Kısa ve çirkin Bond bal gibi olur !

Güncelleme Tarihi:

Kısa ve çirkin Bond bal gibi olur
Oluşturulma Tarihi: Kasım 20, 2008 16:15

Kısa, çirkin ve James Bond karizmasına sahip değil’ diye yuhalanan Daniel Craig, artık tüm zamanların vazgeçilmez 007 James Bond’u!!!!Bir zamanlar Daniel Craig’i eleştirmeyen tek İngiliz gazetesi yoktu. Oysa şimdi, ‘ Casino Royal’in en yüksek gişe geliri elde eden Bond filmi olmasının ardından Daniel Craig tatlı bir intikam alarak hem servetine servet kattı, hem de tüm dünya basınını peşinden koşturuyor.

Haberin Devamı

Ayşegül EKİNCİ/LONDRA

Bundan tam 2 yıl önce ‘ Casino Royal’ de oynamak için birbirinden yakışıklı 200 aktörün arasından seçildiğinde, dünya basını İngiliz aktör Daniel Craig’e demediğini bırakmamıştı. Colin Farell’den Clive Owen’e, Hugh Jackman’a ve ER’in yakışıklı doktoru Goran Visnic’e kadar bir çok tanıdık isim arasından Daniel Craig’in yeni James Bond olarak seçilmesi büyük hayal kırıklığı yaratmıştı.

İşte o zamanlar, ‘ Kısa, çirkin ve James Bond karizmasına sahip değil’ diye yuhalanan Daniel Craig, artık tüm zamanların vazgeçilmez 007 James Bond’u!!!!Bir zamanlar Daniel Craig’i eleştirmeyen tek İngiliz gazetesi yoktu. Oysa şimdi, ‘ Casino Royal’in en yüksek gişe geliri elde eden Bond filmi olmasının ardından Daniel Craig tatlı bir intikam alarak hem servetine servet kattı, hem de tüm dünya basınını peşinden koşturuyor.

Haberin Devamı

Şimdiye kadar çevirdiği 2 Bond macerasından 26 milyon dolar alarak İngiltere’nin en çok kazanan aktörü ünvanını alan Daniel Craig, ‘ Quantum of Solace’in başarısından çok emin.

Yeni James Bond seçildikten sonra ‘ Casino Royal’ filminin dünya prömiyeri takip ederken ve birebir özel röpörtajlar yaparken, kendisinden çok emin gözükmeyen Daniel Craig bugün artık ‘ vazgeçilmez’. İki yıl sonra tekrar özel röpörtaj yaptığım aktör, artık tüm zamanların kusursuz gizli ajanı olarak hafızalara kazındı bile. Ünlü yönetmen Martin Campbell, ‘ Benim favori Bond’um Daniel’diyordu. Şimdi de Altın Küre ödüllü yönetmen Mark Foster aynı şeyi söylüyor. Bugünlerde dünya basının konuştuğu Rus asıllı yeni Bond kızı Olga Kurylenko da benzer şeyler fısıldıyor, ‘ Daniel’la oynamak çok seksi. Herşeyi gözleriyle anlatıyor’.

Peki intikamını son derece akıllı bir şekilde alıp, dünyanın övgüsünü alan servet üzerine servet katan 40 yaşındaki aktör Daniel Craig bunu nasıl başardı? İşte, James Bond serisinin 22’cisi olan ‘ Quantum of Solace’filmi için görüştüğüm  son yılların‘ vazgeçilmez’ James Bond’u Daniel Craig’den nasıl başardığının hikayesi....

‘ Atatürk benim de kahramanım’

Karşımda oturan 40 yaşındaki aktör Daniel Craig, bundan 2 yıl önce yine James Bond serisinin21’cisi olan Casino Royal’de oynayan adam değil sanki..O zamanlarda, dünya basınının tüm negatif haberlerine rağmen güçlü gözüken bir adam vardı karşımda. Oysa şimdi, yaptığı işin ve aldığı övgülerin çok farkında olan, iki yıl içinde dünya basınından ve eleştirilerden aldığı intikamın verdiği rahatlıkla kendisine sonsuz güvenen bir adam var karşımda. Oynadığı birinci Bond filminin başarısından sonra filmin yapımcılarıyla anlaşıp ikinci filmin yönetmenini seçme hakkına sahip olacak güvende artık Daniel Graig. Servetine servet katan, popülaritesini yıldırım hızıyla artıran aktörün hayatında tek değişmeyen şey uzun dönem partneri yönetmen Satsuki Mitchell. Ünlü erkek dergisi GQ tarafından ‘ İngiltere’nin en iyi giyinen erkeği seçilen’ Daniel Craig,’in giyim tarzı neredeyse fantastik kahraman gizli ajan James Bond ile özdeşleşmiş. Kaslı vücüduna oturan dar gri pantolon, dar bir beyaz gömlek giyen Craig üzerine de yine vücuduna oturan dar kaşmir hırka giymiş. Tek omuzu askıda olan aktör belli ki, film çekimleri sırasında hırpalanmış. Yüzündeki fondöten ve kapatmalara rağmen biraz yorgun gözüküyor. Sanki Bond filmlerinde oradan oraya koşturan ve düblör kullanmayan Craig, yine aynı hızla röpörtaj mekanına gelmiş gibi. Ama son derece fokus ve ne yaptığı bilen bir edayla...

