Keyifler ayna çal çal oyna

Her an her şeyi çalabilen grup: Laço Tayfa

Adamlar öyle bir albüm yapmışlar ki, dinlerken yerinizde duramıyor ve fıkır fıkır kaynıyorsunuz! Üstelik bu eğlenceli ve güzel müziğe Frenkler bizden önce uyanmışlar. ‘‘Laço Tayfa’’ Doublemoon Records etiketiyle çıkan ilk albümleri ‘‘Bergama Gaydası’’nın kayıtları bile tamamlanmadan dünyaca ünlü etnik müzik şirketi Traditonal Crossroads ile anlaşmış. Grup albümde Türkiye'nin dört bucağından oyun havalarını cazvari bir biçimde yorumlamış. Adlarını ilk olarak Brooklyn Funk Essentials ile yaptıkları ‘‘In The Buzzbag’’ albümüyle duyuran Laço Tayfa'nın doğal lideri klarnetçi Hüsnü Şenlendirici ile görüştük. Diğer elemanlar gazeteci görünce çil yavrusu gibi dağılıyorlar da!

Çok sormuşlardır ama bir de ben sorayım, Laço ne demek?

- Laço, Romanca iyi güzel demek. Laço Tayfa ağırlıklı olarak Roman müzisyenlerden oluşuyor. Ben de Romanım.

Sizin babanız Ergün Şenlendirici de çok ünlü ve iyi bir müzisyen. Müziğe başlamanızda babanızın etkisi oldu mu?

- Bu atalardan gelen bir şey, sonradan olma değil. Ben bir derece babamın yaptığı şeyleri devam ettirmeye çalışıyorum. Onun ‘‘Ergün Şenlendirici’’ ve ‘‘Oyun Havaları’’ diye plakları vardır. Ergün Şenlendirici ve Jaguar diye de bir grupları. Babam Grup Laço'yu kurdu ve onunla da yurtdışınıda festivallere katıldı.

Grubun ismini aslında babanız koymuş...

- Öyle sayılır. Onların yaptığı müzikten çok esinlendik.

Kaç yaşındasınız?

- 23. Beş yaşında klarinet çalmaya başladım. Dedemin Bergama'da müzik aletleri sattığı bir dükkanı vardı. Oraya giderdim güm güm davul çalardım, azcık klarnet üflerdim...

Albümün ismi ‘‘Bergama Gaydası’’ Bergamalı olmanızdan mı kaynaklanıyor?

- Aslında ‘‘Bergama Gaydası’’nın konuyla pek ilgisi yok ama Bergama ismini bir şekilde kullanmak istedim. Babam hep kullanırdı, zaten ‘‘Bergamalı Ergün Şenlerdirici’’ diye çıkmıştı.

Brooklyn Funk Essentials ile çalmak size ne kazandırdı?

- Onlarla çalışmamızın avantajı ismimizin duyulması oldu.

- Cazla tanışmanız müziğini etkiledi mi?

- Tabii onlardan farkında olmadan aldığımız şeyler de olmuştur. Önceden de o tarz müzikleri biliyorduk ama hiç çalmamamıştık. Onlarla birlikte sahnede toplam 23 kişilik bir orkestra gibi oluyorduk...

Nasıl bir araya geldiniz?

- Bizi Pozitif şirketi bir araya getirdi. Pozitif de bizi Sonya Tamar diye bir etnomüzikolog aracılığıyla buldu. Sonya Tamar ile taa Okay (Temiz) ile çaldığım dönemlerden tanışıyordum...

ESKİ STÜDYO MÜZİSYENLERİ

Laço Tayfa'nın elemanları grupta çalmadan önce neler yapıyordu?

- Dinlediğimiz arabesk pop albümlerinin stüdyo kayıtlarında ve şarkıcıların arkalarında çalıyorlardı.

Brooklyn Funk Essentials ile çaldığınız dönemlerde ortalıkta bir söylenti dolaşıyordu: Onlar sizden daha iyi paralar almışlar ve daha iyi ağırlanmış. Doğru mu?

- Bizim kültürümüzde misafirlerin iyi ağırlanması vardır, biz zaten kendi sahamızda müzik yapıyorduk ve ağırlanmamıza gerek kalmadı. Paralara gelince o çok önemli değil, para peşinde olsak bu işleri yapmazdık. Para beni hiç ilgilendirmiyor, zevk aldığım için müzik yapıyorum.

Klarnetli oyun havaları Mustafa Kandıralı zamanında çok popülerdi. Sayenizde tekrar gündeme gelecek gibi. Beğendiğinz klarnet ustaları var mı?

- Artık eskisi kadar usta klarnetçi yok ama eskiler saymakla bitmez. Bilinenlerden de Deli Selim var. İsimlerini bilmediğiniz Roman düğünlerinde ve piyasada çalışan iyi klarinetçiler var. Şükrü Tunar, Mustafa Kandıralı, İsmail Bergamalı, Barbaros Erköse gibi ayrı tarzlarda çalan dolu usta klarinetçi var.