Güncelleme Tarihi:
Futbol gibi hayatta da galibiyet, beraberlik ve yenilgiler vardır. Çünkü üç ihtimallidir yaşam... Anın, anların, ruhun, müziğin, sinemanın, edebiyatın, tiyatronun, resmin, heykelin; genel olarak tüm bu hayatın bambaşka bir yansıması olan ifade biçiminin en kısa tanımı olan ‘sanat’ da benzer bir yapıyı barındırır. Güzeli, harikası, muhteşemi olduğu kadar çirkini, kötüsü, vasatı, olmamışı vardır... Önemli olan; bu tanımlamaları, disiplinin en iç işleyişine, jargonuna, kriterlerine uygun sözcük, yaklaşım ve mantıkla ifade edebilmektir...
Ve fakat üzerinde yaşadığımız topraklar bir süredir ‘Yeni Türkiye’ şeklinde özetlenen bambaşka bir unvanla taçlandırıldığı için her alanda, yakın ve biraz uzak geçmişe sünger çekiliyor, siyaset, hukuk, toplumsal alan vs. adeta baştan tanımlanıyor. Kuşkusuz bu bakış açısından sanat, sanatçı ve eleştiri kültürü de payını alıyor. Mesele aslında çok basit: AKP zihniyeti her bir yere sirayet etmiş durumda. ‘Eleştiri’ bu dönemin en gereksiz kurumu ve tabii ki sözcüğü aynı zamanda... Bu zihniyetin sinemadaki yansıması da siyasetle aynı argümanlara sığınıyor: “Ya sev ya kes sesini!”
‘BUNLARI YAPANLARI TEK TEK TESPİT EDİYORUZ’
Bütün bu ‘teorik’ gibi duran meselelerin pratikte karşılığını geçen hafta sıkça yaşadık. Tartışmanın fitilini, 70’lerin ünlü çizgi romanı ‘Fatih’in Fedaisi Kara Murat’ın sinemadaki yeni versiyonu ateşledi. Filmin basın gösterimi yapılmayınca, eleştirmen reflekslerimiz harekete geçti ve “Bize göstermediklerine göre çok kötü herhalde” deyiverdik. Ama işin de peşini bırakmadık, mesela ben filmin vizyon tarihi 16 Ocak’ta, Feriye Sineması’nın ilk seansında soluğu salonda aldım. Naçizane ‘Rahmetli’ Sezgin Burak’ın ‘Tarkan’ıyla Rahmi Turan’ın yarattığı, Abdullah Turhan’ın da resimlediği ‘Kara Murat’, iki sadık çocukluk arkadaşımdı. ‘İkili’ her çarşamba dergi formatında bayilerde olur, ben de sabahın erken saatlerinde haftalık buluşmamızı gerçekleştirirdim. Dolayısıyla konuya zaten yeterince vâkıftım.
Yeşilçam, bu çizgi romanlardaki cevheri keşfetmiş, Tarkan karakteri Kartal Tibet, Kara Murat da Cüneyt Arkın kişiliğinde birçok filmle huzurlarımıza gelmişti. Sinemadaki yansımaların çizgi romandakilerle birebir olmadığı muhakkaktı.
Ama ‘yeni Kara Murat’a bakılınca mesafelerin boyu o kadar uzamıştı ki huzurlarımıza gelen 2015 model Fatih’in Fedaisi’nin Rahmi Turan’ın yarattığı tiplemeyle isim benzerliğinden başka ilgisi yoktu.
Ama asıl ortalığı karıştıran şey filmin yapımcısı Murat Usta’nın, Twitter hesabından ateş püskürmesiydi. Önce eleştirmenleri ‘Çapulcu’ ilan etti. Yetmedi, “Kime hizmet ediyorsunuz o... çocuğu çapulcu takımı” ifadelerini kullandı. Filmin ‘bazı çevreleri’ rahatsız ettiğini öne süren Usta, eleştirileri de “Büyük bir karalama kampanyası” olarak nitelendirdi. Yazdıktan birkaç saat sonra sildiği bu tweet’lerinde çıtayı daha yükseğe taşıyarak “Sinek gibi ezileceksiniz” ifadesine de yer verdi ve nihayetinde tehditlerini “Bunları yapanları tek tek tespit ediyoruz. Kimlere hizmet ettiğinizi de biliyoruz” şeklinde sürdürdü.