Haberin Devamı

AE: James Bond’daki başarı hikayenizi tüm dünya biliyor. Bunca önemli isim James Bond karakterini oynadı ve çok da başarılı oldu. Ama, artık James Bond denilince akla siz geliyorsunuz. Yönetmenler, sinema eleştirmenleri, James Bond hayranları sizi tüm zamanların en iyi Bond’u olarak görüyor. Bunu nasıl başardınız?

Kısa ve çirkin Bond bal gibi olur

DG:Öyle görüyorsanız çok teşekkür ederim. Ben gençliğimde Bond filimlerini seyrederdim. Ve ben de James Bond hayranıydım. Benim favori Bond’um Sean Connery’di. Açıkçası ondan sonra, onun bıraktığı elektrikle bu işe yakışır bir şekilde oynamak istedim. Bunun için de çok çabaladım. ‘ Casino Royal’in başarısının ardından kendimi bırakmadım. ‘ Quantum of Solace’in çekimleri daha başlamadan ben fiziksel olarak hazırlanmaya başlamıştım bile. Hem beyin olarak hem de ruh olarak kendimi yeni filme adapte ettim. Yönetmen Marc Foster ile sabahlara kadar çalıştık. Film çekimleri başladığı zamanda sete erkenden gidiyordum. Kısacası gerçek bir disiplin içindeydim. Sanırım bu da başarıyı getirdi. Hiç birşey tesadüf değil.

Haberin Devamı

AE: Siz çekimlerde özellikle düblör kullanmayı istemiyorsunuz. Ya da duyduğuma göre reddediyorsunuz. ‘ Quantum of Solace’ de diğer Bond filminden çok daha hızlı ve bol aksiyonu olan bir film. Peki kendinizi fiziksel olarak ‘ James Bond’ karakterinin o hızlı yaşamına nasıl hazırlıyorsunuz?

DG: (Gülerek) Casino Royal için neredeyse bir yıl boyunca hergün vücut geliştirme çalışmıştım. Hatta çekimlerden sonra diyetsiz ve sporsuz yaşamak cazip geldi. Ama, o günlerin çok faydasını gördüm. ‘ Quantum of Solace’ için farklı bir şekilde hazırlandım. Artık vücut geliştirmeden ziyade hızı ve çekimlerdeki aksiyon sahnelerindeki çevikliğimi sağlayacak bir spor rejimine girdim. Filmlerde düblör kullanmama gelince, ben farklı bir Bond yaratmak istedim. Bugüne kadar James Bond karakterini oyanayan her aktör kendi tarzını yarattı. Benim istediğimde modern ve hızlı bir gizli ajan yaratmaktı. Eğer çekimlerde bol bol düblör kullanırsam sonra da hiçbirşey olamamış gibi biryerlerden çıkıp kameraya gülümsersem bu ne kadar inandırıcı olur? Benim karakterimin inandırı olabilmesi için önce kendimi James Bond gibi hissetmem gerek. Bu sahneleri çekip, bir de yaralanınca zaten inandırıcılık beraberinde geliyor.

Haberin Devamı

AE: Ama bu arada omuzunuzda askıya alınmış. Filmdeki sahnelerin azizliğine mi uğradınız?

DG:Aslında omuzum bu filmden mi, yoksa Casino Royal’den mi pek anlayamadık. Ama düblör kullanmamak bu iş kazasına yol açtı. Sekiz hafta önce omuzumdan ameliyat oldum, şimdi biraz ağrım var  dinlenmem gerekiyor. Ancak filmin tanıtımları için dünya turuna çıkacağız. Nasıl dinleneceğim bilmiyorum.

