Oluşturulma Tarihi: Kasım 07, 2021 07:05
Kanal D’nin ilgiyle izlenen dizisi “Yargı”da İnci karakterini canlandıran Ece Yüksel, diziyle ilgili merak edilenleri yanıtladı. İnci’nin yaptığı hataların ilerleyen bölümlerde ortaya çıkmasıyla izleyici tarafından eleştiriler de aldığını belirten oyuncu, “Hiçbir kadın ölmeyi hak etmez” dedi.
◊ Oyunculuk serüveniniz nasıl başladı?
- Oyunculuk serüvenim 7 yaşında başladı. Ailem beni hafta sonu aktivitesi olarak tiyatro kursuna yolladı ve ilk sahneye adım attığım anda oyunculuktan vazgeçemeyeceğimi anladım. Daha önce hiç hissetmediğim kadar özgür ve sınırsız hissettim. Tiyatro kursuna 2 yıl gittikten sonra oradaki öğretmenlerim beni bir ajansa yönlendirdiler ve böylece kamera önü serüvenim de başlamış oldu.
◊ Kamera önünde olmak mı yoksa sahnede olmak mı sizi daha mutlu ediyor?
- İkisinin de verdiği keyif çok büyük benim için. İki alan da birbirini besliyor bence. O yüzden en ideali kamera önü ve tiyatroyu birlikte ilerletmek.
LİSEDEYKEN ÖDÜL ALMAKÜNİVERSİTE EĞİTİMİMİ BELİRLEDİ◊ Altın Koza’da “Nefesim Kesilene Kadar” filmindeki sahnenizle “Türkan Şoray umut veren genç kadın oyuncu” ödülüne layık görüldünüz. Sizin için nasıl bir duyguydu? Herhalde bu ödülü bu kadar az sahneyle alan ilk oyuncusunuzdur...- Aslında o ödül benim için de çok şaşırtıcı oldu. Gerçekten hiç beklemiyordum. O kadar az sahneyle ödül alınabileceğini bilmiyordum hiç. Lisedeydim ödülü aldığımda ve tam da üniversitede ne okusam diye düşündüğüm dönemdi. Ailem başka bir bölüm okumamı istiyordu ve ödülüm bu konuya bir açıklık getirdi: “Ben oyuncu olacağım, işte ödülüm de burada”. Ayaklarımı yere daha sağlam basarak, emin adımlarla kariyerime devam etmem için yardımcı oldu ödülüm.
◊ “Kız Kardeşler” filmiyle de Berlin Film Festivali’nde ana yarışmada kırmızı halıda yürüdünüz. Neler hissettiniz? - “Kız Kardeşler” benim için çok özel bir
film. Bana bir oyuncunun yaşamak isteyeceği duyguları tattırdı. Filme hazırlık sürecimiz, çekimlerimiz ve sonrasındaki festival süreci belki de bir daha yaşayamayacağım kadar özeldi. Filmden söz etmişken Emin Alper’den bahsetmesem olmaz. Kendisi çok değerli bir yönetmen. Onunla çalışma fırsatını bulduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Ekip olarak herkes elinden gelenin en iyisini ortaya koydu ve sonunda gurur duyduğum bir film çıktı ortaya. Ve bunun gururuyla da Berlin’de kırmızı halıda yürüdük. Tarif etmesi çok zor bir his bence. Çok heyecanlandım çünkü hayalini bile kurmadığım bir şeydi orada yürümek. Dünya çapında hayranlıkla izlediğimiz yönetmenler ve oyuncuların arasında olmak onore edici bir his.
◊ Oyunculukta dönüm noktanız ne oldu?- “Nefesim Kesilene Kadar” filmi hayatımın bir dönüm noktası oldu. Az önce de söylediğim gibi, tam da hayatıma nasıl bir yön vereceğime karar vermeye çalıştığım, biraz ikilemde olduğum bir dönemdi. Ortaya koyduğum işin verdiği keyif, tanıştığım insanlar ve sonunda kazandığım ödüller hayatımda aldığım kararları şekillendirdi.
◊ “Yargı” ekranların en çok konuşulan dizisi oldu. İnci rolünü okuduğunuzda neler hissettiniz?- Dizinin cast sürecinin başlarında bana İnci karakteri geldi. Senaryoyu yolladılar, bir solukta okudum ve hemen diğer bölümleri de okumak istedim. Yönetmenimiz Ali Bilgin ve senaristimiz Sema Ergenekon ile bir toplantı yaptık. Onlarla konuşmam ve böylesine incelikli yazılmış bir senaryo beni çok heyecanlandırdı. Bu kadar hayatımızın içinde olan konuları ve karakterleri görmek beni çok mutlu etti. Kadın cinayetlerinin çok ciddi bir hızla arttığı bu dönemde İnci’yi oynamak benim için çok kıymetli.
◊ İzleyici hikaye ilerledikçe İnci’nin bambaşka yüzünü gördü. Size gelen tepkiler nasıl?- Çok farklı tepkiler aldım. Başlangıçta herkes İnci’ye çok üzüldü ama bölümler ilerledikçe İnci’yi suçlayanlar ve eleştirenler çok oldu. Hatta ölmeyi “hak etmiş” gibi yorumlar bile gördüm. Tabii ki eleştirilebilecek seçimleri var canlandırdığım karakterin ama tekrarlamak isterim; hiç kimse, hiçbir kadın ölmeyi hak etmez.
◊ Kaan Urgancıoğlu ve Pınar Deniz ile başka projede de beraber çalıştınız. Bunun avantajını sette yaşadınız mı? - Çok keyifli oldu benim için. Senaryoya bayılmıştım zaten, Pınar ve Kaan’ın başrolleri paylaştığını duyunca iyice heyecanlandım proje için. İkisi de hem kişi olarak çok sevdiğim hem de oyunculuğunu çok beğendiğim arkadaşlarım. Kaan ile sahnemiz olmadı hiç ama Pınar ile çektiğimiz sahneler çok rahattı. Birbirimizi tanımamız çalışmamızı kolaylaştırdı.
UKULELE VE PİYANO ÇALIYORUM◊ Hobileriniz neler?- Enstrümanları denemek ve müzikle vakit geçirmek beni mutlu ediyor. Ukulele ve piyano ile ilgileniyorum. El işi şeyler yapmayı da çok severim.
◊ Başka projeleriniz var mı? - Önümüzdeki yıl vizyona girecek uluslararası bir filmde yer aldım. Şimdilik detaylarını veremesem de çok güzel bir iş olduğunu söyleyebilirim.
Hayalinizde canlandırmak istediğiniz rol var mı?
- Aksiyonu bol olan bir projede yer almak isterdim sanırım. Bir süper kahraman ya da savaşçı bir kadını canlandırmak enteresan olabilir. Şimdiye kadar hiç deneyimlemediğim için ilginç geliyor bana. Ama onun dışında da iyi yazılmış karakterlerin hepsi heyecanlandırıyor beni. Her karakter keşfedilecek yeni bir dünya ve ben hep keşfe devam etmek istiyorum.