Güncelleme Tarihi:
Tam dokuz sene önce, takvimler 2005’i gösterirken Yunan televizyonlarında yepyeni bir döneme girildi. O sene, bir Yunan delikanlının Gaziantepli bir aileye damat olmasının çevresinde gelişen olayları anlatan ve Türkiye’de çok tutan ‘Yabancı Damat’ dizisi, komşunun televizyonlarında da bir furya başlattı. Bu yıl bu furya artık onuncu senesine girecek. ‘Aşk-ı Memnu’, ‘Ezel’, ‘Binbir Gece’, ‘Muhteşem Yüzyıl’ gibi diziler Yunanistan’da izlenme rekorları kırdı. Televizyonlarda halen ‘Karadayı’, ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ ve ‘Kuzey Güney’ devam ediyor.
Ancak, komşudaki reyting ölçümleri Türk dizileri için ‘yorgunluk belirtileri’ gösteriyor. Bunda, beş yıldır süren ekonomik kriz nedeniyle ekranlardan kaybolan yeni dönem Yunan dizilerinin ürkek de olsa geri dönme teşebbüsünün etkisi var. Tabii kilisenin, aşırı milliyetçilerin ve medyanın bir bölümünün Türk dizilerine karşı tepkilerini de göz ardı etmiyorum.
TÜRK’Ü, YUNAN’I AYNI EVDE
Yunan izleyiciyi, neredeyse unutmak üzere olduğu yerli dizilere döndürmek, bu dizilerin maliyeti düşük olduğu da düşünülürse kolay iş değil. Ancak bazı güvenilir formüller mevcut. Örneğin, ülkenin iki büyük televizyon kanalından birisi olan Antena “Madem Türk dizileri o kadar tuttu, biz de bu yolda yürüyelim” düşüncesiyle yeni sezona kahramanlarının Türk ve Yunan olduğu ‘Made in Greece’ bir aile komedisi ile ‘Merhaba’ dedi.
İlk bölümü geçen pazartesi günü yayınlanan dizinin adı ‘Tamam’. Yönetmenliğini Pieros Antrakakos’un yaptığı ‘Tamam’ın senaryosu pek hoş:
Atina’da yaşayan ve berberlik yapan Metin (Manolis Mavromatis) psikoterapist Dora’ya (Maria Lekaki) âşık olur. Birlikte yaşamaya karar veren iki âşık bu kararlarını çocuklarına açıklar. Güçlü bir ailenin her şeyin üstesinden gelebileceğine inanan Metin ile Dora’nın hesaba katmadıkları, ergenlik çağındaki çocuklarıdır. Yine de ilk engel aşılır. Metin’in türbanlı kızı Yağmur ve oğlu Cem ile Dora’nın aşırı modern kızı Lena ve haylaz oğlu Niko büyük tepki göstermelerine rağmen aynı evde yaşamaya başlarlar.
Okuduğum kadarıyla ilerleyen bölümlerde Cem ile Lena arasında bir ‘love story’ yaşanacak ve işler daha da karışacak. Ancak sonunda sevgi ve aile her zorluğun üstesinden gelecek.
Peki ne olacak? Yunan seyircisi bir dönemler bayıldığı Türk dizileri gibi, bu diziyi de baştacı edecek mi? Bu, yüksek bir ihtimal. Ancak dizinin birtakım sıkıntıları var. Örneğin, bütçenin epey kısıtlı olduğu her halinden anlaşılıyor. Ayrıca dizide Türkleri canlandıran Yunan sanatçılar kameranın karşısına geçmeden önce derslerini biraz daha çalışabilirlermiş. Bazı renkler eksik, tam verilememiş. Tabii bunlar benim görüşüm. Sonuçta dizinin ilk bölümünün talihi gayet açık oldu. Yunan televizyonları arasında, yüzde 25 izlenim payı ile reytinglerde ikinci sırada yer aldı. Önümüzdeki haftalarda zirveye yerleşirse hiç şaşırmam.