlar ve alttan alan hemcinsleri var. Bu adamlara hangi karakterdeki kadınlar daha iyi geliyor?- Bence yumuşak başlı olanlar. İki sert birbirine vurunca çatlıyor çünkü (gülüyor). Bir tarafın alttan alması lazım. Hele ki bir tarafın gerçekten öfke problemi varsa, diğer tarafın daha yumuşak ve sabırlı olması şart.
* Dışarıdan bir izleyici gibi bakarsan, burada yaşananlar nasıl geliyor sana?- Onları takdir etmek lazım. Dizilerde hayali karakterler canlandırılır, burada ise tüm açıklığıyla kendilerini ortaya koyuyorlar. Ağlıyorlar, ailelerine anlatıyorlar, eski ilişkilerini, zaaflarını, yedikleri darbeleri açıklıyorlar. Bunu milyonların önünde yapmak çok zor.
BELLİ YAŞTAN SONRA GÖRÜCÜ USULÜNE İNANIYORUM* Terzi kendi söküğünü dikebiliyor mu? Sen nasılsın ilişkilerinde?- Dikemiyor. Çok bilince olmuyor. Süper akıl veriyorum, şahane teknik direktörüm. Ama kendi seçimlerim baştan yanlış oluyor. Çünkü genelde yalnız kalmayı seven bir tipim. En zayıf anıma denk gelen zamanlarda birine ihtiyaç duyduğum için de yanlış
seçimler yapıyorum.
* Bir kadının dobra olması, güçlü olması dezavantaj mı yani?- 20 yıldır kendi ayaklarımın üzerinde kendi kendime mücadele ettiğim için bende erkeksi bir taraf gelişti maalesef. Çok bilen, çok konuşan, her şeyi anlayan kadın, erkeği rahatsız ediyor, hatta korkutuyor. Çünkü sana yalan söyleyemeyeceğini, seni sindiremeyeceğini biliyor. Bir süre sonra gelip “Ben yanında kendimi erkek gibi hissetmiyorum” diyebiliyor.
* Görücü usulü evliliğe inanıyor musun?- Belli yaştan sonra evet. Görücü derken, illa anne-babanın seçtiği insanı kastetmiyorum. Bana uygun bekar bir adam vardır, hem fizik hem de huy olarak benim gibi kadınlardan hoşlanıyordur. Huyumu suyumu bilen bir arkadaşım “bunlar birbirine uyar” deyip bizi yemeğe çağırabilir.
* Annene kalsa senin için nasıl birini seçer? - Herhalde sakin birini seçer. Artık insanlar evlatlarının sağlığıyla, huzuruyla, iç dünyasıyla ilgilenecek ve onu yalnız bırakmayacak birilerini istiyor. Ben de açıkçası yalnızlıktan çok sıkıldım artık. Düşünsene, dünyanın en iyi kemancısın ama dört tarafı kapalı bir odada tek başına keman çalıyorsun. Duyan yok. Kendini kemancıdan bile saymazsın bir süre sonra.
* Senin için ilişkinde en önemli şey ne? Aşk, para, kariyer, cinsellik?- Ben aşk kadınıyım, para pul falan hikaye. Pahalı çantalara, pahalı kıyafetlere para ödeyen kadınlar, aslında ilişkilerindeki başka eksiklikleri kapamaya çalışıyorlar. Aşk, cinsellik, ilgi eksikliğini böyle kapıyorlar. Ben mutsuzsam, mutluymuş gibi davranamam. Ne yaşıyorsam suratımdan okunur.
YAŞ FARKINDA KURALIM EN FAZLA + 3, - 3* Yaş farkına nasıl bakıyorsun? Belli bir yaştan sonra kadınlar kendilerinden yaşça küçük erkeklere yönelebiliyorlar. Aynen yaşlanan erkeklerde olduğu gibi!- Genç yaşta erkekler orta yaşlı kadınlara yöneliyor, onları seksi buluyor. Benim de 26 yaşlarındayken kendimden yaşça büyük flörtüm oldu. Ama şu an için soruyorsan + 3, - 3 diye düşünüyorum. Bu saatten sonra ne çok yaşlı bir adamın bakıcısı olmak isterim ne de çok genç bir adamın öğretmeni...
* Erkeğin olgunlaştığı yaş diye bir şey var mı? - Erkeğin olgunu olmaz, durgunu olur. 70 yaşında adam olgun değil bence. Hepsi güzel vücutlu bir kadına kapılıp peşinden gidecek kadar sığ olabiliyor. Hiç üzülüp alınmasınlar erkek okuyucular, bunu tetikleyen şey hormonları.
* Kadın ve erkeğin cinsel performansları nelere bağlı?- Kadının cinsel hayatındaki mutluluğu erkeğin performansına bağlı iken, erkeğin cinsellikteki mutluluğu kadına çok da bağlı değil. Kendisine, hayal ettiklerine, o anı nasıl değerlendirdiğine bağlı daha çok. Yani biz kadınlar cinsellikte de erkeğin gücüne ve performansına muhtacız...
