Güncelleme Tarihi:
Bordurline kişilik bozukluğunda kendine zarar verme eğilimi çok sık görülür. Manipülatif intihar girişimleri, kendine zarar verme gibi davranışlarına depresyon, işlevsellikte bozulma, duygulanımda dalgalanmalar, dürtü kontrolünde zorlanmalar, boşluk duyguları ve kaygı eşlik eder.
Toplumda korkulan ama bir o kadar da yeterince bilinmeyen Sınır Kişilik olarak tanımlanan Bodurline kişilerin ilişkilerde yaklaşma ve uzaklaşma sık yaşanır. Sevgi ve nefret, öfke ve suçluluk, yüceltme ve değersizleştirme şeklinde yine gelgitlere rastlanır. Bordurline Sınır Kişilik bozukluğunda kişi iyi ve kötünün sentezini yapmada güçlükler yaşar. Farklı zamanlarda aynı kişiye, çok yoğun kızgınlık veya çok yoğun sevgi ve hayranlık duyabilen bu kişileri konuyla ilgili çalışmaları olan NPİSTANBUL Etiler Psikolojik Danışma Merkezi'nden Uzman Psikolog Sinem Öztep Kuruoğlu ile irdeledik.
-Sınır kişilik nedir?
Sınır kişilik, boşluk duyguları, kimlik karmaşası, kontrolsüzce ortaya konan öfke tepkileri, özel ilişkilerde aldatılma ve terk edilme korkuları, ilişkilerde karşı tarafın ilgisini çekmek üzere yapılan manipulatif davranış, intihar girişimleri, göz korkutmalar, zaman zaman gerçeklik algısının kaybı gibi özellikler gösteren bir kişilik yapılanmasıdır.
-Ne zaman bozukluk olarak adlandırılır?
Tüm diğer kişilik tiplerinde olduğu gibi, 18 yaşına kadarki 3 yıllık dönemde bu özellikler kendisini gösterdiyse, ilişkileri ve işlevselliği de olumsuz etkilemekte ise kişilik bozukluğundan söz edebiliriz.
- Sınır kişilik bozukluğu olanlarda ne gibi dürtü kontrol sorunları yaşanır?
İki temel dürtümüz olan cinsellik ve saldırganlık, sınır kişilik bozukluğunda denetlenemeyen şekilde ortaya çıkar. Kişi karmaşık, rastgele ilişkiler yaşar; öfke tepkileri ise kontrolsüz ve çiğdir.
-Borderline kişiler mesafe koymakta sorun yaşarlar mı?
Evet ancak şöyle bir paradoks vardır, hem çok yakın ilişki kurmaya ve güven duymaya ihtiyaç duyarlar hem de güven sorunları ve aldatılıp, terk edilmekle ilgili korkuları o kadar yoğundur ki savunma amaçlı olarak ani ve tepkisel şekilde mesafe alırlar. Bu türden gelgitleri çok sık yaşadıkları için ilişkileri ve duyguları stabil olmaktan uzak ve yıpratıcı hale gelir.
-Peki konulmuş olan mesafelere karşı nasıl davranırlar? Kendilerini engellenmiş hissederler mi?
Konulmuş mesafeler onlar için sevilmeme, reddedilme, güven duyamama anlamına gelecektir. Yakınlık ve güven ihtiyaçları çok yoğun olduğu için hayal kırıklığı yaşarlar ve öfke tepkileri, ilgi çekmeye yönelik manipulasyonlar ve yardım isteme mesajlı intihar girişimleri olabilir.
-Sınır kişilikler kişiler arası ilişki ve iletişimde sorun yaşarlar mı?
Kişiler arası ilişki ve iletişimde, güven duyma ihtiyacının yoğunluğu ve aynı düzeyde de güven duyamayacağına dair inançtan kaynaklanan gelgitler yaşarlar. İlk ilişkileri ebeveynin ihmal, ret, şiddet veya taciz şeklindeki yaklaşımından ötürü oldukça travmatik olduğundan temel güven duygusu hiç hissedilememiştir. Bundan dolayı tüm ilişkilerin benzer sarsıcı deneyimler getireceği beklentisi hakimdir. Bu beklentiyle doğrudan ilgili olarak kendini korumak için sergilenen savunma manevraları ile ilişkiler sağlıksız hale gelir.
