Kirli çamaşırları ortalığa döküyorum

Güncelleme Tarihi:

Kirli çamaşırları ortalığa döküyorum
Oluşturulma Tarihi: Şubat 27, 1999 00:00

Haberin Devamı

İtiraf ediyorum: Röportaj yapmak benim işim değil. Ben ne anlarım röportaj yapmaktan! Bana gazete yap deyin yapayım, görselini, mizanpajını, tasarımını yapayım. Bak onu iyi beceririm. Ama soru sormak? Oldu bir kere! Üstelik karşımdaki de Türkiye'nin ilk kadın stand-up'çısı Pelinsu Pir. Bir de eski karım olduğu düşünülürse. Düşünmeyin bile! Takdir edersiniz ki benim işim zor! Bir itiraf daha: Davulun sesi uzaktan hoş gelir. Demek istiyorum ki, elalemin ‘‘Aa eski karın stand-up yapıyormuş!’’ demesi, onu beğenmeleri çoook ama çoook hoşuma gidiyor. Ama yakınlaşınca sesler değişiyor, onlar bunu bilmiyor. Yine de bu davulların seslerinin gerçekten de uzaktan hoş gelip gelmediğini anlamak için, kalktım ‘‘ağır bir evlilik’’ yaşadığım ve bir kaç sene önce boşandığım Pelinsu'yla bir röportaj patlattım.

<>

Allahaşkına sen güzel misin, komik mi?

- Hoşum yani. Yoksa evlenmezdin benimle! Ama anladım ne demek istediğini sevgili eski kocam: Türkiye'de hem güzel, hem komik olmak zor bir iş. Sen bunu kastediyorsun değil mi? Türkiye'de sanatçı olan kadınlar komik olmak yerine hep seksi ve çekici olmayı tercih ediyorlar. Benim böyle bir derdim yok canım.

(İŞTE BU PELİNSU: TAM BEKLEDİĞİM CEVABI VERDİ!)

Yani gerekirse hiç düşünmeden çirkin bir kadını oynayabilirsin.

- Elbette. Güzelsen güzelsindir, yani çirkin bir kadını oynarken de öylesindir.

(BU KADINLA BAŞA ÇIKILMAZ. EVLİYKEN DE ÇIKAMAMIŞTIM...)

Tiyatroyla stand-up arasında nasıl bir fark var?

Stand-up'da direkt seyircinin gözünün içine bakıyorsun. ‘‘Bana laf atsın da başka bir konuya gireyim. Biraz iğneleyeyim, rahatsız edeyim’’ diye düşünüyorsun. Yani benim standup'ım da bu böyle; çünkü insanları rahatsız etmeyi çok seviyorum. Ben aslında kendim rahatsızım...

(YOK YA! BANA BİLMEDİĞİM BİR ŞEYİ SÖYLE KADIN...)

En çok kimler laf atıyor sana? Kadınlar mı, erkekler mi?

Kadın erkek ayrımı yok. Herkes laf atıyor...

(YALAN SÖYLÜYOR. VALLA YALAN: BEN İZLEDİM, O GİDİP BULAŞIYOR!)

Durup dururken laf atıyorlar, öyle mi?

Tabii ki. Çünkü dahil olmak istiyorlar.

Hatırladığın iyi bir laf atma anlat.

Emredersin! Seksen yaşında bir kadın gelmişti şovuma. Gerçek bir hanımefendiydi. Beni çok izlemek istiyormuş, kocasıyla kavga edip gelmiş. Bir şeyler anlatıyordum...

(BURADA TAKILDI KALDI ESKİ KARIM! ÇÜNKÜ İÇERİ BİR FISTIK GİRDİ VE BENİM -İNANIN İSTEMEDEN OLDU!- GÖZÜM TAKILDI. BOŞANDIK AMA HALA ELALEMİ BEĞENİYLE SÜZMEM ONU SİNİRLENDİRİYOR. İYİSİ Mİ BEN HEMEN SORU SORAYIM.)

Ne anlatıyordun ki, laf attılar?

‘‘Siz biliyor musunuz ben hala bakireyim’’ diyordum. Birden sağ tarafımdan bir laf geldi: ‘‘O zaman kadından sorumlu bakan olsana, mecliste onlar çok revaçta’’ diye. ‘‘Kim attı o lafı!’’ dedim. Bir baktım o seksen yaşındaki kadın!

Cevap veremediğin oluyor mu?