* Yok canım, daha neler!- Ama öyle... Bence kadının çok eşli olması ya da günlük ilişkiler yaşaması, ahlak kurallarını bir yana bırakın fiziksel ve ruhsal olarak da gereksiz zaman ve enerji kaybı. Çünkü kadın zamanla hem fiziksel hem zihinsel ritmini eşine uydurabiliyor ve zamanla bundan keyif alıyor. Erkek ise bir süre sonra sıkılıp partnerini arkadaşı olarak görüyor.
* Yani ters orantılı mı ilerliyor her şey? Biz kadınlar zamanla daha çok seviyor ve cinsellikten daha fazla hoşlanır hale geliyoruz. Erkeklerde ise tersi söz konusu... Öyle mi?- Erkeklerde elde etme ve avcılık dürtüsü var. Önemli olan zaten sana sahip olmak isteyen erkeği değil, sahip olduktan sonra da seni istemeye devam edecek erkeği bulmak. Bazen erkekler peşlerinden koştukları kadına karşı hırslanıyor ve bunu aşk zannediyor. Kadınlar bir erkekten çok hoşlanmıyorsa, dikkat edin o erkek onun üzerine çok düşer. Çünkü avcılık genlerinde var.
* Durum bu kadar vahimken, erkekler zamanla sıkılıyorken, neden evlenelim?- Birincisi üremek, ikincisi yalnız kalmamak için. O zaman da hem dost olabileceğin, hem iyi vakit geçirebileceğin hem de güvenebileceğin bir hayat arkadaşlığı en mantıklısı.
AYARTILMIŞ ERKEK YOKTUR
* Erkek ve kadın ilk görüşte karşısındakini ne kadar farklı algılıyor?
- Bilim insanları bunu araştırmış; erkek kadını görünce ilk anda beyninde sadece cinsellik noktaları uyarılıyor. Kadında durum farklı. Yani sen bir adamla ilk tanıştığında onu oturup babana veya ilk sevgilinle bile kıyaslayabiliyorsun. Cinsellik noktası uyarılmıyor. Eğer öyle olsaydı bugün çıplak kadın dergilerine yerine çıplak erkek magazinleri olurdu. Erkeklerin görsel olduklarını kabul etmek lazım. Ha, bu yüzden aldatmalarını veya kadınlara yaptıkları saygısızlıkları hoş görecek değilim. Sonuçta irade ve zekaları da var.
* Ayartılmış erkek yoktur yani!
- Yoktur tabii. Biz Türk kadınları “Ay kocamı ayartılar” cümlesine bayılırız ya. Kim ayarttı senin kocanı yahu? Senin kocanın ayartılacağı varmış. Senin koca reşit mi değil, şuuru mu kapalı? Geri zekâlı mı senin kocan, ayartılsın?
AŞIK ERKEK DE ALDATIR
* Aşık bir erkek aldatır mı?
- Eğer çok tahrik edilirse ve huyunda varsa aldatır. İşin kötüsü, kadınların aksine bunu aldatmaktan saymaz. Çünkü erkek yatağa girerken bedeniyle ruhunu ayırıyor. Bedenin yaptığı şeyi aldatmaktan saymıyor.
* Peki bir kez aldatan bir daha aldatır mı?
- Kadının nasıl davrandığı önemli. O aldatmanın bir gecelik ilişki mi, uzun dönem aşk mı olduğu da aynı şekilde önem taşıyor.
* Aldatılmayı hak eden kadın olabilir mi?
- Aldatılan kadının oturup ben neyi eksik yaptım diye düşünmesi gerekiyor. Mesela anne oldum diye cinselliği ve kocasını ikinci plana atmışsa hatalıdır. Erkekler çocuk gibi ilgi bekleyen, aynı zamanda erkek gibi hissetmek isteyen varlıklar. Sen erkeğin elinden cinselliği alırsan, bunu dışarıda aramamasını bekleyemezsin.
* Evlilik aşkı öldürüyor mu?
- Nasıl davrandığına bağlı. Nasılsa akşam eve gelecek diye kendine özen göstermeyi bırakırsan, kelimelerinde veya hareketlerinde tutarsız olursan, evet öldürür. ,
ÇOCUK, EVLİLİĞİ KURTARMAZ
* Çocuk evliliği kurtarıyor mu?
- Çocuğu yara bandı olarak görenlere kızıyorum. Çocuk, adamın vicdanını ve duygusunu biraz sömürüp, eve ilgisini çekmek için kullanılıyor. Oysa çocuk problemleri iki katına çıkarıyor. Evlilik kurtarır diye çocuk yapan çiftler hep sonradan ayrıldı.
* Sen çocuk yapmak istiyor musun?
- Yaşama amacını hissetmek için illa sıfırdan bir şey yaratman ya da doğurmak için yalandan evlenmen gerekmiyor. Zaten dünyaya bir çocuk getireceğimi de düşünmüyorum.
* Ya bir gün istersen? Pişman olmaz mısın?
- Hayır. Benim dondurulmuş yumurtalarım var Kıbrıs’ta. Şu an çocuk sahibi olabilecek yaştayım ama ölene kadar da o şansım devam edecek. Çünkü artık taşıyıcı anne diye bir şey var. İster kendin taşı, ister başkasına taşıt.