O YOL 'OTPOR'A KADAR UZANIR!
Filmin, 172 salonda gösterilmesine karşın ilk üç günde sadece 64 bin seyirci tarafından izlenmesi anlaşılan yapımcı ekibin moralini iyice bozmuştu, cuma günü Murat Usta bu kez saldırı oklarını ‘Paralelciler’e çevirdi ve yazılı yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Bugün de devleti ele geçirmeye çalışan her türlü paralel hain gruplar bu hesaplaşmaları bizim üzerimizden yapamayacakları gibi her türlü platformda da medeni ölçüler dahilinde bizi karşılarında bulacaktır.”
Futbol jargonuna sahip olanların çok iyi bildiği “Sergen’le Tümer aynı anda oynar mı?” tartışması, iktidar ve yandaşları tarafından bir süredir farklı öznelerle sanki yeniden tanımlanıyor ve sahaya, “Gezicilerle Paralelciler aynı anda bize karşı oynuyorlar” şeklinde yansıyor. Ki bu, kendilerine muhalif olan herkesi ‘Darbeci’ damgasıyla yaftalamanın en basit yolu... Filmin yapımcısı Murat Usta da işin kolayına kaçarak ‘Kara Murat’ı beğenmeyenleri önce ‘Gezici’, sonra ‘Çapulcu’ ilan etti, sanırım sırada CNN International, BBC, New York Times, The Economist yani cümle âlem ‘Dış mihrak’ var. Mesele sonunda Otpor’a bağlanırsa, bence sürpriz olmaz.
EN YIKICI ELEŞTİRMEN!
Aslında bütün bu gelişmeler kimseyi şaşırtmıyor. Özellikle de biz ‘eleştirmenler’i... Sadece şu noktanın altını çizmek zorunda hissediyoruz kendimizi: Mesela ‘En büyük eleştirmen’ konumundaki Recep Tayyip Erdoğan, Kars’taki heykel örneğinde olduğu gibi ‘yıkıcı’ hamlelerde bulunuyor. Oysa edebiyat, heykel, müzik, resim, tiyatro ya da sinema eleştirmenleri en fazla sözel ya da soyut anlamda yıkıcı olabilirler! En fazla kalp kırabiliyorlar. Bir heykeli kırmak ya da yıktırmak, asla ve asla ne aklımızdan geçiyor ne de buna gücümüz yetiyor.
‘Kara Murat’ tayfasının püskürmesine gelince... Bir kere çektikleri film sinematografik anlamda yerlerde sürünüyor. Bilgisayarda yaratılmış ve ‘300 Spartalı’ filmiyle ‘Gladyatör’ dizisinden ‘ilham’ alınarak çekilmiş, ‘Kara Murat ruhu’yla en küçük bir ilgisi olmayan birtakım görüntüler dizisi izliyoruz film boyunca. Öykü zaten zorlama ve özel bir yan barındırmıyor. Belli ki ekip siyasi havayı iyi koklayıp hazır ‘Osmanlıcılık’ gündemdeyken yani musluk akıyorken, testiyi doldurmaya çalışmış. Ama film öylesine kötü ki seslendikleri dünya görüşüne ait izleyicinin ilgisine bile mazhar olamadılar.
Gişede hezimete uğrayınca da ‘Malum çevreler’ şeklinde suyu bulandırarak durumu kurtarmaya çalışmışlar. Lakin top çizgiyi geçmiş durumda...
YEDİ FARK!
Filmin kötülüğünü daha iyi anlatmak için bir de çizgi romandaki ‘gerçek’ Kara Murat’la 2015 model Kara Murat arasındaki ‘yedi fark’a bakalım.
