Kimseyi taklit etmiyorum

Rap’çi Ceza’yla yaptığı düetle adını duyuran Doa, R&B tarzındaki albümüyle bu hafta müzik marketlerde yerini alacak. Türkiye’deki pop müziği kalitesiz bulduğunu söyleyen genç şarkıcı, "Artık buna bir son versinler. Benim gibi kendi çabalarıyla R&B söyleyen belki de birçok kişi vardır. İnşallah onlara da öncü olurum" diyor.

Öncelikle sizi biraz daha yakından tanıyabilir miyiz?

- İlkokula giderken oyuncak bir orgum vardı. Önce onu çalmaya başladım. Ailem de müzikle çok ilgiliydi. Bizim de müzikle ilgilenmemizi çok istiyorlardı. Benim bu alanda hevesli olduğumu gördüklerinde de bana piyano hediye ettiler.

O gün belki de hayatımı değiştiren gündü. Bir yıl boyunca blues piyano dersleri aldım. Ama yaşım çok küçük olduğu için tam olarak ne yaptığımı anlamıyordum.

Belki de sadece hobi olarak yapıyordunuz...

- Evet, hoşuma gidiyordu ama ileride ne yapacağıma karar verebilecek bir yaşta olmadığım için bir sene sonunda eğitime ara verdim. Daha sonra klasik piyano eğitimi almaya başladım. Çocukluğumdan beri evdeki blues&jazz plakları dinliyorum. Ortaokula giderken ilk kez R&B dinlediğimde kendi tarzımı bulduğumu düşündüm. Mariah Carey ve Whitney Houston ilk aklıma gelen isimler... Benim zamanımda internet yaygınlaştığı için müzikle ilgili araştırma yapmam da kolaylaştı. Lise yıllarında kendi kararımla yeniden blues piyano eğitimime başladım. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ni kazandım ve bitirdim.

Peki sonrası?

- Tamamen tesadüf sonucu şu anki müzik şirketim Taşoda’yla anlaştık. Anıl Savaş Kılıç benim yaptığım bir parçayı internette dinlemiş ve beni İstanbul’a çağırdı.

Aileniz küçük yaştan beri özellikle müzik alanında size destek olmuş. Peki, İzmir’de yaşarken bir anda İstanbul’a geleceğinizi söylediğinizde de aynı desteği görebildiniz mi?

- Ailem benim ne kadar inatçı olduğumu iyi bilir. Bir şeyi yapmak istiyorsam, onun için ne kadar mücadele edeceğimi de... Yaptığım riskli bir işti. Ben okulumu dondurup buraya geldim. Kendimi iyice geliştirdim ve İzmir’e geri dönüp okulumu bitirdim. İstanbul’da olduğum dönemde de zaten annem sürekli geldi. Buraya gelip neler yaptığımı da gördükten sonra içi rahatladı. Bunun benim için çok büyük bir şans olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de çok az aile destekliyor çocuğunu, özellikle de kızsanız. Ama ben tam tersini savunuyorum.

<B> Albümünüz bu hafta müzik marketlerde yerini alacak, heyecanlı mısınız?

- Hem de çok... Prodüktörüm beni dinledikten sonra, "Hemen albüm çıkaralım" diye düşünmedik. Müzik anlamında hayat Ä°stanbul’da maalesef, Ä°zmir’de veya baÅŸka bir yerde deÄŸil. O dönemde ben buradaki hayatı görmek istedim. Müzisyenlerle tanıştım ve besteler yapmaya baÅŸladım. Yine benim Ä°stanbul’da olduÄŸum bir dönemde prodüktörüme Yılmaz ErdoÄŸan’ın "Organize Ä°ÅŸler" filmi için R&B bir parça istediklerini söylüyorlar. Hemen beni öneriyor. Film için "Hisset" adlı ÅŸarkıyı yazdım. Böylece yavaÅŸ yavaÅŸ her ÅŸey oturmaya baÅŸladı.Â

SARI GELİN’İ YORUMLADIĞIMİÇİN HİÇ PİŞMAN DEĞİLİM

Yurtdışındaki imkanlar burada yok. Peki, beste yaparken buradaki teknoloji size yeterli geldi mi?