AE: James Bond’un iki serisinde oynadınız. Ve bildiğimiz kadarıyla 4 filmlik imza attınız. Böylesine fenomen olan bir karakteri başarıyla canlandırmak hayatınızda ne gibi değişiklikler yaptı?

DG:Casino Royal’den sonra tatil yapmak istedim. Yorulmuştum. Evet, dört film için imza attım ama sinema endüstrisi belli olmaz. İmzayı bir kağıt parçası üzerine atıyorsunuz, yarın herşey değişebilir. Ama iyimser olarak bakarsak, Bond’u oymamak çok keyifli. İnanılmaz bir karakter. Bazen kendini acaip durumlara sokabiliyor. Çok gülüyorum.

Haberin Devamı

Hayatımda Bond’dan sonra değişen en önemli şey, gelecek güvencem oldu. Artık başımı sokacak güzel bir evim, arabam ve bankada param var. Bunlar önemsiz diyecek kadar aptal değilim. Kendimi artık daha güvencede hissediyorum. Ama benim hayat felsefem yaşamımda başkalarıyla değil kendimle ilgileniyorum. Bu yüzden değiştimi söyleseler de ben pek ilgilenmiyorum. İşimi iyi yapıyorum.Bır de Bond karakterinin hayatıma kazandırdığı bol bol seyahat etmek oldu. Bond sayrsinde neredeyse görmediğim yer kalmadı. Bunun dışında ben hayatımı alabildiğince normal yaşamaya çalışıyorum.

AE: Atatürk filmiyle ilgili bazı spekülasyonlar oldu. Bu konuda ne sonuca varıldı. Aslında, iyi bir Atatürk olursunuz, benzerlikler görebiliyorum.

DG:Öyleymiş, Bilmiyordum, benzediğimizi söylediler. Ben de şaşırdım. Tabii ki böyle bir teklifin bana gelmesi beni çok onurlandırdı. Atatürk benim de kahramanım. Ama, şimdilik böyle bir proje içinde yer almayacağım.

AE: Daha önceki röpörtajımızda ünlü modacı Rıfat Özbek’in arkadaşınız olduğundan bahsetmiştiniz ve sizi Türkiye’ye davet ettiğinden. Özellikle son yıllarda Türkiye’nin güney kıyılarına gitmek oldukça popüler.

DG:Türkiye’yi çok beğeniyorum. Çok güzel bir ülke. Film çekimleri için bir kaç yıl önce İzmir’e gitmiştim. İstanbul’u da kısa bir süreliğine olsa bile gördüm. Ama, ben Türkiye’ye tatil yapmak için gelmek istiyorum. Hiç iş düşünmemeliyim. İş için geldiğim zaman aynı şey olmuyor.

AE: Bu sefer Bond hayranları nasıl bir Bond bulacaklar karşılarında?

DG:Öncelikle Türkiye’deki Bond hayranlarının filmi beğeneceklerini düşünüyorum. Casino Royal’deki heyecanı devam ettirmeye çalıştık. Bu filmde Bond’u heryerden her köşeden farklı bir tehlike bekliyor. Daha karanlık demeyelim ama daha dikkatli olması gereken bir ajan var karşımızda. CIA, MI5 ile birlikte çalışıyor. Bu arada Bond hiç beklemediği insanlardan kazık yiyor. Ama artık daha olgun ve daha temkinli. Bununla birlikte sevdiği kadını kaybeden James Bond hala üzgün. Yürek acısı dinmemiş. Acısını belli etmemeye çalışşa da zaman zaman küçücük detaylarda bunu yakalayabiliyoruz. Film içinde tekrar insani yönleri ortaya çıkacak ama.

AE: Daniel Craig, son olarak size şunu sormak istiyorum. Bond kızları güzellikleriyle ünlüdür. Her yeni Bond hikayesinde kimin Bond kızı olacağı merakla beklenir. Neredeyse bir rüya gibi..Favori James Bond’dunuz Sean Connery. Peki, favori Bond kızınız kim?

DG:Bond kızları birbirinden seksi ve hepsi farklı karakterler. ‘ Quantum of Solace’ deki Bond kızı Camille, sanki biraz dişi James Bond havasında. Ailesi gözlerinin önünde öldürülünce intikam duygusuyla büyüyen genç kız korkusuz..Olayların içine rahatça girip, kendini ölüme atabiliyor.

Bütün Bond kızları içinde benim favorim ise sevgilim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!