Yeni projemle Grammy’ye aday adayı olacağım

◊ “Bir Usta Bin Usta” çok anlamlı bir proje ve 10. yılında da sahnede siz vardınız. Bu projeden size ilk söz edildiğinde ne düşünmüştünüz?

- Fahir Atakoğlu: Anadolu’daki el işlerimize, gelenek göreneklerimize sahip çıkmak ve bunları yaşatmak açısından çok önemli bir proje. Çok da geniş bir yelpaze. Bu yelpazenin tamamını olmasa da belli konuları bir küsur saatlik şova sığdırmaya çalıştık.

- Beyhan Murphy: Aynen öyle. Çok güzel anlattın bence.

◊ Bu proje sizi zorladı mı?

- Beyhan Murphy: Zordu elbette... Çünkü bu bir dramaturji. Bir senaryo yazmak durumundaydım. Öncelikle bir bel kemiği oluşturmam lazımdı.

Nasıl bir yapısı olsun, görsel ne olsun, sunucusu kim olsun gibi... Fahir o arada orkestrayı topladı: Nasıl bir müzik olacak? Nerede dans olsun? Ne kadarı soyut olsun? Nasıl bir dekor kullanalım? Yani çok detay isteyen bir işti. Biz burada masal anlatmıyoruz, insanların el emeği göz nuru işlerini temsil ediyoruz. Dolayısıyla normalden çok daha zordu.

- Fahir Atakoğlu: Ve daha büyük bir sorumluluk.

◊ Önce müzikler hazırlandı ve ardından koreografi mi oluşturuldu, yoksa tam tersi mi?

- Fahir Atakoğlu: İkisi bir arada yürüdü. Beyhan düşündü, ben müziğimle eşlik ettim. Tamamen iç içeydi yani...

BEN KENDİMİ BİLİYORUM

◊ Fahir Bey... Avrupa, Amerika, Japonya...  3 milyonun üzerinde satış... Bundan sonra uluslararası herhangi bir proje var mı?

- Fahir Atakoğlu: Şu sıra film müziklerine yoğunlaştım ama iki üç senedir hazırlayıp da sunamadığım bir albüm var. Daha doğrusu bitiremediğim bir albüm. Çok güzel bir proje oluyor. Öncelikle onu çıkaracağım. İnşallah 2020’ye kalmadan çıkarmayı planlıyorum ki önümüzdeki sene Grammy’ye aday adayı olarak gösterelim.

◊ Film müziklerine yönelmenizin sebebi ne?

- Fahir Atakoğlu: “Ayla”dan sonra biraz arttı aslında bu tür çalışmalar. “Ayla”nın yapımcısı (Mustafa Uslu) müziklerimi çok beğendi. Birkaç film projesi daha var, “Onları da sen yap” dedi. “Türk İşi Dondurma” onlardan biri. Ekimde Naim Süleymanoğlu’nun filmini çıkaracağız. O da çok ilginç bir hikaye. Onun da müziklerini ben yapacağım. Sonra “Dumlupınar” var sırada. Severek yapıyorum bu işi. Biraz epik bir tarzım var.

- Beyhan Murphy: Şimdi onu diyecektim. Epik...

- Fahir Atakoğlu: Bir de melodik bir yapım var.

- Beyhan Murphy: Tının var. Tının hem çağdaş hem de etnolojik bir tat taşıdığı için o kadar güzel oturuyor ki...

O yüzden bu kadar talep var.

◊ Türk halkının ruhunu biliyorsunuz sanırım...

FAHİR GERÇEK BİR BESTECİ

◊ Beyhan Hanım, en son “Alice” müzikalini hazırladınız, o da çok büyük ilgi gördü. Yine böyle büyük projeleriniz var mı?

- Beyhan Murphy: Ben Devlet Opera Balesi’ndeyim biliyorsunuz. Yıllardır Modern Dans Topluluğu’nda eserler yapıyorum. Yine bir yeni proje var ama onu şu an söylemek istemiyorum. Çok özel bir şey olacak. Biraz “pop art”a kayacağım.

İNSANLAR TELEVİZYONUN ÖNÜNDEN KALKSIN ARTIK

◊ Türkiye’de müzikal anlamda geldiğimiz nokta nedir? Son dönemde ilgi giderek artıyor gibi...
- Beyhan Murphy: Doğru, genel anlamda sahne sanatlarına ilgi arttı.

◊ Tiyatro sinema sektörünü geçti sanki biraz. Tiyatroya ilgi artıyor sanırım?
- Beyhan Murphy: Sinema geride kalmasın, televizyon kalsın bence. Keşke insanlar sinemaya gitse de televizyonun önünden kalksa. Televizyondan kopup sahne sanatlarına yönelseler...

50 meslek yeniden canlandırıldı

Anadolu Sigorta, 2010 yılında kamuoyunun ilgisini kaybolmaya yüz tutan mesleklere ve yerel değerlere çekmek için “Bir Usta Bin Usta” adlı projeye imza attı.
Proje kapsamında 44 ilde 50 farklı mesleki kurs açıldı ve toplam bin usta adayının yetiştirilmesi sağlandı. Yaş aralığı 15-55 arasında olan kursiyerler arasında öğrenci, öğretmen, heykeltıraş, ressam, memur, ev hanımı ve emekliler de yer aldı.
Kursu başarı ile tamamlayanlar, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan onaylı kurs bitirme sertifikası almaya hak kazandı.
Proje boyunca İz TV ile özel bir çalışma yapılarak her ilin bir belgeseli çekildi. Böylece projenin ve mesleklerin görsel arşivi de oluşturuldu.