Hakan GENCE/ Fotoğraflar: Muhsin AKGÜN
Oluşturulma Tarihi: Mart 16, 2015 01:16
10 yıl önce ‘Sağır Oda’ dizisiyle adını duyurmuştu. Sonra nerede ajan, polis, sert adam lazım olsa onu çağırdılar. ‘Kara Kutu’da da yine üniforması üzerinde. Orhan Kılıç’la yeni yaptığı vücudunu, hayatı, ihaneti, kadınları ve siyaseti konuştuk.
Ya ajan ya gizli görev çalışanı... Neden hep karanlık adam rolündesiniz?
- Televizyon izleyicisi sürprizleri sevmiyor. Aslında bunu kırmak için birçok farklı karakteri canlandırdım. Ama tutan dizilerimin çoğunda bu algı vardı. Erkeksi, ağır abi... Sanırım ben de ekranda artık fazla maceraya girmeden bu karakterlerin tonlarını oynamaya devam edeceğim.
Artık ekranda erkek çıplaklığı moda, siz de ‘Kara Kutu’ için vücut yapmışsınız. Soyunacak mısınız?- Daha önceki işimde 90 kiloya çıktım. Çünkü iki çocuk babasını oynuyordum. Bu proje için bir ayda 6 kilo verdim. Eski halime gelmeye çalıştım. Vücudum benim her şeyim. Görselliğe hitap ediyorum. Zaman harcayarak yapılan vücudu herkes göstermeyi sever. Malın varsa göstereceksin! (Gülüyor)
Canlandırdığınız Mehmet en büyük ihaneti dostundan görüyor. Bunu yaşadığınız oldu mu?- Çok yakın arkadaşlarımdan gördüm. Hem de birkaç kere... Hayat hep tozpembe değil. Her insanın içinde ihanet duygusu var.
TAYYİP ERDOĞAN’I OYNAMADI AMA OYNASA OYNAR
‘Kod Adı: Koz’ filminde Tayyip Erdoğan’ı canlandıracaktınız. Son anda projeden çekildiğinizi duyduk.
- O filmin hazırlık aşamasındayken ‘Kara Kutu’ dizisi geldi. Biraz da zaman darlığından dolayı olmadı. Bunun daha doğru olduğunu düşündüm.
Kaçamak bir cevap oldu. Yandaş yaftasından korktuğunuz oldu mu?
- Neden korkayım? Arkasında durabileceğim şeyi oynarım. Ben bir oyuncuyum.
Kendinizi fiziksel olarak Tayyip Erdoğan’a benzetiyor musunuz?
- Benzetmiyorum. O kumral ben esmerim.
Filmi izlediniz mi?
- Hayır. ‘Kara Kutu’nun çekimlerinden dolayı henüz gidemedim ama merak ediyorum.
Başka bir projede Tayyip Erdoğan rolü gelse...- Senaryonun içeriğine bağlı.
Siyasi tarihimizden kimi oynamak isterdiniz?
- Deli İbrahim’i canlandırmak isterdim. Gidip gelen zekâsına rağmen devlet yönetimini eline almaya çalışan bir adam. Bir oyuncu için çok iyi bir malzeme.
2010’da “Önce komünisttim, sonra ülkücü oldum” demiştiniz. Yıl 2015. Son durum ne?
- Çevremdekileri görüp değerlendirerek değişmeye ve kendimi eğitmeye devam ediyorum. İdeolojilere inanmıyorum. İnsan aklına inanıyorum.
Siyasetle aranız nasıl?- Takip ediyorum. Ama Türkiye tarzı siyaset hoşuma gitmiyor. İlkokul çocukları gibiler.
Ekranda içkinin buzlanması ya da dekolte sorunsalı size ne hissettiriyor?
- Çok şaçma... Bazı değerleri zorla kabul ettirmeye çalışmak bu. Devlet bence bunlarla uğraşmamalı ve toplum mühendisliği yapmamalı.
4.5 yaşında bir oğlunuz var. Onun geleceğine dair korkularınız var mı?
- Şuna inanıyorum: Bugün Irak ve Suriye’de olan şeyler bizden çok uzak değil. Bunlar belki yarın belki yarından da yakın bizim topraklarımızda olabilir. E insan doğal olarak tedirgin oluyor tabii.
CAZİBEMDEN BİR ŞEY KAYBETMEDİM
Babalık hayatı nasıl değiştiriyor?
- Baştan aşağı değiştiriyor. Beş kardeşiz. Çocuk sahibi olmayı çok istiyordum. Şimdi Aras’sız bir gün düşünemiyorum. Hızlı araba kullanmıyorsun, sokakta gördüğün hiçbir tartışmaya karışmıyorsun.
Peki çocuk olduktan sonra aşk şekil değiştiriyor mu?
- Evet, aşk katlanıyor.
Kadınların ilgisi değişiyor mu?
- Yeşilçam’da evlilik yoktu ama artık değişti. Bak artık Hollywood’da evlenmek normal. Bu yüzden evlendiğim için kadınlara karşı olan cazibemden bir şey kaybettiğimi düşünmüyorum.
Vaktiyle “Kadınlar numaralarını arabamın camına yapıştırıyor” demiştiniz. Ya şimdi?
- Zaman zaman oluyor. “Sizi beğeniyoruz” yazmaları normal. Ama bunu aşan şeyler de oluyor. Zaman zaman çok sağlıksız şeylerle de karşılaşıyorum.
Cinsel içerikli mesajları mı kastediyorsunuz?
- “Mutluluğu bende bulacaksın”, “Bu gece gel”, “Eşin sana bir çocuk vermiş, ben 10 çocuk veririm” gibi şeyler... Muhtelif fotoğraflar da var. Onları itinayla siliyorum.