Güliz ARSLAN
Oluşturulma Tarihi: Kasım 13, 2015 11:53
Pek çok kez Türkiye’de konser veren Monica Molina yarın yine İstanbul’daki dinleyicileriyle buluşacak. Molina 20.00’de Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda vereceği konserden önce sorularımızı yanıtladı.
Türkiye’de çok kez konser verdiniz. İlk geldiğinizdeki izlenimlerinizi hatırlıyor musunuz?
Nasıl unuturum! Kızıma altı aylık hamileydim. Dolmabahçe Sarayı’ndaki özel bir gecede şarkı söylemek için davet edilmiştim. İlk görüşte aşk diyebilirim o zaman hissettiklerim için. Boğaz’dan çok etkilenmiştim. Doğumdan hemen sonra da İstanbul Caz Festivali’nde sahne almıştım. Çünkü ilk gelişimde aklımı şehrinizde bırakmıştım. Türkiye benim için çok özel bir ülke. Ülkenizin kapılarını bana Sinan (Ufuk Nergis) ve Vito (Montaruli) açtı, Pasion Turca’yla yıllardır çalışıyorum.
Tam olarak nedir sizi bu kadar etkileyen?Türkiye kendi ülkem İspanya kadar başarılı olduğum bir ülke. Bence buradaki dinleyici şarkılarımı en az benim kadar ‘hissediyor’. Ayrıca İstanbul dünyanın en güzel şehirlerinden biri.
HER YERİ AYRI GÜZELPeki Türkiye’deki dinleyicinin sizi bu kadar çok sevmesini, şarkılarınızı en az sizin kadar hissetmesini neye bağlıyorsunuz?Çok çalışmama ve ‘gerçek olmama’. Beni bu kadar çok sevdiğiniz için kendimi çok şanslı hissediyorum. Biz bunca yıl ‘kalp kalbe’ olduk. 13 yılda onlarca konser verdim, yüzlerce röportajla özelimi paylaştım, ülkenize tatile gittim... Bazı ülkelere konsere gidersiniz, şarkı söyleyip dönersiniz. Türkiye benim için öyle olmadı. Ülkenizle ilişkim bir flört değil, evlilik...
Türkiye ve İspanya’nın benzediğini söylerler. Sizce de öyle mi?Bu başlıbaşına bir röportaj olabilecek kadar uzun bir konu. İki ülke de çok güzel, çekici. İki ülke de kültürel anlamda çok zengin. Kuzeyi, doğusu, batısı, güneyi... Her yeri birbirinden farklı ve özel. İnsanları çok sıcakkanlı, ateşli ve iletişime açık. Yemeklerimiz güzel, tarihimiz zengin... Dünyada bu kadar çok özelliğiyle çekici kaç ülke var? Ama İspanyolca çok kolay, Türkçe ise çok zor. Yıllardır gidip geliyorum, bir türlü öğrenemedim gitti.
Aşk sizin şarkılarınızda önemli bir yerde. Bu yüzyılın aşklarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Aşk nefes almak gibi bir şey. Özel olduğunuzu hissetmenin en güzel yolu. Bence dünya değişse de duygular çok değişmiyor. 30’lardaki aşk şarkısı ile şu anda dinlediğimiz aşk şarkısı arasında duygular açısından büyük bir değişiklik yok. Değişen, hayatın ritmi. Bence gerçek aşk halen var ama bulduğunuz aşkla da yetinmeyi öğrenmemiz lazım.
SON ZAMANLARDA MICHAEL BUBLE DİNLİYORUM
Bir gününüz nasıl geçiyor?
Çok aktifim. Evim doğayla iç içe. Bahçede zaman geçirmeyi seviyorum. Madrid’den bir saat uzaktayım. Şehrin stresi beni çok yormuyor bu yüzden. Yemek yapmayı çok seviyorum. Her gün dört-beş kilometre yürüyorum. Kitap okumayı çok seviyorum. Çok erken kalkıyorum, kızım okula gidiyor çünkü.
Bu aralar neler dinliyorsunuz?
Brezilya ve İtalyan müziklerini çok seviyorum. Caetano Veloso ve Mina favori şarkıcılarım. Cazı, oldies’i, flamenko’yu çok seviyorum. Aretha Franklin, Ed Sheeran sevdiğim isimlerden. Son zamanlarda Michael Buble dinliyorum. Türkiye’den de Sezen Aksu’yu çok seviyorum.