Sen beni bilirsin, her zaman herşeye verecek bir cevabım vardır. Cevap vermeyi değer bulmadığım oluyor. O zaman da ‘‘Sussana be!’’ diyorum.

(BİRAZDAN BANA DA, SEN GÖRSEL YÖNETMENSİN, SEN KİİİM RÖPORTAJ YAPMAK KİİİM DİYECEK!)

Seyircinin zekası, esprisi nasıl?

Bana alışıyorlar. Gelenler genellikle yeni jenerasyon olduğu için pek bir kafa çalışıyor.

(ÇITIRLARIN YANİ!)

Yani bir stand-up seyircisi mi oluştu?

Evet ama senin de bildiğin gibi ben tiyatro kökenli bir kadınım. Havalı bir cümle oldu, değil mi? Ve on üç senedir bu işi yapıyorum...

(BİR DAKİKA DURUN: 15'İNDE BAŞLADI, ARTI ONÜÇ YIL, EDER 28. İLERİDE YAŞINI KÜÇÜLTEBİLİR DE... ELİNİZDE DELİL OLSUN DİYE!)

Eeee?

En büyük amacım yeni jenerasyondan bir insan olarak, kendi jenerasyonumu tiyatroya çekmekti. Fakat bu mümkün olmuyor. Ama stand-up başka. Cem Yılmaz'la böyle bir akım başladı. Artık 13, 14 yaşındaki çocuklar bile kendi istekleriyle tiyatro salonuna gelmeye başladılar.

(YAKINDA KÜÇÜK CEM, KÜÇÜK PELİN GİBİ İMÇ KAYNAKLI ON YAŞ ÜSTÜ STAND-UP'ÇILARIN ÇIKABİLECEĞİNİ Mİ İMA EDİYOR?)

Stand-up için bir mekan seçimi var mı?

- Benim tercihimi soruyorsan, tabii ki tiyatro sahnesi. Yüz kişilik bir yerde oynamaktansa ikiyüz kişilik bir yerde oynamayı tercih ederim.

(AZLA YETİNMEYİ BİLEMEDİ!)

Konu sıkıntısı çekiyor musun?

Dalga mı geçiyorsun? Kadınların iç dünyasını iyi bildiğim için demek istiyorum ki, bütün komplekslerini, egolarını, kaygılarını, sevinçlerini, heyecanlarını... Çok zor olmuyor konu bulmak. Ayrıca erkeklerin iç dünyalarını da iyi bilirim. Kadınlar bir de çok komik yaratıklardır.

(YILLAR ÖNCE BUNU NİYE FARKETMEMİŞTİ Kİ SANKİ!)

Cinsellik üzerine bir espri yaptığında, salondaki kadınlar seninle aynı rahatlıkta duygularını paylaşabiliyor mu?

Bazen evet, bazen hayır. Ama kadın, erkek diye ayırmıyorum, insanlar Türkiye'de üç şeye gülüyor genelde. Seks, politika ve futbol. Sonra ben argoyu seviyorum, tamam mı? Yani küfür etmeyi sevmekle kalmıyorum bir de bana yakıştığını düşünüyorum. Belden aşağı espri yaparken utanmıyorum. Sanırım bu da izleyiciyi şaşırtıyor. Zaman zaman başka bir kadından ‘‘motor’’ diye sözediyorum mesela. Bu çoğunluğun hoşuna gidiyor, çünkü bir kadının ağzından duyuyor bu lafı. Yani argo da sadece erkeğe ait değil!

(BİZE ÖZGÜ HİÇBİR ŞEY KALMAYACAK, HEPSİNİ ELİMİZDEN ALACAKLAR, KADINLARDAN KORKULUR!)

Yani kadınların ‘‘gizli yaşantı’’larını da ortaya döküyorsun?

Evet, bütün kirli çamaşırlarını... Bu arada benim özel bir de ricam var: Gülmemek ve eğlenmemek için gelmeyin şovuma. (ÇAKTIRMADAN TEYBİ KAPATIP RÖPORTAJI BİTİRİYORUM. BU ŞİMDİ SAZI ALDI ELİNE... HAYATA BAK BE! BENİM ESKİ KARIM, ‘‘TÜRKİYE'NİN İLK KADIN STAND-UP'ÇISI OLDU. BUNDA MUTLAKA BENİM PAYIM VARDIR! SONUÇ OLARAK, BANA DA, SİZE DE KISSADAN ŞU HİSSE DÜŞÜYOR: AMAN HA, TİYATROCU BİR KADINLA ASLA EVLENMEYİN!)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!