TÜRKER İNANOĞLU:
‘KARA MURAT'I YA CÜNEYT ARKIN OYNAYACAKTI
YA DA YILMAZ GÜNEY'
'Kara Murat’ çizgi romanını ilk kez sinemaya uyarlayan yapımcı Türker İnanoğlu’yla konuştuk
70’li yıllarda o dönemin yüksek tirajlı gazetesi Günaydın’da yayımlanan ‘Kara Murat’, çok büyük ilgi görmüştü. Gazetenin tirajını 100 bin arttırdığı söyleniyordu. Ben de bu resimli romanı film yapmayı düşündüm. Yaratıcısı Rahmi Turan Bey çok yakın arkadaşımdı, teklifte bulundum, beş dakikada anlaşmayı kabul etti. Bu rol için iki önemli aktör adaydı: Cüneyt Arkın ve Yılmaz Güney. Yılmaz’ı siyasi bir olaydan dolayı yakalayıp tevkif ettiler. Tek aday Cüneyt Arkın kalmıştı. Cüneyt zaten sürekli çalıştığım Erler Film’in aktörüydü, o da arkadaşımdı. Konuyu sevdi ve tüm benliğiyle işe sarıldı. Yönetmen olarak da ‘rahmetli’ Natuk Baytan’ı aldım. Natuk sinemamızın en hareketli senaryolarının yönetmeniydi. Büyük bir prodüksiyonla ilk filme başladık ve başarılı olduk. Arkadan altı Kara Murat serüveni daha çektik, hepsi gişe rekoru kırdı.
Yeni versiyon 'Kara Murat'ı izlediniz mi?
İzlemedim ama mutlaka izleyeceğim. Bu arada ben özel efektlerle, stüdyo imkânlarıyla çekilen filmleri içime sindiremedim. Benim çektiğim Kara Murat’larda en ufak bir özel efekt ve kamera hilesi yoktu. Çekimler için Selimiye Kışlası’ndan her gün dört cemse kamyonla asker geliyordu. Çekimlerde yeniçerileri hakiki askerler oynuyordu, sahneler inandırıcıydı. Stüdyodaki cihazlarda asker üretmiyorduk.
Yeni versiyonun yapımcısı, filmi beğenmeyen eleştirmenlere hakaret içeren yorumlarda bulundu ve onları önce ‘Gezici çapulcular’, sonra da ‘Paralelciler’ olarak nitelendirdi. Böylesi bir mantığa ne diyorsunuz? Sizin zamanınızda bu türden tahammülsüzlükler var mıydı?
Benim görevim film yapımcılığı. Film eleştirisi yapanlar da gazetecidir. İyi ve kötü ya da yanlış yorumlarda bulunabilirler. Ben 59 yıllık meslek yaşamımda hâlâ eleştirilere de övgülere de muhatap oluyorum. Övenlere teşekkür edip eleştirenleri de haklı mı diye irdeliyorum.
Yeniden 'Kara Murat'ı sinemaya aktarmak ister misiniz?
Kara Murat ikinci kere yapıldı. Tekrar ele almak ancak 5-10 sene geçtikten sonra düşünülebilir.
CÜNEYT ARKIN:
ZOR BİR İŞİN ÜSTESİNDEN GELMİŞLER
Böylesi tarihi projeleri çekmek zordur. Burada da çok emek var. Bence zor bir işin üstesinden gelmişler.
Peki ama bu ‘Kara Murat’ hem çizgi romandaki hem de sizin filmlerinizdeki tiplemeye hiç benzemiyor.
İçerik hakkında bir şey söyleyemem. Böyle bir film yapmak kolay değil. Ekip, para, zaman lazım... Bu arkadaşlar bir hayali gerçekleştirmişler, saygı duyuyorum.
KARA MURAT'IN YARATICISI RAHMİ TURAN:
SADECE İSİM HAKKINI VERDİM
Son proje için 2010 yılında kapım çalındı. Doğrusu yaklaşık 30 yıldır kimse Kara Murat’ı sinemaya uyarlamamıştı. Bu teklif de beni heyecanlandırdı. Ben sadece isim hakkını verdim, hikâyeyle bir ilgim yok... Şu ana kadar da bu anlaşmadan dolayı bir ücret almadım, zaten anlaşmamızı seyirci sayısı üzerinden yapmıştık...
ESKİ DÖNEM KARA MURAT FİLMLERİ
1. Kara Murat: Fatih'in Fedaisi (1972)
2. Kara Murat: Fatih'in Fermanı (1973)
3. Kara Murat: Ölüm Emri (1974)
4. Kara Murat: Kara Şövalyeye Karşı (1975)
5. Kara Murat: Şeyh Gaffar'a Karşı (1976)
6. Kara Murat: Denizler Hâkimi (1977)
7. Kara Murat: Devler Savaşıyor (1978)