Türkiye'de 'nü' resmin gelişimi: Bizim çıplaklar

İki ikonik iş var Bourgeois dediğimizde; babasını imha ettiği bir heykel anıtı ve annesini temsil ettiğini söylediği örümcek heykeli. Veba olan annesini, çocuklar için tutulan İngiliz mürebbiyeyle aldatan baba. Goblen tamiratı yapan hasta anne... Ona yardım eden Louise...

Sorbonne’da matematik okuyan Louise. Üç oğlan çocuk yapmış, 1947’de Amerikalı bir sanat tarihçiyle evlenen Louise. 90’ından sonra modeli, asistanı, partneri genç Jerry’nin kalıplarını aldığı, hatta üzerindeki kıyafetleri dikmek suretiyle oluşturduğu heykeller yapan yine Louise. Akbank Sanat’taki ‘Louise Bourgeosi Dünyadan Büyük’ başlıklı sergi, geçen yüzyılın en önemli sanatçılarından birinin dünyasına adım atmamızı sağlıyor. Ne yazık ki sergide hiç orijinal Bourgeois işi olmadığı gibi heykelleri de yok. Bourgeois’yı bu sergi aracılığıyla diziciler tanır ve ondan ‘ahlaklı’ bir uyarlama yaparsa Louise, babasının metresinin yıllardır ondan sakladığı çocuğunun Jerry olduğunu öğrenir mi?

‘Üryan’dan ‘nü’ye çıplaklığın tarihi
Çağlayan Çevik

Bu yıl 10’uncu yaşını kutlayan Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, Türk sanatının modernleşme süreci içinde nü resmin gelişimini anlatan ‘Üryan, Çıplak, Nü’ sergisine ev sahipliği yapıyor. Pera Müzesi’nin üçüncü katında dün ziyarete açılan ‘Üryan, Çıplak, Nü: Türk Resminde Bir Modernleşme Öyküsü’ sergisinin küratörlüğünü Ahu Antmen üstlendi.

Sergi Pera Müzesi’nde, 7 Şubat 2016’ya kadar sürecek.

Osman Hamdi Bey, Süleyman Seyyid Bey, Halil Paşa, İzzet Ziya Bey, Avni Lifij, Ruhi Arel, İbrahim Çallı, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Eren Eyüboğlu, Fikret Mualla, Leyla Gamsız ve Yüksel Arslan gibi farklı kuşaklardan 47 sanatçıya ait 150’den fazla esere yer veren sergide, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte, sanat tarihinin temel türlerinden biri olan nü’nün resimsel bir konu ve biçim olarak ortaya çıkışı ve Türkiye’nin modernleşme sürecinin sanattaki simgesel unsurlarından biri olması değerlendiriliyor. İstanbul’da ilk güzel sanatlar akademisi açıldığında canlı model dahi kullanmanın sakıncalı sayıldığı bir dönemden nü’ resmin zaman içinde ‘sanat kültürü’yle nasıl normalleştiği de irdeleniyor.

Cennet nasıl yönetilir?
İhsan Yılmaz

Günümüzü şekillendiren iktidar anlayışını sorgulayan bir sergi ‘Yönetilebilir Cennet’. Sanatçı Turan Aksoy, neoliberalizmle din arasındaki işbirliğini vurgulamak için bu ismi vermiş sergisine. ‘Huzurlu Kent’ kolajıyla bu sistemin ana arterlerini gösteriyor.

Benim sergide asıl ilgimi çeken İslami lügatten seçip sıraladığı sözcüklere ait desenleri oldu. ‘Tuğyan’, ‘Tekasür’, ‘Garab’, ‘Mütref’, ‘Anid’ gibi karakalem desenlerinden oluşan ‘Güzel Sözlük’; son üç-beş yılın iyi ile kötü arasındaki toplumsal gelgitlerinin özetini çıkarır nitelikte. Gösterilen, tavsiye edilen iyilikle tam tersi uygulanan ihtirasa ve açgözlülüğe dayanan kötülüklerin iç içe geçmiş, yer değiştirmiş, eşanlamlı hale gelmiş sözlüğü... Cennet vaadiyle cehenneme giden yolda döşenen taşları göstermeye çalışıyor sanatçı aslında. Görmek isteyene... Turan Aksoy’un ‘Yönetilebilir Cennet’i Nişantaşı’ndaki Millî Reasürans Sanat Galerisi’nde.