Güncelleme Tarihi:
Çizgi ve yazısız karikatürleriyle ardında iz bırakan Selçuk, Girit göçmeni, subay Mehmet Kasım Selçuk ile Hikmet Selçuk'un oğlu olarak 1922'de Milas'ta doğdu. Gazeteci yazar İlhan Selçuk ile Ülfet Ertel'in ağabeyi olan usta çizer, 1941'de Adana Erkek Lisesinden mezun oldu. Selçuk'un ilk karikatürleri, aynı yıl, Adana'da çıkan Türk Sözü gazetesi ile İstanbul'da Kırmızı Beyaz ve Şut spor dergilerinde yayımlandı.
Karikatürist Selçuk, 1942'de İstanbul'a giderek Diş Tababet Mektebine başladı ancak bu okula devam etmedi. Sanatçı, 1948'de İstanbul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi'ne kaydoldu ancak bu okuldaki eğitimini de tamamlamadı.
Akbaba dergisinin kadrosuna 1943'te giren Selçuk, 1945'te bir süre Tasvir gazetesinde karikatürist ve ressam olarak, 1948-1949'da ise Refik Halit Karay'ın çıkardığı Aydede'de baş çizer olarak çalıştı.
İlk sergisini 1951'de açtı
Turhan Selçuk, 1949'da Yeni İstanbul gazetesinde baş çizer oldu ve karikatürleri birinci sayfada yayımlandı. Aynı gazetede karikatürün tarihsel sürecini irdeleyen ve grafik mizah anlayışını savunan yazılar kaleme aldı. Başarılı karikatürist, ilk sergisini ise 1951'de açtı.
Kardeşi İlhan Selçuk ile 1952'de okuyucuya sunduğu 41 Buçuk adlı dergiyi 15 sayı çıkaran Selçuk, Yeni Gazete ve Akşam'ın ardından 1953'te Milliyet'te çalışmaya başladı. Selçuk, aynı yıl ilk karikatür albümünü "Karikatür" adıyla yayımladı. 1954 yılı sonunda
Milliyet gazetesinin 1954 sonunda baş karikatüristi olan sanatçı, çizgi tarzını geometrik formlara dönüştürdü.
Turhan Selçuk, 1954-1961 arasında Akis için karikatürler çizmeye devam etti, İlhan Selçuk ile 1956'da, yazısız karikatür anlayışını benimseyen Dolmuş adlı mizah dergisini çıkardı.
Abdülcanbaz'ı 1957'de okuyucuyla buluşturdu
İlk kez Milliyet gazetesinde yayımlanan ve okuyucular tarafından çok beğenilen Abdülcanbaz karakterini 1957'de çizmeye başlayan sanatçı, karaktere ilişkin 1972'de yaptığı bir açıklamada, "Ben Abdülcanbaz'ı kahramanlık ötesi kaba kuvvetten güç alan, yozlaşmış bir çizgi roman türünden ayırıp arıtmak istedim. Bir roman ya da hikaye anlatımının sanat değerini katarak, bunu grafik sanatın çizgi gücüyle de besleyerek kişiliğini bulması yolunda çalıştım." ifadelerini kullanmıştı.
Selçuk, bir süre sonra çizgi üslubundaki belirgin sadeleşme ve artan grafik düzeyine ilişkin ise şu bilgileri vermişti: "1950 sonrası, Saul Steinberg bir hamle yapmış, grafik mizahı Avrupa'dan Amerika'ya kadar götürmüştü. Avrupalı karikatürcüler, onun açtığı yoldan yeni mesafelere ulaşmaya çalışıyordu. Bu yeni yolda kişiliğimi bulma çabasına yönelik çalışmalara başladım. Önceleri yuvarlak çizgilerle çalışıyordum. Sonra çizgilerimi köşeleştirdim. Daha sonra yuvarlak ve köşeli çizgileri birlikte kullanmaya başladım. Bir ara çok sert, çok düz çizgilerle çalıştım. Ama sadelikten hiç ayrılmadım."
Uzun yıllar Milliyet, Cumhuriyet, Akşam ve Yeni İstanbul gazetelerinde yer alan Abdülcanbaz, 1970'li yıllarda Mehmet Benli, 1980'lerde de Milliyet Yayıncılık tarafından albüm olarak yayınlandı. Turhan Selçuk, 1987'de emekliye ayırdığı Abdülcanbaz'ı, 1994'te yeniden, çizmeye başladı. Çok sevilen Abdülcanbaz, tiyatro ve sinemada da canlandırıldı, ayrıca 1991'de PTT tarafından basılan bir posta pulunda kullanıldı.
Karikatürcüler Derneğini 1969'da kurdu
Usta karikatürist, 1969'da Semih Balcıoğlu ve Ferit Öngören ile Karikatürcüler Derneğini kurdu, 1983’te Gazeteciler Cemiyeti tarafından “Yılın Karikatürcüsü” seçildi. Türkiye ve Avrupa'da birçok müzede karikatürleri sergilenen Selçuk'un "İnsan Hakları" konulu karikatür sergisi Avrupa Konseyi'nin önerisiyle ilk kez 1992'de Strasbourg'da açıldı ve 1997'ye kadar dünyanın birçok ülkesinde sergilendi. "Barış ve Kitap" konulu karikatürü 1992'de Avrupa Konseyi'nin başlattığı kitap okuma kampanyasının afiş ve logolarında kullanıldı. Çizer Turhan Selçuk, 11 Mart 2010'da İstanbul'da tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.