Türkiye alzheimer aşamasında

Güncelleme Tarihi:

Türkiye alzheimer aşamasında
Oluşturulma Tarihi: Şubat 16, 2015 07:18

“Bu yazılar büyük resme bakacak, satır aralarını okuyacak” diye başlıyor kitabına Elif Key... ‘Bize İki Çay Söyle...’ tohumları İstanbul’da atılmış, meyvesini binlerce kilometre uzakta, New York’ta vermiş bir kitap. Gazeteci Elif Key, yazılarında hep uzağa bakıyor; New York’tan Türkiye’ye, yetişkinlikten çocukluğa, hoyratlıktan merhamete...

Haberin Devamı

Kitabın girişinde yazılara İstanbul’da başlayıp New York’ta, Türkiye saatinden yedi saat geride devam ettiğini söylüyorsun. Türkiye’den ve ABD’de yazdıklarını yan yana getirince, bu saat farkı kalemini nasıl etkiledi?

Türkiye’de nasılsa hep beraber dayak yiyip beraber ağlıyorduk ya, burada bir başına kalınca, dayağı bir başına yiyip aşağı oturuyorsun. Bir süre geçince, önce dayaktan kurtulmanın çaresini sonra da ağlamadan yazmanın yollarını buldum. Orada beni okuyan insanlara ben de üzülüyorum ama geçecek demenin yolunu bulmaya çalışmak zordu çünkü kimse bana geçecek demiyordu. Sonra bu şehirde beklediğim onlarca kuyruk, bana bir şekilde kelimelerimi de cümlelerimi de bekletmeyi, bazı üzüntülerimi nadasa bırakmayı öğretti. Aslında her konu hakkında fikir beyan etmememiz gerektiğini, bazen susmanın iyi geleceğini bana New York öğretti.

Bir yazında Türkiye’nin yas tutmayan ülke olduğunu söylüyorsun. Yasın psikiyatride beş aşaması var: İnkâr, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme. Sence Türkiye bu aşamaların hangisinde?

Türkiye alzheimer aşamasında. Her türlü iyi ve kötü olayı kayıt zorluğu yaşıyor, gündelik yaşam alışkanlıkları bozukluk gösteriyor, davranışları değişiyor. Biz nasıl olur da 301 kişinin toprak altında kalmasını unuturuz? Şunu demiyorum: Her gün bununla yaşayalım. Ama gerektiği süre kadar dahi yaşamadık. Üstüne Ermenek maden kazası oldu. Günlerce teker teker cesetler çıkarıldı -ki hâlâ içeride kalanlar var- bir kişi bile bu insanlara ne oldu demedi? Ülkenin başbakanı, enerji bakanının dahi umuru değil! Yas mühim bir duraktır, başını önüne eğersin, beklersin, gerekirse 41 gün susarsın, lakin başka bir ülkenin kralı için yas ilan ediliyorsa bunu dikkate alamam. Bu ayıptır.

Haberin Devamı

Türkiye alzheimer aşamasında


New York’a taşındıktan sonra da yazılarında hep Türkiye var. Yekten sorayım: Neden hayatına bakamadın sen?

İtiraf ediyorum: Baktım aslında ama zor oldu. Çünkü New York’a taşınırken, iktidarın icraatlarına bakıp, arkadaşlarıma “Ocağı fazla açtılar, düdüklü patlayacak, fasulyeler kafamıza yapışacak” diyordum. Masalar sandalyeler kaldırılmış, 10’dan sonra içki yasağı getirilmiş, kürtaj yasası tartışılıyordu. Bir şey olacağından çok emindim. “Herkes delirecek, delirtecekler” diyordum. Ve buraya taşındık. 1.5 ay sonra düdüklü tencere gerçekten patladı. Gezi başladı.

Şu cümlenin altını çizdim: “Bizim küçüklüğümüzdeki hayat başka bir hayatmış”. Neden yetişkin günlerinden tatlı anılar yok?

Yaşım büyüdükçe anının tatlısından ekşisinden geçtim zaten. Ama şu oldu: Anı biriktirmelerim İstanbul’da durmuştu, çünkü zaten çocukluk ve gençlik anılarım kentsel dönüşümün altında kaldı. New York’a taşındığımdan bu yana burada daha fazla anı biriktirmeye başladım. Lakin dünya o kadar kaba ki, tatlı anılar biriktirdiğim günlerimi de hızla azaltıyor. Kıta değiştirdik, başka bir şehirde yaşamaya başladık ama günlük hayatın acımasızlığından kaçamadık, Mars’a gitsem dönüş biletim yok, mecburen orada tatlı anı biriktiririm herhalde!

Haberin Devamı

Türkiye alzheimer aşamasında

‘Bize İki Çay Söyle...’
Elif Key / İletişim Yayınları
159 sayfa / 16 TL

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!