Kısa kes Aydın havası olsun
Güncelleme Tarihi:
Yeni Asır gazetesi’nin ilk kadın genel yayın yönetmeni Şebnem Bursalı, oyuncu Melike Yalova ve eski bakan Yüksel Yalova’yla antik kentlerin kalbinin attığı, Ege’nin sayısız güzelliğini barındıran Aydın’dayız. Aydınlılarla bir başkaldırı destanı zeybek oyunlarını ve Aydın Menderes, Adnan Menderes, İsmet Sezgin gibi isimleri yetiştiren memleketlerini konuştuk.
MELİKE İPEK YALOVA
Güzelliğimi babaannemden alıyorum
Melike İpek Yalova ve Ege’nin sevilen siyasetçilerinden Yüksel Yalova sayesinde programımda ilk defa bir baba-kızı ağırlıyorum. Melike babasının işleri nedeniyle bir dönem Aydın’da ve sonra Ankara’da yaşasa da Aydın’dan kopmamış. Aydın’ı 4.5 yaşında fark ettiğini, çocukluğunun belki de en renkli yıllarını orada geçirdiğini söylüyor. Aydın denilince aklına babaannesi geliyor. Aydın’daki günleri babaanne sıcaklığında geçiren Melike, bakan kızı olmanın sorumluluğunu bilerek büyümüş. Baba sevgisinin eksikliğini hissetmese de fazla vakit geçiremediklerini kabul ediyor. Siyasetten nefret ederek değil aksine severek büyüyen Melike, uluslararası ilişkiler okumuş. Yüksel Yalova ve eşi Ayşen Yalova’yı tanıyan Şebnem’e Melike’nin güzelliğini kimden aldığını soruyorum. Anneye benzediğini öğrensek de, Melike güzelliğini babaanneden aldığını söylüyor.
YÜKSEL YALOVA
Henüz efeliğin felsefesi yazılmadı
Eski bakanlarımızdan Yüksel Yalova’nın hayatında artık eğitimini aldığı hukuk ve oyunculuk var. Karpuzlu-Aydın denilince Yüksel Bey’in aklına çocukluğu ve antik kentler geliyor. Yüksel Bey, ilkokula 4.5 yaşında başlamış Karpuzlu’da ortaokul olmadığından 26 kilometre uzaklıktaki Çine’ye gitmek zorunda kalmış. Ve Ege’de o zaman elektrik bile yokmuş. Yalova, üniversitelerde ders veriyor ve “Kitapsız bakan demesinler diye” kitaplar yazıyor. Çok sevdiği oyunculuğa da devam ediyor, hatta bir film şirketi de kurmuş. Aydın’da internet gazetesi ve dergisine yazıyor. En çok yuvarlama, paşa böreği, Yenipazar pidesi, Çine köftesi ve sırrı çözülemeyen meşhur Aydın kabak tatlısını seviyor. ‘Kısa kes Aydın havası olsun’ sözünün çabuk olmayı işaret ettiğini ve kendisinin de çokça kullandığını söylüyor. Kolay kolay zeybek oynamayan ancak oynadığında da tam oynayan Yalova, bilip bilmeyen herkesin Zeybek oynamasına tahammül edemiyor ve henüz efeliğin felsefesinin yazılmadığını düşünüyor.
ŞEBNEM BURSALI
Ege’nin en güzel ili Aydın’dır
Köklü Yeni Asır’ın başındaki çok sevdiğim arkadaşım Şebnem Bursalı memleketine büyük bir aşkla bağlı. Okurları için şans olarak gördüğüm başarılı meslektaşım, Aydın konuşulurken gözleri ışıl ışıl parlayan biri. Şebnem; sokakta oynamanın zevkini tatmış, dalından incir, elma koparıp yemiş şanslı çocuklardan. Aslen Karacasulu olan rahmetli dedesinin sonsuzluğa uzanan bağları, bahçeleri ve yaylaları varmış. Her yaz hiç terlemeden yaylaya çıkar ve Didim’e gidermiş. Soyadıysa ‘Bursalı Ali Bey’ olarak bilinen büyük dededen geliyor. 17 yaşına kadar memleketinden hiç ayrılmayan Şebnem; Aydın’a her gittiğinde ilkokuldan arkadaşlarıyla buluşup anne-babasının mezarını ziyaret edermiş. Ege’yi karış karış bilen Şebnem “Ege’nin en güzel ili Aydın’dır” diyor ve Karacasu’da 600 yılı aşkındır yapılan Dedebağ Hayrı’ndan söz ediyor. Ankara ve İstanbul’dan gelen misafirlerini festivale götüren Şebnem; festivalin birlik beraberlik için büyük önem taşıdığına inanıyor. Yemek yapmayı çok seven Şebnem; börülceyi, taze fasulyeyi ve ısırgan otuyla yapılıp yumurtayla kavrulan dalganı çok seviyor. Aydınlıların değişik otlara düşkün olduğunu söyleyen Şebnem; annesinin Aydın’dan İzmir’e giderken sürekli arabayı durdurup çantasından çıkardığı makasla yol kenarındaki otları kesip bir güzel pişirdiğini anlatıyor. “Bursalılar alınmasın ama kestane Aydın’ındır” diyor.