Güncelleme Tarihi:
1- Mart ayının ortalarından bu yana çekmecenizin karanlık delhizlerinde kalmış o yün içlik, yeniden giydiğiniz ilk gün size tatlı bir huzur ve güven duygusu verecek. Karar vermeniz gereken tek sorun o huzurlu ve sıcacık içlik mi yoksa birden karşılaşılabilecek bir cinsellik ihtimali mi? Hayır maalesef, ikisi birden olmuyor. Zorlamayın...
2- Kışı sevmek için akla en yatkın sebeplerden bir diğeri, hasta bakmayı seven kızlar. Üşümüyormuş gibi yapın, yağmur yiyin, kartopu oynayın, annenizin tabiriyle o ayazda zibidi gibi dolaşıp hastalığa davetiye çıkarın. Gribiydi, nezlesiydi, hatta nezle başlangıcıydı derken, “ya çok fena oldum kaç gündür” diyerek, normal sezonda göremeyeceğiniz ilgiyi bir anda üzerinize çevirebilirsiniz.
3- Dışarıdaki o soğuktan eve döndüğünüzde halının üzerine sırtüstü yatarak ayaklarınızı dayayacağınız kalorifer petekleri... Boşverin görüntü çok çirkinse de çirkin...
4- Muhabbet her tıkandığında “daha da soğuyacakmış”, “bin yılın karı geliyomuş” cümleleriyle çevre esnafla dostluğunuzu arttırma fırsatı ve kardan adam naifliğine, havucu olmadık yerlere takarak yapacağınız hunharca esprili katkılar...
5- Hafifçe öne sarkmış göbek, belinizden pörtlemiş simitler ve hepsinin ilacı olan kalın kışlık giysiler. Eğer Kıvanç Tatlıtuğ gibi, İvana Sert gibi vücudunuz yoksa buyrun size kışı sevmek için akla en makul gelen sebeplerden birisi. Unutmayın kışın herkesin vücudu eşit derecede güzeldir…
ÜŞÜDÜYSEN CEKETİMİ VEREYİM
6- Erkekliğin sınırlarının giderek daraldığı ve neredeyse unutulmaya yüz tuttuğu şu günlerde, yarım saatte bir sorulacak “üşüdüysen ceketimi vereyim” cümlesiyle ilgili, anlayışlı ve sahiplenici adam rolü mevsimi açıldı. Rahat rahat sorun, nasıl olsa tevazü gösterir, almaz o ceketi…
7- Liseden taa günümüze kadar gelmiş bir gelenek, belki bugün birçoğumuzun anne-babalarını birleştiren bir mucize: “Ellerim üşüyor!”.Bu cümleyi duyduğunuz anda ne yapmanız gerektiğini çok iyi biliyorsunuz. Bilmiyorsanız da, hemen öğrenin ve o kızın ellerini sıkı sıkıya kavrayın. Hadi bakalım...
8- Kışın İETT ile seyahat etmek bile bir başka keyif. Yaz günü mecbur kalmadıkça binmekten imtina ettiğimiz bu otobüsler, artık soğuğun durumuna göre bir cennete de dönüşebiliyor. Unutmayın, ısınma masrafını düşürmek isteyen yüzlerce insan bugün halen Tuzla-Cevizlibağ seferini yapmakta…
9- Evdeki ses... Evdeki ses BAAAAM... Yazın işte, evde hep içinizde bir huzursuzluk vardı di mi? Keşke dışarıya çıksam, sahil kenarında olsam, içkimi yudumlayıp denizi seyretsem diye hep iç geçirdiniz değil mi? İşte kışın böyle karmaşalara yer yoktur, evinizin, işinizin, sıcak ortamınızın tadını çıkarın ve pencereden bakarak şunu tekrarlayın: “Aklı olan bu havada dışarı çıkmaz”...
10- Kar İstanbul’u teslim aldı... Özellikle İstanbul’da yaşamayanlar, lütfen itiraf etsin. Bu haberi duymak gerçekten hoşunuza gidiyor değil mi? Metrobüste rezil olan, trafikte heder olup yiten onca İstanbullu’yu görünce kimseye itiraf edemeseniz de içinizden “Oh olsun lan, ehehhe” şeklinde geçiriyorsunuz değil mi? Tabii ki de evet, tabii ki de hobaa... O zaman hadi ilk kar yağışıyla birlikte haberlerin başına oturmaya...
Emlakta son trendler
Zaytung’un dergicilik hizmetleri tüm hızıyla sürüyor. Gayrimenkul dergisi Emlak’ın ilk sayısının ana konuları da birbirinden ilginç: İstanbul’un hızla değerlenen semti Tekirdağ, metroya jet hızıyla ulaşan ünlü emlakçıyla sohbet ve rezidanslarda neredeyse kirayı geçen aidatlar.