Güncelleme Tarihi:
Boğatepe'nin kaleme aldığı romanın konusu 70'li ve 80'li yılların İran ve Türkiye'si ile İsveç ve Amerika da geçiyor.
Şah Rıza Pehlevi’nin on iki adamından biri olan ve dönemin istihbarat örgütü Savak’ta üst düzeyde görev yapan Muhammed Alishahi, “Yeşil Devrim”den hemen sonra ailesiyle birlikte ülkesini terk ederek Türkiye’ye kaçar. Bir süre sonra da 12 Eylül askeri darbesine yakalanır. Ankara’nın kaos ve kargaşa ortamında bir yandan yaşam mücadelesi verirken diğer yandan da peşine düşen gizli örgüt elemanlarından korunmaya, gizlenmeye çalışır.
Sadece Alishahi’nin değil, dört ülkeyi dolaşan ve dört ayrı rejimle tanışan ailesinin ve küçük kızının da yaşama tutunma serüvenidir bu. Türkiye’yi vatanı olarak benimseyen, aşk denilen yabanıl duyguyla ilk kez Ankara’da tanışan, sonra da Türkiye’den ayrılmak zorunda kalan bir mültecidir artık. Babası ile uzun süren bir anlaşmazlığın, çatışmanın içine düşen Nilüfer’in, bundan sonraki yaşamının belli başlı durakları İran, Türkiye, İsveç ve Amerika olacaktır.