Kışkırtmaktan zevk alıyor

Heyecanlarla yaşıyor... Bir de gerçekleşeceğinden hiç şüphe duymadığı düşleriyle... İçi kıpır kıpır... ‘‘Ben bir fettanım’’ diyen İtalyan sinemasının genç yıldızı Asia Argentino, şimdi de kendi filmini yönetmeye hazırlanıyor.

Asia Argento, korku filmleri ustası Dario Argento ile senarist Daria Nicolodi'nin kızı. Anne yazıyor, baba oynatıyor. Hem de ne korku filmleri... Setlerde büyüyen Asia, ilk kez 9 yaşında kamera karşısına geçmiş. Korku filmlerinde sinemanın tadını almış. Hele 12 yaşında ‘‘Susperia’’ adlı filmiyle Altın Küre ‘‘En İyi Kadın Oyuncu’’ ünvanını yakalamış. Ardından iki kez İtalyan Oscarları olarak kabul edilen ‘‘David di Donatello’’ ve yine iki kez‘‘Ciack’’ ödülünü kazanmış.

Üç dili çok iyi bilen Asia, ‘‘Kraliçe Margo’’da Fransızca, babasının filmi ‘‘Trauma’’da İngilizce ve ‘‘Be Monkey’’de yine İngilizce rolleri üstlenmişti.

<>

Asia Argento, şu sıralarda ‘‘Suratsızlar’’ adlı kendi filmini yönetmeye hazırlanıyor. 24 yaşında kameranın arkasına geçecek olan Asia, son olarak Abel Ferrara'nın ‘‘New Rose Hotel’’ filminde başrollerini Willam Dafoe ve Christopher Walken ile paylaştı.

Filmin çıplak sahnelerinde Abel Ferrara'nın kendisine bırakarak çekip gittiğini hatırlatan Asia, ‘‘Bence çocuğu yerinde beni çıplak görme utangaçlığına kapıldı’’ diyor. Henüz 4 yaşındayken annesine yazdırdığı; ‘‘Çocuk çocuk ayakları dans etmek için kullan \ Çocuk çocuk ellerini yemek yemek için kullan \ Çocuk çocuk kafanı da eser yazmak için kullan...’’ şiirini bir filminde de kullanmış.

Asia çok genç ama o kadar deneyimli ki... Kendisini olgun ama şımarık hissediyor. Suçu da ailesine yükleyerek ‘‘Beni onlar şımarttı’’ diyor. Bugüne kadar sadece bir kez sıkılmış. O da babasının karşısında soyunmaktan. Bu olayı şöyle anlatıyor; ‘‘Opera'nın Hayaleti filminde babamın karşısında bir türlü çıplak olarak kendimi role veremedim. Saatlerce sürdü, sinirlendim. Sonunda çekim bitince babam ‘Çok şükür bunu da atlattık' dedi.’’

İşinde kendini sürekli yenilemeye çalışan Asia, aynı rolü oynamak istemiyor; ‘‘Ben heyecanlarla yaşıyorum. Bugün hoşuma gideni yaparım, ama yarın ne yapacağım belli olmaz. Senkronize olmayı severim. Küçükken Abel Ferrara yönetiminde bir filmde oynamak istemiştim. İşte bunu gerçekleştirdim. Eğer güçlüysen düşlerin bile gerçekleşir.’’