-Duygularında ne gibi iniş çıkışlar gözleniyor?
İlişkilerde yaklaşma ve uzaklaşma, sevgi ve nefret, öfke ve suçluluk, yüceltme ve değersizleştirme şeklinde gelgitleri vardır. İyi ve kötünün sentezini yapmada bir güçlük olduğundan farklı zamanlarda, aynı kişiye, çok yoğun kızgınlık veya çok yoğun sevgi ve hayranlık duyabilirler. Bu duygu yoğunluklarında kişi sanki duygu skalasının öbür kutbunda hiç bulunmamıştır. Örneğin şimdi kızgınlık duyduğu kişiyi sanki hiç sevmemiştir veya şimdi hayranlık duyduğu kişiyi sanki hiç değersiz algılamamıştır.
-Bu dönemleri yakınları nasıl fark edebilirler?
Sınır kişilerin başka kişileri ve durumları algılayışlarında hep olumlu ya da olumsuz uçlarda olma vardır. Algılama gerçekçi değildir. Örneğin annen nasıl biri diye sorsanız tamamen kötü resmedebilir veya belli bir durumu tamamen olumlu algılayıp yüceltebilir. Tıpkı masallardaki gibi iyi ve kötüyü birbirinden ayırır ve buna göre yargılamaya varır. Bu uçlar gerçekçi ve nötr algılamakta olan diğer kişiler için dikkat çekicidir. Öfke tepkileri ve disforik duygulanım da yakınlarını rahatsız ettiği ölçüde dikkat çekici olacaktır.
-Kişi kendisindeki bu duygusal dalgalanmanın farkında olur mu?
Sınır kişilik daha ziyade hayatının yolunda gitmediğinin, kendisine zarar verdiğinin, ilişkilerinin doyumlu olmadığının, boşluk duygularının, zaman zaman çok artan kaygısının, depresif duygulanımının, ilişkilerinin bir şekilde bozulduğunun farkındadır. Gelgitlerini ve dalgalanmalarını objektif bir gözle göremeyebilir.
-Borderline kişilerde benlik algısı ne durumdadır? Bu açıdan kendilerini nasıl hissederler?
Kimlik karmaşası vardır çünkü kendilerindeki olumlu ve olumsuz yanların da bir sentezi yapılamamıştır. Bu yüzden kim olduğu konusunda kararsızlık hakimdir. Ergenlik dönemine özgü kim olduğuna dair arayış sınır kişilikte yoğun şekilde deneyimlenir. Bu yüzden benliği algılayışta zaman zaman tutarsızlıklar görülür.
- Yaşanan bu durumlarda ailenin olumsuz etkisi var mıdır ya da ne kadardır?
Bu konuda yapılmış araştırmalara göre, yaşamın erken dönemindeki ilişkilerde taciz ve şiddet yaşantıları söz konusudur. Bildiğiniz gibi ilk dönem travmalarının ileriki dönem travmalardan farkı kişilik yapılanmalarını doğrudan etkilemeleridir.
-Borderline kişilerde kendilerine zarar verme eğilimleri var mı?
Kendine zarar verme eğilimi çok sık görülür. Zaman zaman ilgi çekme amaçlı manipülatif intihar girişimleri, zaman zaman ise kendini "canlı hissetmek" amaçlı kendine zarar verme, örneğin bilekleri kesme, kanın aktığını görmek isteme, vardır.
-İntihar teşebbüsleri de görülüyor yani?
Evet, intihar teşebbüsü, intiharla ilgili göz korkutma ve kendine zarar verme davranışlarının en çok görüldüğü vakalar sınır kişiliklerdir.
-Sınır kişilik bozukluğu hangi yaşlarda ortaya çıkıyor ve hangi yaşlarda yoğunluk kazanıyor?
Kişilik bozukluğu tanısı koyabilmek için kişinin en az 18 yaşında olması ve 15 yaşından beri tutarlı şekilde aynı davranış örüntüsünü sergiliyor olması gerekir. Özellikle ergenlik döneminde görülen kimlik karmaşası, madde kullanımı, duygusal iniş çıkışlar, kimlikle ilgili arayışlar sınır kişilikle karışma özelliğine sahiptir. Oysa ki kişilik bozukluğu diyebilmek için kararlı ve kalıcı bir kişilik örüntüsü olması gerekir.
