Kimliksiz ikonalar resmi geçidi

Güncelleme Tarihi:

Kimliksiz ikonalar resmi geçidi
Oluşturulma Tarihi: Mart 10, 2012 20:03

Ali Cabbar’ın yeni projesi ‘Kırmızı Koridor’ adını, hem eserlerin farklı okunmalarına alan tanıyan hakim renkten hem de Yapı Kredi Kültür Merkezi sergi alanının koridor şeklinde kurgulanmış olmasından alıyor.

Haberin Devamı

Küratörlüğünü Başak Şenova’nın üstlendiği sergi, bu özelliğiyle izleyicinin kimliksiz ikonaları selamlayacağı bir geçit törenine dönüşmüş. Beden dilini kullanan ve yüzleri de neredeyse tüm vücutları gibi kırmızı bir kumaş ile örtülmüş figürler karşılıyor bizi. Günümüzün yaptırım, yasak ve inançlarını grafikli bir dille eleştiren Ali Cabbar, bu kimliksiz ikonaları farklı okumak isteyen bizler için küçük bir ipucu veriyor: “Elinde bayrak ile düşmanına saldıran askerleri gururla izliyoruz, bayrağa sarılmış cansız bedenleri ise üzüntüyle...” Ve birlikte sergiyi gezmeye, eserleri yaratıcısından dinlemeye başlıyoruz...

/images/100/0x0/563d2a1cf018fb32c8edf0a5

Haberin Devamı

ANTİ-MİLİTARİST BİR SERGİ

Bu işlerin ilk taslakları iki yıl önce yapıldı ama geçen ay son şeklini aldı. Tek başına bir sergi olabileceklerini hiç düşünmemiştim. Birçok figürden oluşan tek bir iş ortaya çıktı. Politik, antimilitarist, savaş karşıtı bir iş... Sergiye ‘Kırmızı Koridor’ adını küratörüm Başak Şenova verdi. Salonunun ortasında oluşturduğu bir koridor ile sergideki figürlerin selamlanacağı ya da selama durduğu bir geçit töreni duygusu yarattı. Amacımız izleyicinin buradan geçerken işlerle bir diyalog kurması, sorular sorması. 2010’da, yine Yapı Kredi’de açtığım sergide bu fikrin tohumları atılmıştı. Bir önceki sergiden bir sonrakine bağlantı olması çok doğal.

SİZ DE YÜZ İFADELERİNİ GÖRÜYOR MUSUNUZ?

Örtüyü bir şeyleri gizlemek ya da güzel göstermek amacıyla kullanırız genellikle. Bu sergi de, bunun altını çizmek istiyor: “Neyi gizliyoruz?” Sergideki tüm figürlerin bedenleri örtülü ama buna rağmen yüzlerindeki ifadeyi görür gibi oluyoruz. İsyan, utanç ve acı hissediyoruz. Onları tanımıyoruz ama çığlıklarını işitiyoruz. Bir taburenin üzerinde kendilerini duyurmaya çalışıyorlar.

DÜNYADAKİ BAYRAKLARIN YÜZDE 80’İ KIRMIZI

Kırmızı renk ateşi, kanı, tehlikeyi, savaşı, iktidarı sembolize ediyor derler. Aynı zamanda da cesareti... Dünyadaki bayrakların yüzde 80’inde kırmızı renk var. İşte size, sergiyi farklı okumak isteyenler için bir ipucu! Elinde bayrak ile düşmanına saldıran askerleri gururla izliyoruz, bayrağa sarılmış cansız bedenleri üzüntüyle...

Haberin Devamı

AMAN KİMSEYİ KIŞKIRTMAYALIM!

Ölüm de doğum gibi, kendi normal zamanı içinde geldiğinde yaşamın bir parçası olarak kabul ettiğimiz bir gerçeklik. Bu sergideki işler ise otorite, boyun eğme, militarizm gibi olgulara bağlı olarak zamanından önce gelen, ‘prematüre’ ölümler üzerine düşünme çağrısı yapıyor. Dini ve politik inançlarımız, milliyetçi duygularımız, hatta tuttuğumuz futbol takımının bile eleştirilmesini istemiyoruz. Üzerine ‘kutsal’ etiketi yapıştırılmış kavramları, kimseyi üzmeyelim ya da kışkırtmayalım diye sorgulamaktan kaçınıyoruz. Dünyanın ekonomik ve demokratik açıdan en gelişmiş ülkelerinde bile aynı durum yaşanıyor. İktidarı ellerinde tutanlar ‘kutsal’ kavramları kendi çıkarları için kullanırken, yönetilenler sorgusuz sualsiz boyun eğiyorlar. Mesela bayrak her zaman savaş, kan, düşmanlık ve ölüm ile özdeşleşen bir sembol olarak kullanılıyor. Neden?

Haberin Devamı

POZİSYONLARI KENDİ TEPKİLERİM BELİRLEDİ

Bu figürlere ‘ikonalar’ diyorum ben. Verdikleri pozlar ve beden dilleri dinsel çağrışımlar yaptırdığı için... Dini ikonaların ya da günümüzün modern ikonlarının ortak özelliği bir şeyi temsil etmeleri, bir mesaj vermeleri, sembol olarak kullanılmaları. Ben de, grafik kökenli bir sanatçı olarak, bir işaret dili yaratarak izleyici ile iletişim kurmayı amaçlıyorum. İki eli havaya kalkmış figür “Teslim oldum” derken, ellerini yanlara açmış olanı, “Ne oluyor?” diye soruyor. Başını tutan korkarken, yumruğunu sıkan direniyor. Bu pozisyonlar benim ruh halime, tepkilerime göre şekillendi.

KENDİME MODELLİK YAPIYORUM

Haberin Devamı

Resimlerimi genelde birbirini takip eden hareketler halinde kurguluyorum. Sanki bir animasyonun kareleri gibi. Nedenini tam olarak ben de bilmiyorum ama resmedilen o anın öncesinde ve sonrasında neler yaşandığını merak ettiğimden olabilir. Projeler üzerinde çalışırken bir performans yapıyor gibi düşünüyor, poz veriyorum ve onlarca kare fotoğraf çekiyorum. Kendime modellik yapıyorum yani. Bu pozlar daha sonra çizilecek desenlere temel oluşturuyor. Çizimlerimi bilgisayar ekranında oluşturuyorum ve dijital baskı yöntemiyle sergilenecek hale getiriyorum. Bilgisayarda çalışmayı avantajlı buluyorum. Genellikle tuval üzerine baskı yapıyorum ama bu sergide foreks denilen bir malzeme kullandım. Yeni malzeme kullanmayı seviyorum.

Haberin Devamı

Ali Cabbar’ın ‘Kırmızı Koridor’ sergisi 15 Nisan’a kadar hafta içi 10.00–19.00, cumartesi 10.00-18.00 ve pazar günleri 12.00-18.00 saatleri arasında İstiklal Caddesi’ndeki Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde izlenebilir. (212) 252 47 00.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!