Güncelleme Tarihi:
* Senin için güzellik kavramı nedir?
- Benim için öncelikle duruluk sonra gözlerdeki ışıltı önemli. Çünkü dünyanın en güzel kadını da olsa, gözü ışıldamıyorsa bana göre güzel değildir. Vitaminler, kremler ve operasyonlarla bir şekilde dış görüntünü değiştirebilirsin, ancak içinde sorun varsa istediğin kadar uygulama yaptır, yine de güzel görünemezsin.
* Senin gözlerinin içi ışıldıyor. Buna neden olan etkenler nelerdir?
- Benim gözümü ışıldatan en önemli şey; yaşama sevgisi... Ben yaşamayı, hayatı ve üretmeyi seviyorum. Bunu yaparken de sevilmeyi seviyorum. Hayatımda beni gerçekten çok seven bir adam ve bir çocuğum var. Anneliğin bana çok iyi geldiğini düşünüyorum. 10 sene kadar önce hayatımda bir karar aldım. Bana kıymet vermeyen, manevi anlamda bir şey katmayan, beraber olduğumda mutlu olmadığım kimseyi artık hayatımda tutmuyorum. Olanları da hayatımdan çıkardım.
KİMSEYE EYVALLAHIM YOK
* Hayat motton “Hayatımdaki ışığı düşürmeme engel olanları eleyerek hayat ışığımı yükseltiyorum” mu?
- Bardağın dolu tarafından görenlerdenim. Depresyona düşmem ve kolay kolay yıkılıp kafamı düşürmem. Hep kendimi yükseltecek bir şey bulurum. Düşmenin bir faydası yok, çünkü insana kendinden başka kimsenin faydası olmadığını düşünüyorum. Önce ben! Ben, ben olmazsam kimseye bir faydam olmaz ki. Ben hep güçlü olmayı tercih ettim. Bu zamana kadar da başardım. Umarım bundan sonra da devam ederim. Kimseye kolay kolay eyvallahım yoktur. Kimseye de zararım yoksa, “Ben böyle uygun gördüm” der ve yoluma devam ederim.
* Annelik sonrası bazı kadınlar daha kadın olurlar, üzerlerine bir olgunluk çöker. Bir kısmı da yenilendiğini hisseder. Senin hayatına nasıl bir değişiklik oldu?
- Aslında hayatım boyunca hep spor yapmış biriydim. Su doğmadan birkaç sene önce spor yapmayı bıraktım. Çok küçük yaştan beri spor yaptığım için artık bunaltı gelmişti. Sonra kızım Su doğdu. Onu bırakıp gidemedim. O evdeyken spora gidip gelmem en az iki saatimi alacaktı. Ha evde yapmaz mıydım, yapardım. Bu işin bahanesi. Ama ben bütün vaktimi kızımla geçirmeyi tercih ettim. Sporda geçireceğim iki-üç saat için onu bensiz bırakmaya kıyamadım. Artık üç yaşında ve okula gidiyor. Günün yarısı bana kalıyor. Tamamdır artık kendini toparla deyip tekrar spora başladım.
* Ama bu sendeki başka bir şey! Sırf sporla değil, kendi ruhunla da alakalı...
- E genetik olarak şanslıyım tabii. Bunu da yadsımamak lazım.
EVLENDİĞİMDE AĞIRLAŞTIM
* Nerelisin?
- Doğma büyüme İstanbulluyum. Annemin anne tarafı Arnavut, babam ise Karadeniz Ereğlili. İkisi de zamanında yaşının güzeli insanlarmış. Bir ortama girdiklerinde kafalar onlara dönermiş. Annem zamanının uzun boylusuymuş. Bir de çok yüksek topuklular giyermiş. Çok güzel bacakları vardı, kısacık etekler giyerdi. Aslında ikisine de benziyorum. Ama yaşım ilerledikçe anneme daha çok benziyorum.
* Genetik olarak iyi bir mirasın var...
- Umarım sağlıkla ilgili genetik bırakmamışlardır. İkisini de çok erken yaşta kaybettim.