-Tedaviye bakışları nasıldır? Psikiyatriste ve psikologa uyum gösterirler mi?
Özellikle genç yetişkinlik döneminde işlevsellikte bozulma, duygulanımda dalgalanmalar, dürtü kontrolünde zorlanmalar, boşluk duyguları ve kaygı ile başvuru daha sıktır. Yaş ilerledikçe hem meslekte hem de ilişkilerde daha fazla stabil olma söz konusudur. Dürtü kontrolündeki sorun ve yoğun güven ihtiyacına karşın yoğun güvensizlik zaman zaman tedavi sürecini tehlikeye sokabilse de işbirliği sağlanabilir ve olumlu sonuçlar alınabilir.
-Bu bozukluÄŸa depresyonun eÅŸlik etme durumu nedir?
Yalnızlık ve boşluk duyguları, dönem dönem kaygı, dönem dönem depresif duygu hali bu rahatsızlıkta sık karşılaşılan belirtilerdir. Mesleki işlevsellik ve lişkiler yolunda gitmediği için kişi sıklıkla negatif geribildirim almakta olduğundan depresif duygudurum ve kaygı yaşanması çok muhtemeldir.
-Borderline kişilerin en çok yaşadığı korkular nelerdir?
En çok aldatılma ve terk edilmeyle ilgili endişeleri vardır. Her ilişki bu tehdidi taşır ve yoğun biçimde kendini koruma önlemleri almayı gerektirir.
-Borderline ne sıklıkta görülüyor?
Genel toplumun yaklaşık % 2 'sinde olduğu öngörülmektedir.
-Kadınlarda daha fazla görüldüğü bilgisi doğru mudur?
Evet, kadınlara bu tanının konulma oranı %75 iken erkeklere konulan tanı oranı %25'tir.Â
-Borderline kişiler hallüsinasyon görürler mi?
Stres dönemlerinde insanlardan şüphelenme, kendisi hakkında konuştuklarını düşünme vs. şeklinde paranoid düşünceleri ve benlik ya da gerçeklik algısının kaybı şeklinde yaşanan dissosiatif semptomlar görülebilir.
-Bu kişilerle evlilik sessiz sakin geçmez, tartışması, gürültüsü çoktur diyebilir miyiz?
Sınır kişiliğin tepkisel davranışları, güven ihtiyacına karşılık güven duyamaması, terk edilme korkuları ve terk edilmemek için yaptıkları manevralar, herhangi bir ilişkinin sessiz, sakin geçmesine izin vermez maalesef.
-Tepkilerinde de sınırsızlık, ölçüsüzlük var mıdır?
Elbette, iki temel dürtü de, hem cinsellik hem de saldırganlık, kontrolsüz şekilde ortaya konur. Saldırganlık yeni kurulmuş bir ilişkinin ilk anlarından itibaren çiğ bir şekilde ifade edilebilir veya cinsellik rastgele yaşanabilir.
-Bozukluk öncesinde yaşanan psikiyatrik sorunlar var mıdır?
Bozukluk tanısı zaten en erken 18 yaşında konulur ve en azından 15 yaşından itibaren aynı örüntünün görülmesi gerekir. Dolayısıyla ergenlik döneminin sınır kişiliği düşündürecek şekilde sıkıntılı geçmesi beklenebilir.
-Bu kişilerde madde kullanımı ya da maddeyi kötüye kullanma var mıdır?
Evet alkol ve madde bağımlılığı veya kötüye kullanımına oldukça sık rastlanır.
-Hangi işlerde başarılı olurlar?
Sınır kişiliğin özellikle başarılı olduğu ya da olamadığı belli bir meslek dalı ya da iş yoktur. Başarılı olma işlevselliğin ve ilişkilerin bozulmamasına bağlı olduğundan, stabil gidiş sağlanabildiği ölçüde başarı da sağlanabilir.
-Tedavileri nasıldır?
Yoğun öfke, kaygı, depresif duygulanımlar zaman zaman ilaç tedavisini gerekirebilir ancak tedavi uzun süreli psikoterapidir. Geçmiş ve bugün arasındaki bağlantının kurulduğu, davranış değişikliğini de sağlayacak biçimde ruhsal yapılanmanın anlaşılmaya ve değiştirilmeye çalışıldığı uzun süreli ve derinlikli bir çalışma yapılması gerekir.