Banu TUNA
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 23, 2009 00:00
İlişkilerin pek çoğu maalesef "sonsuza dek mutlu" devam etmiyor. Üstelik giden sevgilinin arkada bıraktıkları, onun gibi ışık hızıyla da ortadan kaybolmuyor. Size düşen o ufak tefek ama can yakıcı hazineyle nasıl başa çıkacağınıza karar vermek. Ne yapacaksınız? Kutulayıp dolabın üzerine mi kaldıracaksınız? Keşke o daha kapıdan çıkarken siz pencereden kafasına atsaydınız ama fırsat kaçtı. Fakat hálá çöpe atabilirsiniz. Yoksa kıyamaz mısınız? Peki müzeye bağışlamaya ne dersiniz?
Birlikte gittiğiniz filmin bileti, üzerinde hálá saç tellerinin durduğu fırça, size hediye ettiği kolye, sizin ona verdiğiniz ama her nasılsa sizde kalan gümüş çakmak, dünya kadar fotoğraf, sizinkinin yanında duran ve artık kullanılmamaktan rengi değişmeye başlayan diş fırçası, hep kullandığı çay fincanı, dolabın köşesinde unutulmuş ve hala parfüm kokan tişört, seyahatten gönderdiği kartpostal, içinde onlarca sms mesajı olan cep telefonu, son gittiğiniz tatilde kolye yapmak için sahilden topladığınız deniz kabukları... Biten bir ilişkiden geriye kalan küçük hazine. Kırık kalpler müzesinin parçaları. Atsan atılmaz, satsan satılmaz derler ya hani, tam öyle.
Bu küçük hazineyle ne yapılacağı kişiden kişiye, hazineyi elinde bulunduranın acıyla nasıl baş ettiğine göre değişir. Kimi ayrılığın ertesi günü hepsini çöpe atar. Kimi hálá kullanılabilir olan ama gözünün görmek istemediklerini eşe dosta dağıtır, kimi atmaya kıyamaz ama dip köşeye kaldırır, kimiyse sahibi geri dönecekmiş gibi uzun bir süre elini sürmez hiçbirine. Ayrılık acısıyla başetmek yeterince zorken, bir de onların noksanlığından oluşan boşluğu görmek istemez.
Bu yöntemlerin hiçbiri size göre değilse veya yeni bir yöntem arıyorsanız, ya da elinizdeki dünya kadar hazineyle ne yapacağınızı bilemiyorsanız kırık kalpler müzesine bağışlayabilirsiniz. Evet, yeryüzünde bir kırık kalpler müzesi var. Daha doğrusu tam adı Kırık İlişkiler Müzesi (Museum of Broken Relationships).
Müzenin doğum yeri Hırvatistan. Konseptin yaratıcıları Olinka Vistica ile Drazen Grubisic, müzeyi kurmaya, kötü giden ilişkisi yüzünden yerlere yapışmış bir arkadaşlarını teselli ederken karar vermişler.
İSTEYEN BAĞIŞ YAPABİLİYOR
Müze aslında bir sanat projesi. Objelerin, hafızanın hologramları olduğu varsayımından yola çıkmışlar. Tıpkı radyoda çalınca gözünüzü yaşartan bir şarkı ya da kokladığınız an sizi 10 yıl öncesine götüren bir parfüm gibi. Bitmiş ilişkinin mirası olarak kabul edilen objeleri koruma altına alıyorlar. Böylece güvenli hafıza ya da korunmuş anılar alanı yaratmayı amaçlıyorlar.
Sil Baştan isimli filmi seyretmiş miydiniz? Hani ayrılığın acısına dayanamayan kız, sevgilisini unutmak için hafızasını temizletir ve sadece adamla ilgili anılarını unutur... İşte onun gibi bir şey.
Kırık kalp mirasınızı müzeye bağışlıyorsunuz, onlar koleksiyonlarını genişletiyor, siz hem sanata katkıda bulunmuş hem de hafızanızı hafifletmiş oluyorsunuz. Bence yeterince adil bir alışveriş. Ne de olsa gözden ırak olan gönülden de ırak olur. O yüzden bağışlayın ondan kalanları, gitsin. Tabii unutmayı gerçekten istiyorsanız. Her yeni gün ruhunuzu jiletlemekten zevk alıyorsanız, koyun evin baş köşesine hepsini.
PROTEZ BACAK BİLE VAR
Müzeye bugüne kadar bağışlananlar arasında yok yok. Aşk mektupları, oyuncak ayılar (ne ilginç!!), fotoğraflar, iç çamaşırları, bir savaş gazisinin protez bacağı!, gelinlikler, taşlar... Eski sevgiliden kalan bir mobilyayı parçalamakta kullanılan bir balta bile var.
Sergilenen her nesne anonim, kime ait olduğu belirtilmiyor. Ama ait olduğu ilişkiye dair bir açıklama konuluyor yanına.
Zagreb’de açılan ilk sergi öyle büyük ilgi görmüş ki, dünyayı dolaşmaya karar vermişler. Bugüne kadar Berlin, Belgrad, Saraybosna, Ljubljana, San Francisco, Singapur’un aralarında bulunduğu onlarca şehre gitmişler. En son Stockholm’deydiler. Gittikleri her yeni şehirde, müze koleksiyonu biraz daha büyüyor.
Olinka Vistica, bundan iki yıl evvel BBC’ye verdiği demeçte, serginin gezenler ve bağışçılar üzerinde terapi etkisi olduğunu söylemiş. El ele gelen çiftler bağışlanan eşyaların hikayelerini okuduklarında, aynı şeyin kendi başlarına gelmemesini umuyormuş. Ayrılık acısı yaşayanlarsa, hikayelerini başkalarıyla paylaşmayı, başkalarıyla ortak yönlerini bulmayı umuyormuş.
İSTERSEK GELİR
Kırık kalpler müzesini isterseniz yaşadığınız şehre çağırabilirsiniz. Bunun için çok zor koşullar öne sürmüyorlar. Merkezi bir yerde, en az 150 metrekarelik bir salon, pazarlama ve reklam olanakları sağlamak, bağışların toplanması sürecinde yardımcı olmayı taahhüt etmek yeterli.
Dileyen internet üzerinden müzeyi gezebilir, hatta bağışta bulunabilir. Bunun için üye olmak yeterli. İnternet adresi, www.brokenships.com Bağışlayın, acı veren hatıralarınızdan kurtulun.