- Ben küçüklüğümden beri bu müziği dinlediğim ve bu müziğin içinde büyüdüğüm için avantajlıydım. Şu anda da benim şansıma dünya genelinde moda olmuş bir müzik türü R&B. Ben müzikle 10 küsur yıldır uğraşıyorum. Başka bir şey de yapamam işin doğrusu. Pop söyleyemem, türkü söyleyemem çünkü içimden gelmez. En mutlu olduğum yer bu noktadır. Ne olursa olsun kendi tarzımın dışına çıkmam. Türkiye’de ilk olmaktan dolayı çok mutluyum. Şu anda her şey iyi gidiyor. Bu türü evinde, benim gibi kendi çabalarıyla söyleyen belki de birçok kişi vardır. İnşallah onlara da öncü olurum.

Peki, alışılmışın dışında bir albüm yapmak korkutmadı mı?

- Hayır, aksine daha çok heyecanlandım. Türkiye’deki müziğin artık pop tekelinden çıkması gerekiyor. Birçok genç arkadaşımız var müzikle uğraşan ve artık bizlerin yükselmesi gerekiyor diye düşünüyorum. Çok kalitesiz pop müzikler var. Artık yapmasınlar bence o tarz şeyler. Bir uğraş, bir çaba görmek istiyorum.

Peki, R&B müziğin dünyayla birlikte Türkiye’de de sevilmesi sizi rahatlattı mı?

- Arkadaşlarım "Çıkar artık şu albümü" diye yalvarıyorlardı. Ben tek olmak istemiyorum. Çoğalalım artık, rekabet ortamı olsun. Ceza da tek şu anda... Mesela R&B, rap müzik ödülleri verilsin Türkiye’de. Rock müzik son

10 yıl içinde ilerleyebildiyse biz de ilerleyebiliriz.

Ege Çubukçu, Sagopa, Fuat gibi isimler kızmaz mı bu açıklamaya?

- Bunu herkesin kabul etmesi gerekir ki albüm satışları ve verdiği konserler düşünülürse Ceza gerçekten tek. Saydığın isimlerin hepsi çok başarılı. Hatta Sagopa’yla da bir şeyler yapacaktık. Sagopa biraz da melankolik takıldığı için farklı bir şey yapmak istedim onunla. Bu yüzden de çıkış parçamızda Ceza’yla düet yaptım.

Katıldığınız programda "Sarı Gelin" türküsünü söylediniz ve özellikle internet üzerinden kötü eleştiriler aldınız...

- Yurtdışında da geleneksel şarkıları farklı bir tarzda söyleyebiliyorlar. Türkiye’de yeniliğe açık değiliz sanırım. Ben o şarkıyı kendi tarzımda söyledim diye insanlara "Sonsuza kadar bunu dinleyeceksiniz" diye bir dayatma yapmıyorum. Onun tabii ki de orijinal hali var. Ben sadece farklı bir tat kattığımı düşünüyorum. Hiç de pişman değilim.

Peki, henüz 20 yaşındasınız... Hiç "erken başladım" dediğiniz anlar oldu mu?

- Geçen sene çıksaydım belki zamanı olmayabilirdi. Ben üç yıl önce albüm çıkmadı diye bunalıma bile girdim. Bir süre sonra acaba çıkmayacak mı diye düşündüm ve inadına şarkı yaptım. Şu anda Türkmax’te Şebnem Dönmez’in sunduğu "Laf Ebeleri" adlı programın müziklerini yapıyorum. Bunlar gelişmemi sağlıyor. Bunun dışında canlı performanslarım da oluyor. Şu sıralar reklam müziği de yapıyorum. İlerleyen zamanlarda film müziği de yapmak isterim.

Ben boÅŸ biri deÄŸilim

Mariah Carey, Whitney Houston gibi isimlerin şarkılarını dinleyerek büyüdüğünüzü söylüyorsunuz. Peki, müzik tarzınız dışında da o isimlerden etkilendiğinizi düşünüyor musunuz?

- Ben kendime has bir tarzım olduğunu düşünüyorum. Kimseyi taklit etmedim bu müziği yaparken. Bu yüzden de yurtdışında da birtakım işler yapacağımı düşünüyorum. Şimdiden Avrupa turnesi teklifleri bile geliyor.

Peki, tekliflerden değerlendirmeyi en çok istediğiniz hangisi?

- Hollanda’dan böyle bir teklif var. Gittiğim zaman 20-25 yeri dolaşacağız. Bu teklif ben bu kadar yeniyken geldiyse eminim ilerleyen zamanlarda istediğim yere ulaşacağım. Ben boş biri değilim. Çok çalışarak geldim buraya. Sürekli de kendimi geliştiriyorum.