Güncelleme Tarihi:
Bursa'da bulunan, 700 yıllık Osmanlı sivil mimarisinin bozulmadan bugüne taşındığı Cumalıkızık, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle sessiz günler yaşıyor.
UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne 2014'te alınan "Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğunun Doğuşu" miras alanı, Orhangazi Külliyesi ve çevresini içine alan Hanlar Bölgesi, Hüdavendigar (I. Murad) Külliyesi, Yıldırım (I. Bayezid) Külliyesi, Yeşil (I. Mehmed) Külliye, Muradiye (II. Murad) Külliyesi ve Cumalıkızık olmak üzere 6 bileşenden oluşuyor.
Bu bileşenlerden merkez Yıldırım ilçesine bağlı olan ve sonradan mahalle statüsüne geçen, turizm sezonunda yoğunlukla cumartesi ve pazar olmak üzere haftada yaklaşık 50 bin kişiyi ağırlayan Cumalıkızık, Kovid-19 salgınından dolayı iki aydır sessizliğe büründü.
Erken Osmanlı döneminde "vakıf köyü" olarak kurulan, külliyelerin ve ilk başkentin inşası için gelir sağlanan Cumalıkızık, geleneksel taş döşeli sokak dokusu, ahşap ve kerpiç kullanılarak inşa edilen evleri ve anıtsal yapılarıyla, Osmanlı yaşam tarzını anlatan en iyi örnekler arasında yer alıyor.
Son yıllarda çekilen dizi ve filmlerin ardından popülerliği artan, 270 tarihi evin yanı sıra yürüyüş yolları ve müzenin bulunduğu mahallede özellikle kadınların işlettiği 60 yeme-içme mekanı ile 150'ye yakın hediyelik ürün tezgahı, Kovid-19 nedeniyle kapatıldı.
Cumalıkızık'ın sessizliğine alışık olmayan mahalle sakinleri, tarihi bölgenin yeniden cıvıltılı günlerine kavuşması için gün sayıyor.
"Köyümüzün eski günlerine dönmesi için dua ediyoruz"
Mahallede işletmesi bulunan Nuri Yavuz,uhabirine yaptığı açıklamada, koronavirüsün tüm dünyayı olumsuz etkilediğini söyledi.
Salgının dünya genelinde bir an evvel bitmesini ve eski günlere dönülmesini temenni eden Yavuz, "Tarhana, reçel, erişte, köy ekmeği gibi kendi ürünlerimizi ziyaretçilere satıyorduk. Mahallemizde tarımla uğraşanlar da var ama geçim kaynağımızın çoğunluğu turizmden." dedi.
Mahalle sakinlerinden Şerife Hanım Sezer de Cumalıkızık'ta doğduğunu anlattı.
Köyü daha önce hiç böyle görmediğini dile getiren Sezer, "Eskiden buralar cıvıl cıvıldı. Komşularım tezgahtan ekmek parası kazanıyordu. Herkes tezgahını kapattı. Gelen giden kimse kalmadı. İnşallah bir an önce bu durum düzelir, turizm yeniden canlanır." ifadelerini kullandı.
Salgın öncesi hediyelik eşya tezgahında ziyaretçilere satış yapan Hatice Adıyaman ise eskiden kalabalıktan yürümenin bile zor olduğu sokaklarda şimdi kimsenin olmadığını belirtti.
Adıyaman, "Yollardan otlar çıkmaya başladı. Bu hastalığın geçmesi ve köyümüzün eski günlerine dönmesi için dua ediyoruz." diye konuştu.