* Anne olmak, çocuk sahibi olmak seni kadınlaştırmaktan öte daha da yükseltti...
- Gencecik kızlar evlendikleri zaman ağırlaşırlar. Benim de öyle bir dönemim olmuştu. İnci küpeler falan takıyordum. Kısa bir süre sonra; alt tarafı evlendim, yüzük bir parmağından öbürüne geçti, hayat devam ediyor deyip normale dönmüştüm. Bir de benim ruhum böyle. Kışın ortasında da şort ve spor ayakkabıyla çıkabilirim. Bazen kışın ortasında beni mini etekle çorapsız gören kişi deli mi bu diyebiliyor ama ben böyleyim, üşüyen biri değilim.
FIRFIRLI GÖMLEK BANA GÖRE DEĞİL
* Avrupa’da ve Amerika’da çok yaygın böyle giyinmek, Türkiye’de maalesef öyle değil.
- Ben kendimi nasıl iyi hissedersem öyle giyinen biriyim, çünkü ruhum böyle.
* Tarz da insanın yaşını etkileyen bir durum...
- Mini etek, giymekten en zevk aldığım kıyafetlerden biridir. Çünkü belli bir boy eteği kendimde sevmiyorum. Şimdi kilo verince, en büyük takıntım skinny jean’ler oldu. Rahat giyinir oldum. Ama hâlâ mini eteklerden vazgeçemiyorum.
* Giyim tarzın aslında senin tarzını ve duruşunu da daha genç ve zinde gösteren bir ölçü...
- Fırfırlı gömlek ve kalem etek giydiğimde çok farklı bir görüntüye bürünüyorum. O zaman kendim gibi hissedemiyorum.
* Ama jest ve mimiklerin de öyle...
- Ruhum böyle çünkü. Ben Su’yla hâlâ tramboline çıkıp zıplıyorum. Çok eğleniyoruz.
KAS YAPARSAM ZARİF OLMAM
* Güzellik felsefen için neler yapıyorsun? Nasıl besleniyorsun, koçun var mı?
- Bel fıtığım ve diz kapağımda bir problem olduğu için spor yaparken koçum var. Haftada iki gün onunla antrenman, bir gün de kaslarım uzasın diye pilates yapıyorum. Sonuçta ben yapı olarak çok ince bir kadın değilim. Bir de üstüne kas yaparsam zarafetten öte bir yere gitmiş olurum. O yüzden pilates iyi geliyor. Cardio olarak dizlerim yüzünden evde bisiklete biniyorum. Geçen sene kızım üç yaşına gelip okula başladığından beri ciddi bir rejime girdim. Aslında sekiz-dokuz kilo verdim. Şimdi de dikkat etmem gerekiyor. Bu kadar spor yapıyorsun kilo vermek için, yediklerine dikkat etmediğin zaman hiçbir anlamı kalmıyor.
* Günlük hayatta makyaj yapıyor musun? Makyajla aran nasıl?
- Bana göre en iyi makyaj, yaptığın zaman belli olmayandır. Pudra, allık ve rimel sürerim. Genelde kaşımı da çizerim. Ama çok boyalı değilimdir. Ruj sürmem mesela.
GENÇLER KALIP MAKYAJLA GEZİYOR!
* Pınar Altuğ artık bir kız yetiştiriyor. Şimdiki genç kızlarla ilgili tespitlerin var mı? Kızınla ilgili nasıl bir planlama yapıyorsun?
- Annemin yolundan gitmeyi düşünüyorum. Benim annem temiz ve bakımlı kadındı. Ben 17 yaşında yüzümü temizleyip, krem sürmeye başlamıştım. Saçlar düzgün taranacak, krem sürülecek, duş alınacak, düzgün oturulacak gibi uyarılarla beni kontrol eden bir annem vardı. Ama kesinlikle despot değildi. Ben de bazen Su’ya “göbeğini içeri çek, dik otur!” diyorum. O da bakıyor, çok anlamıyor. Çocuk evde ne görürse onu yapıyor. Mesela Su annesi ile babasının çok spor yaptığını görüyor. “Sağlıklı olmamız için spor yapmamız gerek değil mi anne?” diyor bana. Baleye ve buz patenine gidiyor. Kızımı da aynı yolda yetiştireceğim. Mümkün olduğu kadar geç makyaj yapması gönlümden geçer tabii. Annemin bana yaptıklarını ona yapacağım. Umarım başarılı olurum.
* Yani sen de bu küçük kadınlar sendromuna karşısın...
- Çok! Karşı olmamak mümkün değil. Bana çok acayip geliyor, suratlarında kalıp makyajla geziyorlar. Bu yaşta cilde bu nefessizliği yaşatırlarsa ileride ne olacaklar? Bence her şeyin bir yaşı var.
* Tekne tekstiliyle alakalı kendi markanı çıkardın, şimdi de ilk defa bize açıkladığın bir ayakkabı ve çanta koleksiyonun var. Ayakkabı kutularını gördüğün zaman gözlerin çakmak çakmak parlıyordu...
- Bu çekimde kullandığım ayakkabılar bana yapılan ilk ürünler, ben de ilk defa burada gördüm. İnsanın kendi ürünlerini görmesi çok özel bir duygu...
DİŞLERİMİZ BENZESİN
* En çok beğendiğin yerin neresi?
- Gözlerim.
* Kızına güzelliğinle ilgili neyini miras bırakmak istersin?
- Dişlerimizin benzemesini çok isterim.
* Estetik planlamaya nasıl bakıyorsun?
- Eğer cebinde buna ayıracak bütçen varsa, doğru doktoru da buluyorsan yapılması gereken bir şey.
* Olmazsa olmazlardan mıdır sana göre?
- Eğer yüzümdeki kırışıklığı yok etmenin ya da oluşumunu engellemenin çaresini biliyorsam ve bunu yaparken de hayatımdaki herhangi bir şeyden ödün vermiyorsam, bence yapılması lazım.
* Özellikle cemiyet hayatında herkesin estetik planlama içinde olup, yaptırıp ama sorulunca yok yaptırmıyorum deyip saklamaları hakkında ne düşünüyorsun?
- Çok eğleniyorum. Saçma ve gereksiz geliyor. Bu durum kendinden başkasını ilgilendirmez. Soranların karşısına geçip “Sana ne?” diyebilmek gerekli. Yaptıranlar başkalarıyla paylaşmak istemiyorlar.
* Sence neden böyle?
- Çünkü bu durumun utanılacak bir şey olduğunu düşünüyorlar. Estetik yaptırıp kendini güzel hissediyor ama bunu yaptırdığını söylemeyi kendine yediremiyor.
KIZIMIN EN SEVDİĞİ YEMEK BROKOLİ
* Güzellik ve sağlık için tercih ettiğin besinler var mı?
- Kesinlikle su... Evde de yemeklerim yağsız pişer. Sebze düşkünüyümdür. Kızıma da bu alışkanlığı aşıladım. “En sevdiğin yemek ne?” diye sorulduğunda “Brokoli” diye cevap veriyor. Kendimi kontrol edemediğim dönemlerde spora gidiyorum. Onun dışında çok özel bir şey yapmıyorum. Bitki çayı içemem mesela. Belki biraz yeşil çay...
GÖRMEK İSTEMEDİĞİMİ GÖRMEM BUNU BANA KOCAM ÖĞRETTİ
* Güzel bir kadınsın, aile ve iş hayatın çok iyi gidiyor. Dostların olduğu kadar sana negatif enerji veren insanlar da vardır. Onlarla nasıl baş ediyorsun?
- Ben görmek istemediğini görmeyen biriyim, bunu bana kocam öğretti. Eskiden herkesin söylediğini duyan biriydim, duyunca da etkilenirdim ama artık duymamayı, dinlememeyi öğrendim. Bu yıl mesleğimde 21. Senem. 21 senede çok şey öğreniyorsun.